Değerli okuyucularım,
Geride bıraktığımız 2024 yılının en önemli ve bir o kadar da utanç verici olayı yenidoğan çetesi ve haklarındaki iddialardı. Son yılların en büyük sağlık skandallarından biri olan bu olay 27 Mart 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim merkezine (CİMER) yapılan bir ihbar ile ortaya çıktı. İhbar ve araştırmalar üzerine 21 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, başlatılan soruşturma neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde operasyon için düğmeye basılarak 47 şüpheli gözaltına alınmış, şüphelilerden 22’si savcılık soruşturmasının ardından tutuklanmıştı.
Biranda ülke gündemine oturan bu olay maalesef bir o kadar da hızlı bir şekilde gündemden düştü. Suriye devlet başkanı Esad’ın devrilmesi, yeni açılım görüşmeleri, asgari ücret ve memur maaş oranları tartışılırken arada unutuldu gitti. Aslında unutan bizdik, yoksa yenidoğan çetesi mağduru ailelerden evladını kaybedenler acılarıyla baş başa kalıp yas tutmaya devam ederken, bebeği şans eseri hayatta kalanlar ise evlatlarının sağlık sorunları ile mücadele etmeye devam ediyordu.
Bizde bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu bu yoğun gündemde “unutma, unutturma” diyerek yenidoğan çetesi ile ilgili iddiaları tekrardan gündeme getirecek ve en büyük mağdur olan ailelerden biri olan ve Özel Harekât Şubesinde görev yapan bir polis memurunun yaşadığı mağduriyeti dile getireceğiz.
Yenidoğan Çetesi ile ilgili iddialar neler?
Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre organize örgüt kapsamında yürütülen soruşturmada suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüt adına faaliyet yürütmek, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, resmî belgede sahtecilik ve rüşvet gibi iddialar mevcut.
Şu ana kadar 10 bebeğin yaşamını yitirdiği ve 10 hastanenin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlarının iptal edildiği biliniyor.
Görsel ve yazılı basında yer alan haberler bir nevii mahkemelerce kesinleşinceye kadar iddia elbette ama bir de olayın mağdurları, bizzat yaşadıkları olaylar ve mağduriyetler var.
Özel Harekât Polisi Mağdur Bir Baba E.E.
Yenidoğan Çetesi mağduru bir baba ve yaşadıkları akıl almaz mağduriyeti dile getireceğiz bugün. Yoğun çalışma temposu içerisinde mesleğini icra ederken bir yandan da bebeğini sağ salim kucağına almayı hayal eden Polis Memuru E.E.’nin eşi 29.12.2023 tarihinde Bağcılarda bulunan ve iddialar üzerine kapatılan hastanede erken doğum yapıyor, ciğerleri gelişmediği için bebek kuvöze alınıyor. Bu esnada kadın doğum doktoru aileye “gayet sağlıklı doğdu, yoğun bakıma sağlıklı bir şekilde verdik. 3 gün içinde bu çocuk kuvözden çıkamazsa bu çocuğa bakamamışlardır buradan çocuğunuzu alın.” şeklinde beyanda bulunuyor.
Aile bebeği 3 gün bekliyor, 3. günün sonunda gece 4’te hastaneden aranarak bebeğin kalbinin durduğunu, pulmoner hipertansiyon olduğunu her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söylüyorlar. Kendilerini arayan kişi doktor değil hemşire, yılbaşı gecesi olduğu için hastanede nöbetçi doktor yok.
Doktor olmadığı için bebeğe erken müdahale edilmiyor ve pulmoner hipertansiyona çeviriyor. Aile sabah saatlerinde bu gelişme ile ilgili kadın doğum doktorunu arayıp bilgi verdiklerinde doktor aileye “çocuğunuzu hemen oradan alın, bakımsızlıktan ilgilenmediklerinden pulmoner hipertansiyon olmuştur.” diyor.
E.E. evladını sevk ettirmek istediğinde hastanede yine doktor yok ve epikriz raporunu vermiyorlar.
Şu anda cezaevinde tutuklu bulunan çocuk doktoru M. G. isimli şahıs ısrarlar sonucunda yasal olmayan bir şekilde sekreterine epikriz raporu yazdırıyor. İddiaya göre suçlarının ortaya çıkmaması için sevk ettirmenin tehlikeli olduğunu ve çocuğun yolda ölebileceğini söylüyorlar. Aile sorumluluğu alarak özel ambulans tutarak bebeğin sevkini sağlıyorlar.
Buraya kadar herşey normal gibi ama asıl mağduriyet burada başlıyor.
Bebek pulmoner hipertansiyona bağlı beyin kanaması geçiriyor ve hidrosefali oluyor. 2 ay 17 gün Küvözde yatıyor ve 40 gün boyunca entübe kalıyor.
Şu an durumu nasıl mı? beyninde kistler mevcut ve doktorlar bu duruma bağlı olarak fiziksel veya zihinsel bir hasar bırakacağını söylüyorlar. Ayrıca bebek işitme testini de geçemiyor ve yüzde 100 işitme kaybı var.
Haftada 3 gün fizik tedavi alıyor, aile perişan olmuş durumda, maddi ve manevi olarak yıpranmış durumdalar ve sürekli hastanelerde.
Şimdi anlaşılmıştır umarım durumun ciddiyeti ve tepkilerin ne kadar haklı olduğu.
Aile adına zor ve üzücü bir durum. Allah yardımcıları olsun. O yüzden diyoruz ki; Yenidoğan skandalını Unutma, unutturma!
Selim GÜNAY
KÖŞE YAZILARI
1 saat önceKÖŞE YAZILARI
1 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önce