

Günümüzde güzellik algısı, sosyal medya, moda endüstrisi ve toplumun dayattığı normlarla şekilleniyor. Özellikle genç kızlar, bu baskılar karşısında estetik müdahalelere yönelme konusunda daha açık hale geliyor. Burada asıl mesele, estetik yaptırmanın “doğru” ya da “yanlış” olması değil; bu kararın arkasındaki motivasyonun ne olduğudur.
Estetik müdahaleler, bireyin kendini daha iyi hissetmesi, özgüven kazanması veya uzun zamandır rahatsızlık duyduğu bir özelliğini değiştirmesi amacıyla yapılabilir. Bu durumda, kişi kendi isteğiyle, bilinçli ve sağlıklı bir kararla hareket ediyorsa, estetik bir tercihtir ve saygı duyulmalıdır.
Ancak toplumun, özellikle de sosyal medyanın yarattığı “ideal güzellik” baskısıyla yapılan estetikler, bireyin kendine yabancılaşmasına yol açabilir. Sürekli daha ince bir burun, daha dolgun dudaklar, daha belirgin elmacık kemikleri… Bu sonsuz döngü, kişinin gerçek benliğini unutmasına neden olabilir.
Estetik, bir ihtiyaç değil; tercihtir. Fakat bu tercihin ardında özgür irade, kendini sevme ve kabul görme isteği gibi değerler olmalıdır. Her birey, olduğu haliyle değerlidir. Değişim, ancak içsel bir kararla ve sağlıkla harmanlandığında anlam kazanır.
Önemli olan, güzelliğin sadece dış görünüşte değil; zihin, ruh ve karakterde de var olduğunu unutmamaktır. Estetik, bu bütünlüğü tamamlayan küçük bir dokunuş olabilir; ama asla bir zorunluluk ya da toplumsal baskıya boyun eğme biçimi olmamalıdır.
Sevgiyle kalın
DÜNYA
9 saat önceBİLİM & TEKNOLOJİ
9 saat önceDÜNYA
9 saat önceGENEL
9 saat öncePOLİTİKA
9 saat önceYAZILAR
10 saat önceYAZILAR
10 saat önce