Türk siyasi tarihine kısaca bir göz attığımızda, her seçim döneminde gündemi meşgul eden, halkta büyük beklenti yaratan ve büyük propagandalara yol açan olaylar olduğunu görürüz. Siyasilerin başlangıçta “asla”, “mümkün değil”, “imkânsız” gibi cümlelerle başlayıp, daha sonra seçimlerin gidişatına ve halkın yoğun talebine göre önce “ekonomik dengeleri gözetmemiz gerekir”, “bir çalışma yapalım, görelim”, “zor ama imkânsız değil” gibi ifadelerle devam ettikleri ve nihayetinde seçimlere kısa süre kala da daha önce söylenen sözlerin bir anda unutulduğu, aslında hiç de söylenmemiş gibi halka müjde olarak sunulan birçok olay yaşandığını görüyoruz.
Aslında bu tarz olayları çok da yadırgamamak gerekir. Sonuçta siyaset, toplumdan beslenen bir olgudur. Olumlu ya da olumsuz atılan her adımın karşılığı halktır ve halka rağmen tepkisiz kalmak, siyasette pek de mümkün değildir. İngilizlerin meşhur deyimiyle bir “win-win” (kazan-kazan) hadisesidir siyaset, yani sonucunda her iki tarafın da kazandığı bir anlaşmadır.
2022 yılının başlarında, 2023 yılında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için meydanların yavaş yavaş hareketlendiği, basının ilgisinin artık gündelik olaylardan ziyade seçimler ve adaylara yöneldiği bir süreç başladı ülkemizde. O dönemlerde meydanlarda farklı bir talep vardı. Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) mağduriyetlerinin giderilmesi için kurdukları platformlarda, sosyal medyada ve farklı propaganda kanallarında taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başladılar. İlk başlarda kesinlikle olmaz ile başlayan, daha sonra bakarız ile devam eden ve nihayetinde 28 Aralık 2022 tarihinde duyurulan ve Ocak 2023 itibarıyla yürürlüğe girecek olan kanun değişikliği ile EYT mağduriyetinin giderilerek yaklaşık 5.000.000 kişiyi doğrudan ilgilendiren, 2023 yılı itibarıyla da 2.250.000 kişinin hemen emekli olabileceği kanun değişikliği, bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından halka duyuruldu. Buraya kadar her şey normal, ancak asıl sorun, ondan sonra başladı. Bu kararla birlikte yeni bir mağduriyet yaratıldı. Ya kanun çıkarken göz ardı edildi, ya unutuldu ya da alelacele yapıldığı için dikkat edilmedi.
Yeni çıkan EYT kanununa göre, 08 Eylül 1999 yılında işe başladıysanız emekli olabilirsiniz. Ancak 09 Eylül 1999 yılında, yani 24 saat sonra iş hayatına başladıysanız, emekli olabilmeniz için en az 17 yıl daha çalışmanız gerekiyor. Daha açıklayıcı olması için farklı bir örnekten yola çıkalım. 08 Eylül 1999 yılından çalışmaya başladınız, o halde 42 yaşında 5900 gün primle emekli olabilirsiniz. Peki, 09 Eylül 1999 yılında, yani sadece 24 saat sonra sigorta girişiniz var. 48 yaşındasınız ve 8500 gün de prim ödediniz. Peki, o zaman ne oluyor? İşte asıl sorun burada ortaya çıkıyor. Maalesef emekli olamıyorsunuz. Hem priminiz hem de yaşınız fazla, ama suçunuz 09 Eylül’de çalışmaya başlamak. EYT kanunu çıkartılırken kademeli bir sistem göz ardı edildiği için, dünyada yaşı küçük olanın ve daha az prim ödeyenin, kendinden büyük olan ve daha fazla prim ödeyene göre erken emekli olduğu ilk ve tek ülke olabiliriz. Aslında bu sadece bir örnek, bunun gibi çok daha fazla örnek var.
Peki, bu kadar mağduriyet ortadayken yapılması gereken nedir? Bir grubun mağduriyeti giderilirken yeni bir mağduriyet yaratılmıştır. Öncelikle bunun farkına varılarak, hemen yeni bir çalışma ile 2000-2008 yıllarını kapsayacak yeni bir kademeli emeklilik planının çıkartılması elzemdir. İnsanlar, 24 saat geç iş hayatına atılmayla 16-17 yıl cezalandırılmamalı. Sosyal devletin gereği derhal yerine getirilmeli ve vatandaşın hakkı gözetilerek talepleri dikkate alınmalıdır. Bir an evvel kademeli emeklilik sistemi ele alınmalı ve kanunlaştırılarak kademeli adalet sağlanmalıdır.
Haftaya görüşmek dileğiyle, mutlu haftalar dilerim.
Selim GÜNAY
SPOR
3 saat önceGENEL
9 saat önceGENEL
9 saat önceGENEL
9 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önce
Çok güzel bir konuya degimssiniz tebrik ederim milyonlarca mağduru var bu konunun Emeklilikte adalet istiyoruz.
Sen kimin adına konuşuyorsun. Ben emekli olmak istemiyorum. Maaşımız yarıya düşüyor. Polisler emekle olmak istiyorsa emekliliği gelmiş abilerirm neden çalışıyor. bırak kademeyi isteğe bağlı emeklilik istiyoruz. İsteyen çalışır isteyen emekli olur.
Kesinlikle çok haklı bi serzeniş. Halledilmesi gereken en baş konulardan. Elinize kaleminize yüreğinize sağlık.
Çok mağduru olan bir kanuna dair yazınız için teşekkürler. Kademeli emeklilik formülü çok daha uygun olacaktır.
Olağanüstü haklı ve yerinde bir sorunu derli toplu anlatmissiniz Sn. Gunay. Ellerinize ve yüreğinize sağlık.
Bu magduriyeti çok güzel dile getirmissiniz.Tesekkür ederiz.Kademeli düzenleme elzemdir.
Elinize kaleminize sağlık. Akranından sadece 1gün sonra sigortalı olmanın bedeli ondan 17 20 yıl geç emeklilik olmamalı. Emeklilikte adaletli kademe düzenlemesi sorunu çözer.
08.09.1999 sonrası sgklilarin emeklilik yaşında büyük adaletsizlik oluştu. Yazınız çok değerli çok açıklayıcı teşekkürler kaleminize sağlık. Adil kademeli düzenleme bekliyoruz
Selim bey inanın huzurumuz kalmadı ülkenin en büyük kanayan yarası. kademeli emeklilik anayasal hakkımız bizim versinler artık. bir yıldır dil döküyoruz yorulduk 🙁
Selim Bey , yazınızda bizim sorunumuz dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.Bahsettiğiniz sorunu çözmek için Mihriban uğurlu başkanlığında Emeklilikte Adalet derneği kuruldu.
Selim bey haklı olanın yanında olmanızdan dolayı teşekkürler.bizler sadece adalet istiyoruz.sesimiz olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Selim Bey çok teşekkür ediyoruz Türkiye Yüzyılında her evde 58-60 Yaşa mahkum edilmiş 1 gün ile yıllarca çalışmak zorunda bırakılan 2000 girişliler var.Önce Kademe sonra seçim..
Bizlerin yaşadığı adaletsizliğe,haksızlığa Ailelerimizde tepkili haklı olarak..4.5 Milyonun arkasında kocaman ailesi var..Küskün ve kararlı oylar Kademeye..
Desteğiniz için teşekkürler kademeli emeklilik elzemdir#TekDerdimizKademe