İstemiyorsanız bırakın, diyeceğim de bırakmazsınız biliyorum. Zira siyasetle iştigal sebebiniz halk değil, bizzat kendi çıkarlarınız. Bu meydanlarda bu kadar ter dökmeniz hep kendiniz için. Gerisi “vatan, millet, Sakarya” edebiyatı. Bu milleti aldatmak kolay nasılsa. İnsanlar ekmeğinin peşinde bitap düşmüş, eğitim dersen yok. Eskiden köylümüz bile arifti hiç değilse, şimdi herkesin mektebi internet olmuş, herkes sosyal medya filozofu. Kandırın gitsin.
Neyse, biz yine size dönelim. Önceleri, hiç olmazsa oy isterken tevazu sahibiymiş gibi rol keserdiniz. Halktan biriymiş gibi davranırdınız. Şimdi seçim zamanı bile bir kibir, bir kibir… Milletin size eli mahkum değil mi?
Bu nasıl tavır arkadaş? Bir bakan ile yanındakiler, konunun ilgilileriyle bir platformda bir araya gelmiş. Vatandaş, pek muhterem Bakan Bey’e sorumluluk/yetki alanıyla ilgili usulünce bir soru soruyor, bir dayak yemediği kalıyor. O nasıl bir öfkeli bakış? O nasıl azarlar gibi tavır? O nasıl bir nefret ifadesi? O nasıl bir küçük görme? O nasıl kibir? Yahu, küçük dağları siz yarattınız da bizim mi haberimiz yok? Bu millet size bunca tahammül göstermişken, bu ne tahammülsüzlük?
Kapıları tekmeyle açan en küçük bürokratınızdan başlayarak, hepinizden bıktı bu millet. Bir şehit cenazelerinde sesiniz çıkmıyor, o da samimiyetle üzülmenizden mi, yoksa milletin tepkisinden çekindiğinizden mi bilinmez.
Ahmet Şafak şarkısı vardı, aklıma o geldi şimdi. Sözleri böyle değil ama ben temaya uyarlayayım: Beyler, bu millet size neyledi? Seçti, devletin başına getirdi; vekil, bakan, adamlıktan uzak olanları bile başımıza adam eyledi. Sanmayın halk son sözünü söyledi.
Yapmayın beyler, yapmayın!
KÖŞE YAZILARI
4 saat önceKÖŞE YAZILARI
4 saat önceKÖŞE YAZILARI
4 saat önceKÖŞE YAZILARI
5 saat önceGENEL
5 saat önceGENEL
5 saat önceSPOR
5 saat önce