İnsanı değerli kılan unsurlar – Yetenek mi öndedir, yoksa eğitim mi?

İnsanı değerli kılan unsurlar – Yetenek mi öndedir, yoksa eğitim mi?

ABONE OL
14 Aralık 2024 21:42
İnsanı değerli kılan unsurlar – Yetenek mi öndedir, yoksa eğitim mi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Cevherler toz-toprağa düşse de, yine değerini kaybetmez; toz-toprak göğe yükselse de, yine değer kazanmaz. Eğitimsiz yetenek yazıktır, yeteneksiz eğitim ise mümkün değildir. Kül, ateşten meydana geldiği için asil bir soy-sop taşır, fakat içinde hüner bulunmadığından toprakla eşittir; şekerin değeri, kamıştan geldiği için değil, doğasında tatlılık olduğu içindir.” (Sadi Şirazi)

Sadi Şirazi’nin bu sözleri, insanın iç değerleri ile dış koşullar arasındaki ilişkiyi analiz etmektedir. O, insanın değerini ve kıymetini yalnızca dış faktörlerle ölçmediğini, aksine içsel özelliklerinin, eğitim ve yeteneğinin önemli olduğunu vurgulamaktadır.

“Cevherler toz-toprağa düşse de, yine değerini kaybetmez; toz-toprak göğe yükselse de, yine değer kazanmaz” cümlesi, insanın gerçek değerinin dış koşullardan bağımsız olduğunu belirtir. Cevher ne kadar toza batarsa batsın, değeri değişmez, çünkü onun değeri doğasında ve maddi yapısındadır. Aynı şekilde, toz-toprak göğe yükselse de, değeri artmaz. Bu, hayatın kendisinde sıkça rastlanan bir ilkedir: Dış görünüşler ve geçici durumlar, insanın gerçek değerini belirlemez.

“Eğitimsiz yetenek yazıktır, yeteneksiz eğitim ise mümkün değildir” cümlesi ise insanın hem yeteneğini hem de eğitimini vurgular. Yeteneksiz bir insanın eğitimi faydasızdır, çünkü o, herhangi bir beceri veya derinlikten yoksundur. Diğer taraftan, eğitimsiz yetenek de faydasızdır, çünkü doğru yönlendirilmemiş ve düzgün bir şekilde kullanılmayan yetenek kendini gerçekleştiremez. Bu da gösterir ki, insanın gelişimi için hem yeteneği hem de eğitimi birleştirmek gereklidir.

“Kül, ateşten meydana geldiği için asil bir soy-sop taşır, fakat içinde hüner bulunmadığından toprakla eşittir” örneği de insanın manevi ve zekâ ile ilişkili temel ilkelerini açıklar. Kül, yüksek bir seviyeden meydana gelse de, eğer o kül içinde bir değer taşımazsa, toprakla aynı durumdadır. Bu, sadece iyi bir soya sahip olmanın yeterli olmadığını, her insanın kendi becerileri ve manevi değerleriyle değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

“Şekerin değeri, kamıştan geldiği için değil, doğasında tatlılık olduğu içindir” örneği, bu fikri tamamlar ki, bir şeyin değeri, onun kökeninden değil, içsel özelliklerinden gelir. Şekerin değeri, kamıştan değil, onun doğasında bulunan tatlılıktan kaynaklanır. Bu da insanın değerinin yalnızca dış koşullardan değil, içsel özelliklerinden kaynaklandığını gösterir.

Sadi Şirazi, bu sözlerinde insanın gerçek değerini dış faktörlerin değil, içsel özelliklerinin belirlediğini vurgulayarak, insanın değerini daha yüksek ve manevi bir seviyede analiz eder. O, eğitimin, yeteneğin ve içsel değerlerin önemini belirterek, bu özelliklerin her bir insanın gerçek değerini belirlediğini ifade eder.

Sadi Şirazi, insanın değerini ölçerken yalnızca dış görünüşünü ve koşullarını değil, onun içsel niteliklerini ve eğitimini temel alır. Toplumun çoğu zaman insanları dış faktörlere göre değerlendirmesi, böyle bir yaklaşımı daha da önemli kılar. Çünkü dış görünüş, mal-mülk ve sosyal statü, insanın gerçek değerini yansıtmaz. İnsanların kendilerini geliştirmeleri, manevi ve entelektüel değerlerini artırmaları, onları daha değerli kılar. Sadi Şirazi, bu konuda birçok hikmetli örnek sunarak, insanın gerçek değerinin doğasında ve içsel özelliklerinde olduğunu gösterir.

Eğitim ve yetenek arasındaki ilişki, insanın gelişimi için hayati öneme sahiptir. Eğitim, bir insanın doğru bir şekilde yönlendirilmesini sağlarken, yetenek onu bu yolda ilerlemeye ve potansiyelini gerçekleştirmeye yardımcı olur. Bu iki unsur, birbirini tamamlayarak insanın hedeflerine ulaşmasına ortam hazırlar. Yetenek, eğitimle birleşmediğinde, insan yalnızca potansiyelinin küçük bir kısmını kullanabilir. Tersine, eğitimsiz yetenek de, toplum için ve kendisi için faydalı olmayacaktır, çünkü doğru yönlendirilmeden insanın becerileri de anlam taşımayacaktır. Bu nedenle, hem eğitim hem de doğru eğitim, insanın gelişimi için eşit derecede önemlidir.

Sadi Şirazi’nin “Kül, ateşten meydana geldiği için asil bir soy-sop taşır” örneği ile insanın manevi yükselişinin ne kadar önemli olduğu da vurgulanabilir. İnsanların ailevi kökenleri ve soyu onlara bazı avantajlar sağlasa da, en önemli şey, o kişinin kendisinin nasıl bir kişiliğe sahip olduğudur. Yüksek manevi değerler ve ahlaki nitelikler, insanı gerçek anlamda değerli kılar. Bu da demek oluyor ki, her insanın potansiyeli yalnızca kendi iç dünyasında bulunabilir. İnsan, kendini iyi eğiterek ve yeterince geliştirerek, kendi değerini artırır ve hayatında gerçek değerler kazanır.

Resul Mirhaşimli


En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.





HIZLI YORUM YAP

Tercüman Gazetesi ; tercumangazetesi.com.tr , tercumaniahval.com.tr , tercumanihakikat.com.tr gazetelerini içerir.