

Pazartesi notlarında bu hafta önceki haftalardan farklı olarak tek bir konuyu ele alacağız. Aslında konu tek ama içerik olarak biraz hukuk (suzluk), biraz adalet (sizlik) biraz da mağduriyet barındıran bir yazı. Herkesin, her kesimin refahı için çalışması gereken yetkili sendikaların hukuku nasıl çiğnemeye çalıştıklarını, devletin imkanlarını kendi menfaatlerinde kullanmak için hangi kanun tanımaz yollara başvurduklarını anlatacağım.
Nicelik olarak fazla, nitelik olarak tartışılır bir sendikanın hukuku hiçe sayarak milyonlarca memuru nasıl mağdur ettiğini ve bir döner ekmek parasına memurları nasıl yarı yolda bıraktığını gelin birlikte okuyalım.
Sayısal Çokluk, İşlevsel Yokluk
Sendikalar, çalışanların ekonomik, sosyal ve mesleki çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla bir araya geldikleri demokratik ve bağımsız bir örgüttür. Sendikaların görevi, çalışanların haklarının korunması ve iyileştirilmesi, güç birliği ve dayanışma, sosyal adalet ve eşitlik, demokratik katılım, eğitim ve bilinçlendirme, iş güvencesi ve sosyal güvenlik, toplumsal denge ve istikrar konularında üyelerine destek olmak; haklarını savunmak ve mağduriyetlerinde yanlarında olarak çalışan-işveren arasında bir nevi arabulucu görevi görmektir.
2024 yılı sayımları sonucunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre, Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) 1,078,802 üye ile Türkiye’de en fazla üyeye sahip konfederasyon durumunda. Memur-Sen konfederasyonunun içerisinde farklı iş kollarından 11 sendika bulunmaktadır.
Olay burada başlıyor aslında. Her toplu sözleşme döneminde masada olan Memur-Sen, son dönemlerde üye kayıplarının önüne geçmek için o kadar küçük hesapların içine giriyor ki kendi üyelerinden bile tepki çekmeye devam ediyor. 2021 yılında 6. Dönem toplu sözleşme ile “ilgili hizmet kolunda üye olabilecek kamu personellerinin en az %1’ini örgütlemiş sendikaların üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesini almasını” öngören kanun teklifi, Danıştay tarafından “ikramiyeden yararlanmada kısıtlayıcı karar getirilemez, eşitsizlik yaratır, sendikal özgürlüğe müdahaledir” gerekçesiyle iptal edildi.
Memur-Sen Konfederasyonu, Danıştay’ın hukuksuz dediği ve iptal ettiği %1 barajına rağmen bu kez de mecliste %2 barajının lobisini yaptı. Milletvekillerinin de desteğiyle teklif meclisten geçti ve kanunlaştı. Bu sefer de Anayasa Mahkemesi ilgili kanunu eşitsizlik gerekçesiyle iptal etti.
Şimdi aynı Memur-Sen, 18 Temmuz gecesi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda neredeyse sabahlayarak, 7 milletvekilinin imzasıyla tekrardan %1 barajını komisyondan geçirdi. Bu maddeyle birlikte Memur-Sen’in de içerisinde olduğu birkaç büyük sendikanın üyelerinin aylık ekstradan bir döner ekmek parası olan 400 TL alacağı bir sistem geliyor. Yeni kurulan ve büyümekte olan sendikaların önünü kesmek ve sadece tek ses olmasını istiyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve gücünü kanunlardan alır. Önce Danıştay’ın, daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bir kanunu, tekrardan gece yarısı lobileriyle komisyondan geçirip dayatmaya çalışmak, kanunu tanımama ve kanuna karşı gelme değil midir?
Buradan Memur-Sen Konfederasyonu’na soruyorum:
Madem gücünüz vardı, madem mecliste sabahlayarak başarılı lobiler yapabiliyorsunuz;
Yıllardır her toplu sözleşme masasında söz verdiğiniz Yardımcı Hizmetler Sınıfının (YHS) kaldırılması için neden lobi yapmadınız, neden mecliste sabahlamadınız?
3600 ek gösterge mağduru memurlar için neden ses çıkartmıyorsunuz?
Yurtiçinde ve yurtdışında kahramanca vatan savunan ama kadroları olmayan uzman çavuşları neden dinlemiyorsunuz?
Aylardır mağduriyetlerini dile getiren bekleyen kamu mühendisleri ile ilgili göstermelik çalıştay yapmaktan başka bir icraatınız oldu mu?
Ceza infaz kurumlarında görev yapan infaz ve koruma memurlarının taleplerini neden dile getirmiyorsunuz?
Kamuda ayrıma ve ayrışmaya yol açan, Sağlık Bakanlığı harici kamu kurumlarında görev yapan sağlıkçılar ile ilgili neden tek kelime etmiyorsunuz?
Büyükşehirlerde görev yapan devlet memurları için büyükşehir tazminatında neden ısrar etmediniz, neden memurları yalnız bıraktınız?
8 Eylül 1999’da işe başlayan ile 9 Eylül 1999’da işe başlayan arasında emekli olmak için 17 yıl fark ediyor. Neden bu duruma haksızlık demediniz, neden emeklilikte kademeli adalet olmalı diye meydanlara çıkmadınız?
Staj ve çıraklık mağdurları günlerdir sokaklarda ve meydanlarda seslerini duyurmak için haykırıyor. Bir gün kendilerini dinleyip “talebiniz ne” diye neden sormadınız?
Bu ülkede 200 günde 42 polis yaşamına son verdi, ne derdi vardı diye sordunuz mu, sorunların çözümü için elinizi taşın altına koydunuz mu?
Buradan MEMUR-SEN’e sesleniyorum:
Bu kanun teklifi ile “altta kalanın canı çıksın” mantığını bırakın!
Son sayımda %300 büyüme ile rekor kıran Emniyet Teşkilatı Sendikası sizi korkutmasın!
Sizi 30 yıldır sendikacılık yapıp hiçbir şey yapmadığınızı fark eden ve sendikalarınızdan istifa eden memurlar korkutsun!
Küçük hesapları bırakın, bir kesimin değil herkesin menfaatine çalışın. Artık insanlar sizlerin sadece nicelik olarak fazla olduğunuzun ama nitelik olarak memurun menfaatine bir şey yapmadığınızın farkında. Sadece bir kısım ve sizin üyeniz olan memurların faydalanacağı bu ayrıştırıcı kanun teklifinin geri çekilmesi için gerekeni yapın! Bugün çiğnemeye çalıştığınız hukuk, yok saymaya çalıştığınız mahkeme kararları bir gün size de lazım olabilir!
Buradan son sözü de ilgili kanun maddesinin komisyondan geçmesi için imza veren 7 milletvekiline söylemek istiyorum:
Danıştayın ve Anayasa Mahkemesinin kararlarından bilginizin olmadığını varsayarak böyle bir karara imza attığınızı düşünüyoruz. Sizlerin %1 gibi ayrıştırıcı bir ibare olan kanun teklifini tekrardan gözden geçirmeniz ve imzalarınızı geri çekmeniz, milyonlarca memurun en büyük beklentisidir.
Ayrıca milletvekili olurken yemin metninde bulunan “Hukukun üstünlüğüne… adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” Hükümlerinde yer alan hukukun üstünlüğü ilkesini kabul ederek lütfen sözünüzün gereğini yapınız ve bu kanun teklifinden %1 ibaresini kaldırınız.
Keyifli Okumalar, Mutlu Haftalar
Selim GÜNAY
DÜNYA
15 saat önceGENEL
15 saat önceDÜNYA
15 saat önceGENEL
15 saat önceGENEL
15 saat önceGENEL
15 saat önceGENEL
15 saat önce
Muazzam bir eleştiri ve uyarı ile konuyu ele almışsınız. Ellerinize sağlık olsun. Kutlarım.