Değerli okuyucularım,
Bugünlerde hepimiz ülkece içimizi karartan, bizleri umutsuzluğa iten, insana ve insanlığa dair tüm olumlu duygu ve düşüncelerimizin her gün daha da kaybolduğu olaylar silsilesi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Geçtiğimiz hafta zamanlaması ve yeri son derece manidar olan Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketine (TUSAŞ) yapılan hain saldırı ve 5 vatandaşımızın şehit haberi hepimizi kahretti. Şehitler ile ilgili detaylar yanan yüreğimize kor oldu.
Türkiye bu acı haberle sarsılırken geçtiğimiz haftalarda Türkiye’yi ayağa kaldıran Yenidoğan Çetesi maalesef bir anda gündemin gerisinde kaldı. Toplum olarak bizlerde kronikleşen bir hastalık haline gelen “yaşanılanları hemen unutuverme hastalığı” her zaman olduğu gibi bu defa da nüksetti ve bir anda unutuverdik masum bebeklerin ölümünü ve devletin uğradığı zararı.
Son olarak bugün sizlere 27 Ekim Pazar günü İstanbul Kartal’da toplanan binlerce insanın hak arama mücadelesinden ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili çıkarılan yasa sonrası mağdur olan insanların feryadından bahsedeceğiz.
TUSAŞ Saldırısı ve Perde Arkası
Geride bıraktığımız haftada ülkemizde siyaseten son yılların en büyük olayı gerçekleşti. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ yıllardır cezaevinde bulunan, binlerce vatandaşımızın ölümünden sorumlu olan bebek katili terörist başının Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşma yaparak terör örgütünü lağvettiğini açıklamasını istedi.
Öncelikle Meclis çatısı altında gerçekleşen grup toplantısında böyle bir çağrının yapılması her kesimden farklı tepkilerin gelmesine neden oldu. Kimileri olumlu bulurken kimileri ağır eleştirilerde bulundu; bir kesim ise süreç ve gelişmelere göre değerlendirme yapmayı uygun bularak sessiz kalmayı tercih etti.
Bu açıklamadan hemen bir gün sonra Ankara’da bulunan TUSAŞ’ a terör örgütü tarafından hain bir saldırı gerçekleşti ve maalesef 5 vatandaşımız şehit oldu. Bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
TUSAŞ savunma sanayinde son yıllarda çok güzel projelere imza atan milli ve yerli değerlerimizden bir tanesi. Bu nedenle saldırının yeri ve zamanlaması son derece önemliydi. Böyle bir yerin tercih edilmesi ülkemize sansasyonel anlamda sözde gözdağı vermek için seçilmiş özel bir yer. Bu durum dış güçlerin özellikle savunma sanayii alanında son dönemde geldiğimiz noktanın kendilerini ne denli rahatsız ettiğini göstermektedir.
Mekân özellikle seçildi peki ya zamanlama?
Meclis çatısı altında grup toplantısında yapılan bir çağrının ardından bu saldırının gerçekleştirilmesinin kısa ve öz bir anlamı var.
Bu saldırı ile terörist başı bebek katilinin cezaevinden çıkması terörü lağvettiğini açıklamasının bir faydasının olup olmayacağı da biraz netleşmiş oldu aslında. Terör örgütü artık taşeron bir örgüttür ve ipleri dış güçlerin elindedir.
Elbette Sayın Bahçeli’nin bir bildiği bir hesabının olduğunu düşünüyorum. Kendisi yıllardır Türkiye’de siyasetin içerisinde olan milliyetçi bir partinin lideri. Fakat bu tarz kararlar alırken öncelikle halk ile müzakere edilmeli, halka anlatılmalı ve halk ikna edilmelidir. Ayrıca şehit aileleri nasıl ikna edilecek, kendilerine nasıl anlatacağız bunlarında hesabı yapılmalıdır.
Bizler vatandaş olarak dün olduğu gibi bugün de devletimizin yanındayız, elbette devlet aklı diye bir şey vardır ama Hendek’te, Sur’ da, Nusaybin’de yaşadıklarımızı tekrardan yaşamak istemiyoruz. Geçmişte çözüm adı altında yaşadığımız acı tecrübelerden ders çıkarmalı ve kaybettiğimiz canlarımızı unutmamalıyız.
“Yenidoğan Çetesi” Olayını Unutma Unutturma
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin gündemine bir anda düşen Yenidoğan Çetesi ile onlarca mağdur insanı ve kamuya uğratılan zararı duyunca olanları hayretler içerisinde izlemiştik ve ağzımız açık kalmıştı.
Yazımızın giriş kısmında da belirttiğimiz gibi Yenidoğan Çetesi bir anda gündemimize girdi ve bir o kadar da çabuk gündemden çıkıverdi.
Bu olay birkaç gün konuşulacak ve unutulacak kadar basit bir olay değildir. Olayın ortaya çıkması üzerine birçok mağdurun hak arama mücadelesine girdiği şeklinde bilgiler gelmektedir. Hayatını kaybeden bebeklerin haricinde ihmalden dolayı sağlık problemleri yaşayan ve hayatına engelli şekilde devam etmek zorunda kalan bebeklerin olduğunu öğreniyoruz. Önümüzdeki günlerde sizlerle mağdurlardan biri ile yapacağımız görüşmeye dair detayları bu köşede paylaşacağım.
Sosyal medyada bize ve topluma bir katkısı olmayan insanların hayatlarına gösterdiğimiz ilgiyi harcadığımız zamanı bebeklerini ya da sağlıklarını kaybetmiş yüzlerce mağdura destek olmak için gösterelim. Bugün unutur, unutturursan yarın unutulursun.
Emeklilikte Kademeli Adalet Şart!
Geçen seçim döneminin en büyük vaatlerinden olan Emeklilikte Yaşa Takılanlar(EYT) ile ilgili bir gecede kanun çıkartılarak milyonlarca kişinin emekli olmasının önü açılmıştı. Hatta o dönem EYT kanunu seçimde gösterilen başarının en büyük etkenlerinden biri olarak gösterilmişti.
EYT kanunu ile milyonlarca insan sevinirken bir o kadar da mağdur gurubu yaratılmıştı aslında. Plansız, alelacele ve üzerinde çok fazla çalışma yapılmadan çıkartılan bir yasa olduğu için dünyada eşi benzeri görülmemiş uygulamalarında önünü açmış, hatta uzunca bir süre de tartışmaların odağında olmuştu.
Yasayı çıkaranların bile daha sonra yazılı ve görsel basında verdikleri demeçlerde çıkartılan kanunun ortaya yeni bir adaletsizlik yarattığı şeklinde özeleştirileri olmuş ve yasayı hazırlayanlar pişmanlıklarını dile getirmişlerdi.
Öyle bir yasa düşünün ki;
8 Eylül 1999’da çalışma hayatına başladıysanız EYT ile emeklisiniz ama
9 Eylül 1999’da başladıysanız emekli olmak için 17 yıl daha fazla çalışmak zorundasınız.
Ya da daha farklı bir örnekle açıklamak gerekirse;
EYT yasası ile yaşı küçük olanın ve daha az çalışanın yaşı büyük olan ve daha fazla çalışana göre daha erken emekli olduğu bir adaletsizlik ortaya çıktı.
Neresinden bakarsanız bakın adaletsizlik haksızlık ve mağduriyet var. Adaletsizliğin giderilerek emeklilik için yaşın yeniden kademeli şekilde düzenlenerek haklarının verilmesini isteyen binlerce kişi 27 Ekim’de İstanbul Kartal’da toplandı. Bu mağduriyetin bir an evvel giderilmesi için gereğinin yapılması sosyal devletin gereğidir.
Keyifli okumalar mutlu haftalar…
Selim GÜNAY
KÖŞE YAZILARI
9 saat önceKÖŞE YAZILARI
9 saat önceKÖŞE YAZILARI
17 saat önceKÖŞE YAZILARI
17 saat önceSPOR
17 saat önceEKONOMİ
17 saat önceSPOR
17 saat önce
Konular her zamanki gibi güncel ve can yakıcı. Sağlık sektörüne musallat olmuş çetelerin ne yazık ki köklerinin derinliklerde olduğu, geniş ağlar oluşturduğunu düşünüyorum. Masum yavrulara yapilan kötü muameleyi nefretle lanetliyorum. Ellerinize sağlık teşekkürler
Sn Selim Günay bey çok teşekkürler 🙏 Anayasanın eşitlik ilkesi gereği adalet istiyoruz Emeklilikte,Yaşıtlar arasında 1 Güne 17 yıl fark olamaz haksızlıktır ❗ Bu yasada Adalet yok.#KademeAnayasalHaktır
Sn Selim Günay bey çok teşekkürler 🙏 8-9-10 bin gün primli vatandaşlarızKıyak değil, avanta değil adalet istiyoruz8067 gün primim var 5900 gün pirimle emekli olanlara özeniyorumBöyle adalet olmaz#KademeAnayasalHaktır