İNSAN

İNSAN

ABONE OL
18 Şubat 2024 18:28
İNSAN
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Birbirlerini takip ediyorlardı, ancak soluksuz kalmıştı ki hemen sağ çaprazında su dolu bir kap gördü. İçi yanmışçasına içti, şaşırmıştı, İyiler de vardı demek ki…

Yola devam etti, az ileride kendisine benzeyen o yumuşacık dokudan çok sayıda vardı burada, artık daha da keyiflenmişti. Kendine güveni gelmişti, ama kendisinden büyük olan canlılara nasıl yaklaşabileceğini bilmiyordu hâlâ, 1 yaşında olsa da çok şey tecrübe ettiğindendi belki…

Siyah beyazdı tüyleri, pembe bir burun ve çok da atletik bir yapıya sahipti. Hiç üşenmeyip o ağaçtan bu ağaca saksağan kovalıyordu. Ama bir türlü yakalayamıyordu kendisi gibi tüyleri olan bedenleri. Her seferinde uçuyorlardı, ama sanki onunla oyun oynuyormuşçasına yine önüne konuyorlardı. Yok bu böyle olmayacaktı, ne kadar atlasa zıplasa bir türlü hedefe erişemiyordu. Bu arada kendisinden daha büyük boyutta bir canlı, duvarın dibine bir şeyler bıraktı. -pisi pisi pisi, diye seslendi. Bu canlılara insan deniliyordu. Onlara çok güvenemiyordu açıkçası, ne yapacakları belli değildi hiç. O mama zehirli bile olabilirdi, geçenlerde bir arkadaşını zehirlememişler miydi, açıkçası tedirgin oldu. Yemeği kenara bırakan insan kendisine yaklaşıp çömeldi belirli bir mesafede. Onun güvenini kazanmaya çalışıyor gibiydi: “Korkma benden lütfen, sana mama koydum bak, benden sana zarar gelmez…” deyiverdi anında. Söylediklerini anlayamamıştı, ama yüzünde ve özellikle gözlerinde samimiyet dolu bir sevgi vardı kızın, bu enerjiyi hissetmişti, ona güvenmek istedi bir yanı. Kızın mamayı bıraktığı yere kilitledi gözlerini bu defa, çok acıkmıştı, ona güvenmeyi seçti. Ürkek ve yavaş adımlarla mamaya ulaştı. İlk önce kokladı ve ilk lokmayı ağzına alarak o inci gibi parıldayan dişlerinin arasına hapsetti. Şimdi çenesi bir aşağı bir yukarı oynarken gözleri kıza sabit ama hoşnuttu. Mama bitmişti, kız biraz daha yaklaştı yanına ve ona dokunmak istedi. İzin verdi, sanki kulaklarının kaşındığını anlamışçasına kaşıdı orayı. Öyle memnundu ki şarkı söylemek geldi içinden. Nitekim gırtlağından hoş bir şarkı döküldü, kendince teşekkür etti kıza. Sonra kız oradan uzaklaşıp gitti, arkasından bakakaldı ama, onun peşinden koşsa önüne yatsa ona sıcak bir yuva verebilir miydi? Sonuçta ona güvenmişti bir kere ve ilelebet de güvenilecek birine benziyordu. Artık sıkılmıştı; kış, saksağanlar, kendi türü ve kötü kalpli insanlar onu çok yormuştu, ama en çok yoran kötü kalpli insanlar olmuştu. Onlar insan değildi aslında ama nasıl tasvir edeceğini bulamamıştı.

Evet, insanların ne yapacağı belli değildi. Kötülük için yaratılmış olabilirler miydi, sanki buna inanıyordu artık. Öyleleriyle karşılaşmıştı ki; taş atıp gözünün birini kör eden mi istersin, tekmeleyen mi- özellikle arkadaşlarından biri daha yeni defalarca tekmeler içinde bir de ezilip öldürülmüştü- , zehirleyen mi, onu ait olmadığı barakalara döverek götürenler mi- neyse ki kaçabilmişti, ama birçok arkadaşı hâlâ o ucube yerdeydi- , onu kovalayan mı, zevkine çöp kutusuna atan mı, birçok sahne vardı daha aklında beliren…

Koşmalıydı o kıza yetişmeliydi, ancak o kadar kolay olmadı, hesaba katmadığı bir durum vardı: canhıraş bağırsa da karşıdan karşıya geçerken onu ezip üstünden çıkıp inen bir tekerlek… Hiç umursamadan, arkasına bakmadan o daracık yolda hız yapan ön ve arka tekerlek. Gözünün biri göremiyordu ya işte, yakalanmıştı ters köşede, tüm suçu sıcak yumuşacık bir yer istemekti, yorulmuştu artık, ne kız onu görebilmişti, ne de diğer tekerlekler. Ve bedeni, sırf kazaya sebebiyet vermesin diye bir kenara savrulup atılmıştı. Daha mı az değerliydi onun canı, kendisine bir türlü insan kelimesini yakıştıramadığı varlıklardan?

O son nefesini vermişti çoktan, kimbilir bulurlar mıydı bedenini, gömerler miydi onu hak ettiği gibi, yoksa yanına yüzlerce beden mi savrulurdu; insan olmayan canlıların bedeni, belki de insan türünden bir kadınının veyahut çocuğun…

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP