Dilde, Fikirde, İşte Birlik

Dilde, Fikirde, İşte Birlik

ABONE OL
21 Nisan 2024 01:40
Dilde, Fikirde, İşte Birlik
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk dünyasının önemli düşünürlerinden biri olan İsmail Gaspıralı’nın, Kırım’da 22 Nisan 1883’te Çarlık Rusya’sından gerekli izinleri alarak 141 yıl önce kurduğu Tercümân-ı Ahvâl-i Zaman, o dönemdeki Türk toplumları için bir çağrı ve umut kaynağıydı. Gaspıralı’nın rehberliği, “dilde, fikirde, işte birlik” ilkesi etrafında şekillenmişti ve bu ilke, Türk toplumlarının modernleşme sürecine katkıda bulunmak için güçlü bir yol gösterici olmuştur.

Gaspıralı, Kırım’da doğup Rusya ve Fransa’da eğitim gördü. Avrupa medeniyetini yakından tanıyan biri olarak, Türk toplumlarının içinde bulunduğu zorlukları gözlemledi ve çözüm arayışına girdi. Onun bakış açısı, Avrupa ve İslam medeniyetlerini karşılaştırarak, kendi toplumunun ihtiyaçlarına uygun çözümler üretmeyi amaçladı.

Gaspıralı’nın öncülük ettiği Usul-i Cedid hareketi, Türk milli bilincinin gelişimine büyük katkı sağladı. Eğitim ve kültür alanlarında geri kalmışlığın sebeplerini sorguladı ve çağın gereksinimlerine uygun çözümler üretmeye çalıştı. Devamında kız çocuklarının eğitimi ile ilgili yaptığı çalışmalar devrim niteliğindeydi. Ancak, günümüzde bile Türk dünyasının eğitim sistemi ve kültürel yapısı, hala bazı temel sorunlarla karşı karşıya.

Dilde birlik ilkesi, Gaspıralı’nın Türk toplumlarını bir araya getirme amacını yansıtıyordu. Ortak bir yazı dili kullanarak iletişimi kolaylaştırmayı hedeflerken, günümüzde dildeki bozulmalar ve ayrışmalar bu ilkeyi zorluyor. Teknoloji ve küreselleşmenin etkisiyle, diller arasındaki etkileşim artarken, bu durum bazen dillerin özgünlüğünü kaybetmesine yol açıyor.

İsmail Gaspıralı’nın mirası, hala Türk dünyasının çeşitli alanlarında hissediliyor. Ancak, onun ideallerine ulaşmak için daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor. Eğitimde yenilik, dilde birlik gibi konularda ilerleme kaydedilmesi, Gaspıralı’nın yol göstericiliğini gerçeğe dönüştürmek için önemli adımlar olacaktır. Onun fikirlerini, mirasını devralan ve aramızdan 9 yıl önce ayrılan Oktay Sinanoğlu aynı yoldan ilerlemiştir. Sinanoğlu da tıpkı Gaspıralı gibi dilde birlik ilkesini savunmuş, yazdığı kitaplarda Türkçenin üstünlüğünü vurgulamış bilim dilinde dahi Türkçe kullanılmasını savunmuştur.

Hal böyle iken; şairlerimiz, yazarlarımız ve aydınlarımızın kullandığı dile baktığımızda bu mirasın yeterince anlaşılmadığını, dilimize sahip çıkılmadığını, özellikle Arapça, Farsça ve daha çok batı kökenli dillerin etkisinde kalındığı ortadadır. Etki ve baskı altındaki dil kullanılarak ortaya çıkan eserler daha güzel olduğu algısı hakimdir. Aydınlar kendi dillerini savunmadıkça, kullanmadıkça gençlerimiz de artık işyerlerinde ve ortak yaşam alanlarında birbirleriyle bambaşka bir dil türetmekte, konuşmaktadır. Oysa ne demişti Gaspıralı: “İnsanları tefrik eden (ayıran) üç şey vardır. Biri mesafe, biri din başkalığı ve biri de dilsizliktir. Dinimiz hep bir ise de mesafe ile dilsizlik bizleri tefrik ediyor. Medeniyet eserlerinden olan vapurlar, demiryolları ve telgraflar, sene be sene mesafelere galebe ettikleri dahi görülüp ayrılığımızın sebebi, ancak ‘dilsizlik’ yani ‘edebî dilimizin olmadığı’ baş sebep olarak gün gibi ortaya çıktı.”

Ulusal Egemenliğimizi kutladığımız Çocuk Bayramımızda Türk dünyası, İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” ilkesini daha çok özümsemeli ve hayatının her alanına yaymalıdır. Başta ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Türk Ulusunun egemenliği için emek sarf etmiş herkesi saygıyla anıyor, bayramınızı kutluyorum. Tercümân-ı Ahvâl-i Zaman gazetesinin 141’inci yıl dönümünde bu mirasa sahip çıkmanın onurunu ve gururunu yaşıyorum.

Sağlıcakla kalın…

Mehmet Uygar KELEŞ

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP