Kıymetli okuyucularım,
Tercüman Gazetesinde sizlerle başladığımız bu serüvende sizlerin de desteği ve teveccühü ile 4. ayımızı tamamladık. Doğru bildiğimiz ne varsa onu kaleme aldık, bilgiyi teyit etmeden delilsiz hiçbir şey yazmadık.
Maalesef ülkemizde her gün hatta her saat gündem değiştiği için haftada bir gün tek bir konu hakkında yazmak gündemden çok şey kaçırmak anlamına geliyor, oysa bizim görevimiz olabildiğince gündeme değinmek. Bu doğrultuda sizlerden de gelen talep üzerine köşemizde o haftanın önemli olaylarına dair kısa da olsa her birine değineceğiz.
Artık her hafta “Pazartesi Notları” köşemizde daha zengin içeriklerle sizlerle birlikte olacağız.
Sokak Hayvanları Ne Olacak?
Ülkemizde son günlerde en çok tartışılan konuların başında hükümetin hazırlık aşamasında olduğu “Hayvanları Koruma Kanunu” geliyor. İçeriği henüz net olarak bilinmese de kulis bilgilerine göre hazırlanan kanun teklifinde sahipsiz sokak hayvanlarının toplanıp barınaklara götürülmesi ve belirli bir süre için sahiplenilmemeleri durumunda “uyutulmalarının” öngörüldüğü öne sürülüyor. Kanunun içeriği tam olarak bilinmese de söylentileri bile toplumu ikiye bölmeye yetti.
Avrupa’da bu konuda ortak bir uygulama yok. Mesela Hollanda “Topla, Kısırlaştır, Aşıla ve Aldığın Yere Bırak” formülünü uygularken, İngiltere’de ise sokak hayvanları önce sahiplendirilmeye çalışılıyor, eğer bu mümkün olmuyorsa uyutuluyor. Yunanistan ise sokak hayvanlarını 3 ay boyunca sahiplendirmeye çalışmakta, daha sonra kısırlaştırıp aşısını yapıp bulunduğu yere geri bırakılıyor. Bu anlamda İsveç’te ise hayvanlar barınaklara alınarak ömürlerinin sonuna kadar orada bakılıyor.
Peki ülkemizde durumlar nasıl dersek, maalesef bizde uygulanan bir sistem yok, kısaca sistemsizlik sistem olmuş. Sokak hayvanları sokaklarda küçücük çocuklara, yaşlı savunmasız insanlara saldırıp ölümlerine sebep olabiliyor.
Ülkemizde bir kesimde Allah’ın verdiği canı Allah alır mantığı hâkim, yanlış da sayılmaz aslında. Evet ortada bir sokak hayvanları sorunu var ama bunun çözümü hayvanları uyutmak değildir. Her canlı normal şekilde can verene kadar hayatta kalma hakkına sahiptir.
Burada uygulanacak çözüm ne insanların sokakta yürüyemez hale getiren sokak hayvanları olsun, neden bir başka canlının yaşamına son vermeye gerek olsun. Herkesin, her kesimin vicdanını rahatlatacak çözümler bulunsun
Uzman Çavuşlar Yine Unutuldu!
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanunu’nda değişiklik ön gören kanun teklifi TBMM’ye sunuldu. 38 yıldır kadro bekleyen birçok kez de bu köşeden bizim de bizzat dile getirdiğimiz kadro sözü tutulmaması bir yana maalesef yeni kanun teklifi ile ilişik kesmeler daha kolay hale getirilip komutanların iki dudağının arasına bırakılmış durumda.
Personeli nasıl kazanırız, motivasyonlarını nasıl daha da yükseğe çekeriz diye düşünmek yerine nasıl daha kolay meslekten atarız üzerine çalışılmış bir kanun teklifi gibi görünüyor.
Yazık çok yazık!
Kar, kış, sıcak soğuk demeden yurt içinde hendek, Sur, Cizre, Nusaybin yurtdışında Şah Fırat Operasyonu, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu/Afrin Harekâtı, Pençe Harekâtı, Barış Pınarı Harekâtı gibi botlarının tabanının değmediği yer kalmayan kahramanlarımızı kazanmak yerine yine kaybetmeye odaklanmışız.
Bu kanun teklifi üzerinde çalışılırken;
Acaba her şehit haberinde görmeye alıştığımız kerpiç duvarlı sıvasız evler gözümüzün önüne gelmedi mi?
Ya da biz bu kahramanlara orduevi kapısında nöbet tutturuyoruz ama içeride kalmalarına izin neden vermiyoruz diye düşündünüz mü?
45 yaşında işin bitti deyip zorla emekli edildiği için 3600 ek göstergeden faydalanamayan 120.000 uzman çavuş içinde bir şeyler yapalım demeyi aklınızdan geçirdiniz mi?
Bu kahramanlar bu ülkede şehit olmaktan başka bir şey yapmadılar, gelin o kanun teklifini geri çekin, yeni düzenleme ile kadrolarını verin ve binlerce uzman çavuş ile helalleşin.
Unutmayın vatan savunmasının sözleşmelisi olmaz!
Tasarruf Tedbirleri
Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK, bizzat Cumhurbaşkanının da desteğiyle kamuda büyük tasarruf tedbirlerini açıkladı. Maliye Bakanı açıkladı açıklamasına ama toplumda bu defa genel kanı bekle gör politikası. Yani insanlar artık daha bilinçli hemen balıklama atlamıyor. Görünüşe göre tasarruf tedbirleri en çok yine emekçi kesimi etkileyecek gibi duruyor. Çünkü ülkemizde her şeyden ilk ve en çok etkilenen kesim emekçi kesim. Mesela tasarruf tedbiri kapsamında polis lojmanlarının fiyatlarının çevredeki konut kiralarına endeksleneceği söylentileri dolaşıyor. Aslında polisin oturduğu lojmana sıra gelene kadar yapılacak çok şey var. Örneğin;
Belediyeleri tabir-i caizse babalarının çiftliği gibi kullanan belediye başkanları var bu ülkede… Kızını, damadını işe alandan tutun ailesine makam arabası tahsis edene kadar…
Peki ya özel hastaneler… Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) özel hastaneler yüzünden maalesef çok zor durumda. Her giden hastaya gerek olmadığı halde anjiyo yapan, en ufak rahatsızlıkta operasyon yapan hastanelere ödenen ciddi miktarlarda paralar var.
Tasarruf yapmanın en temel yollarından biri 1996 yılında Başbakanlığını rahmetli Necmettin ERBAKAN’ın yaptığı Refah-Yol hükümetinin ekonomide uyguladığı havuz sistemidir.
Havuz sistemi ile devlet 1 yılda 10 milyar dolar tasarruf yapmıştı. Peki neydi o dönem uygulanan havuz sistemi? Hazinede gelir ve gider bir havuzda toplanarak, kamu kurumlarının paraları kamu bankalarında toplanmış, krediye ihtiyacı olan kamu kurumları, kredi ihtiyacını kamu bankalarından karşılamıştır. Kamu paralarının, kamu bankalarında toplanmasını sağlayan bu sisteme bu yüzden “Havuz Sistemi” denilmiştir.
Polislere 2. Şark Eziyeti
Polis tayin yerleri açıklandı ve yine yüzlerce polis 2. kez şark görevine gönderiliyor. Oysaki yetkililerce basın ve yayın organlarında açıklamalar yapılmış 2. Şark hizmeti kaldırıldı denilerek müjde verilmişti.
Yoğun iş temposuna bağlı psikolojik yorgunluk ve ekonomik anlamda enflasyon karşısında eriyen maaşlarının yanında bir de beklenmeyen 2. Şark görevi maalesef polisleri kara kara düşündürüyor.
Umarım bu sene bu uygulama son olur önümüzdeki yıllarda bir daha uygulanmamak üzere resmen kaldırılır.
Şampiyon Galatasaray
2023-2024 futbol sezonunda Galatasaray Futbol Takımı sezonu şampiyon tamamladı. Bazı zamanlarda keşke biran evvel bitse dediğiniz olaylar vardır. Bu sene aynı şeyi futbol için söyledik. Futboldan çok Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, Yabancı hakemler, geçtiğimiz hafta Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynan maç sonrası yaşanılan olaylar, Galatasaray kulübünde başkanlık seçimi ve Fenerbahçe spor kulübünde yaklaşan başkanlık seçimi…maalesef futboldan çok bu olaylar konuşuldu. Galatasaray futbol takımı da bu olayların gölgesinde şampiyonluğa ulaştı.
Galatasaray Futbol Takımını tebrik eder, önümüzdeki sezon istenmeyen kişilerin ve olayların futbolun içerisinde olmadığı bir lig temennisiyle.
Keyifli okumalar, Mutlu haftalar.
Selim GÜNAY
KÖŞE YAZILARI
19 saat önceKÖŞE YAZILARI
19 saat önceKÖŞE YAZILARI
1 gün önceKÖŞE YAZILARI
1 gün önceSPOR
1 gün önceEKONOMİ
1 gün önceSPOR
1 gün önce
Başarılarınızın devamını dilerim.