

Toplumuzun gidişatı hakkında yazacak olsam, en çok ahlak ve ahlaksızlık üzerinde durmak isterim.
Her şeye bir çare bulunur: eğitimsizliğe, yoksulluğa, hatta acıya ve üzüntüye bile çare bulunabilir. Ama buna karşılık ahlaksızlığa çare bulmak artık giderek zorlaşıyor.
Etrafımıza baktığımızda, bencilliğin, hoşgörüsüzlüğün ve saygısızlığın giderek yaygınlaştığını görmek mümkün. Trafikte birbirine yol vermeyen sürücüler, sosyal medyada acımasızca eleştiren anonim hesaplar, komşuluk ilişkilerinin zayıflaması… Tüm bunlar, toplumsal dokuyu oluşturan ahlaki ipliklerin yıprandığına işaret ediyor gibi.
Son yıllarda tüm değerlerimiz birbirinin içine girdi. Doğru olan yanlış, ayıp olan normal oldu. Neredeyse her yıl değişen eğitim sistemi, her gün fikir değiştiren siyasi yaşam, bir gün birine küfredip ertesi gün el ele veren siyasiler… Milletin kafası o denli karıştı ki, toplumun en önemli değeri ahlak çöktü!
Artık herkese her şey mübah!
Mesela 21 yaşındaki genç, kayınvalidesine “Seviyorum, evleneceğiz” diyebiliyor.
Kayınvalide ile evde güreşirken görüntülerini çekiyor ve bunlar televizyonlarda yayınlanıyor.
13 yaşındaki çocuğu pazar yerinde bıçaklayan çocuklar türedi. Yargılanan arkadaşlarını desteklemek için katledilen çocuğun mezarını tahrip edebilecek kadar şuursuz bir nesil yetişti.
Sapanca’da bungalovun yatak odasına gizli kamera yerleştirebilecek kadar ahlaksız var mesela. Skandal ortaya çıkınca, “Bir önceki müşteri takmıştır” diye pişkince savunma yapan işletme var!
Kadın doğum kliniğinde para karşılığı kadınların yumurtalarını alıp ABD’ye satan şebeke türedi. Ataşehir’deki kadın doğum kliniğinin, ihtiyaç sahibi kadınları ağına düşürüp yumurtalarını sattığı ortaya çıktı.
Türkiye’nin önde gelen piliç firmasının, hem de ‘Anne Köftesi’ diye sattığı üründe ‘Listeria’ bakterisi çıktı. Şirket, “Tüm ürünlerimizde yok, olanlar toplatıldı, özür dileriz” dedi. Yıllık cirosu 19 milyar TL olan şirkete 210 bin TL ceza kesildi. Türkiye’de en ucuz sıfır otomobil bir milyonun üzerinde fiyatlarla satılıyor. Ölümcül bakterinin cezası bir otomobilin dörtte biri bile etmiyor.
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz, bu skandallara adı karışan hiç kimse kendini suçlu hissetmiyor.
Hani bir atasözümüz vardır, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” diye… Tam olarak yeni Türkiye profili buna dönüştü.
Ahlak sükût etti.
Ne yazık ki, en büyük sorunumuz artık ahlak sorunudur.
Ahlakı olmayan, ister dindar ister milli olsun, kimseye faydası olmaz. İşte tam da bu yüzden öğretmenler çok önemli. Kaliteli öğretmeniniz yoksa kalitesiz insan yetişir. Boş verin şimdi nasıl düşünüp nasıl yaşadığını, sizden olup olmadığını… Liyakat sahibi öğretmenlere dokunmayın. Çünkü toplumun tamamen çökmesini onlar engelliyor. Papaz eriğini imam eriğine çeviren nesil değil, Canan Dağdeviren gibi meme kanserinin erken teşhisi için geliştirdiği giyilebilir ultrason cihazını uzaya gönderen bireyler yetiştirmenin başka yolu yok.
Tam da bu nedenle eğitim önemli… Ama bu ülkede, “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır.” diyen eğitimci vardı, değil mi?
POLİTİKA
5 saat önceGENEL
5 saat önceGENEL
5 saat önceEKONOMİ
5 saat önceDÜNYA
5 saat önceDÜNYA
5 saat önceSPOR
5 saat önce