

Türkiye genelinde 2024 yılında tapu dairelerinde yapılan işlem sayısı(1) 18 milyon 726 bin 979’dur. Bu işlemlerin 3 milyon 65 bin 872’sini gayrimenkul (konut, iş yeri, arsa, tarla, ticari taşınmaz vb.) satışları oluşturmuştur.
Yukarıdaki rakamlar hiç az değil… Bir de her işlemin en az iki tarafı (mirasçı, ortak vb.) ilgilendirdiği düşünüldüğünde bu sayı katlanmaktadır.
Tapuda işlemlerin nasıl yürütüldüğünü, kurumlar arası veri paylaşımı olmadığı için vatandaşa emek, zaman kaybı ve stres yaşattığını, Çorum Tapu Müdürlüğü’nde yaşanan bir örnek üzerinden sorgulayarak yöneticilerin dikkatine sunmak isterim.
Türkiye’de bir gayrimenkul satışı yapmaya niyetlendiniz mi? O zaman buyurun efendim, bürokrasinin ince ince işlendiği, her adımında ayrı bir sınavdan geçtiğiniz tapu seremonisine…
İnternetten tapu işlemleri için “randevu” alacağım diye girdiğiniz sistemde aslında randevu değil, “başvuru” yaptığınızı öğrenerek başlıyor sürprizlerle dolu macera.
Başvuru yapmanız için;
Ve randevu…
Siz, “Mirasçılar farklı illerde, herkes aynı gün ve saatte gelsin, ona göre randevunuzu Tapu Müdürlüğü’nün size sunacağı (sağlıkta olduğu gibi) seçeneklere göre ayarlayayım.” diye düşünürken Tapu Müdürlüğü diyor ki:
Ve verdikleri gün ile saat, ayarladığınız düzenin içinden bir noktada mutlaka taşmayı başarır. Örneğin Ankara’dan ve Yozgat-Sorgun’dan sabah yola çıkıp Çorum’da satış yapacak kişiler için 09.30 randevusu (pardon, onların tabiriyle “atanmış işlem saati”).
Tabii yetişemeyince sistem otomatik iptal ediyor. Şanslısınız… Zamanında ulaşıyorsunuz…
Bürokraside asıl maraton işte şimdi başlıyor.
Başvuru ekranında istenen bilgi ve belgeler tam bir bürokrasi deryası… Yukarıda istenen belgeleri ilgili kurumlardan aldınız ve kimliklerin fotokopisini internette sisteme yüklediniz. Yetmez. Tapu memuru telefonda randevu gününden önce “Vekâletin ve kimliklerin fotokopisini kâğıt olarak getirin.” der.
Çorum dışında olduğunuz için “Satış günü aslını sunalım.” dersiniz.
“Olmaz, önceden asıllarını veya kopyalarını getireceksiniz.” cevabını alırsınız.
Bir şekilde Çorum’daki bir yakınınız fotokopiyi ulaştırır, o an için işlem tamamlanır.
Tapu’nun verdiği gün ve saatte 10 mirasçı ve bir alıcı aynı anda hazırdır. Bu, başlı başına bir başarıdır. Ama işlem başlamaz.
Çünkü sırada kimlik ve parmak izi eşleşme aşaması vardır.
Buyurun size asıl sürpriz:
Tapu’nun makinesi sürücü belgesine tanımlı değildir. Yani sürücü belgesi kimlik yerine geçmez.
Uluslararası düzeyde geçerli olan pasaportunuz da kimlik yerine geçerli değildir tapuda.
Tapu sistemi yalnızca nüfus kimlik kartına tanımlıdır.
Yani tapuda sistem tek eşlidir(!)…
Memur, kimliğinizi parmak izinizle birlikte bir makineye okutur; makine okumazsa siz de o gün o tapudan içeri giremezsiniz.
On kişi tapuda beklerken siz nüfus müdürlüğünün yolunu tutarsınız.
“Kimlik işlemleri randevu ile yapılır.”
O anda siz Çorum dışından (Ankara ve Sorgun) gelip tapuda sizi bekleyen 10 kişinin durumunu düşünür ve içinizin yandığını hissedersiniz.
Nüfus yetkililerine durumu anlatırsınız, sağ olsunlar anlayış gösterirler.
Sizin için “Geçici kimlik çıkarırız. Ama bunun için vesikalık fotoğraf gerekir.” derler. Fotoğraf yoktur yanınızda.
Gider 350 TL verir şipşak vesikalık fotoğraf çektirirsiniz. Nüfus Müdürlüğü’nün hesabına 185 TL harç yatırırsınız ve geçici kimliğinizi alır, tekrar tapuya koşarsınız.
Daha önce fotokopisini verdiğiniz vekâletin aslını işlem sırasında verirsiniz. “Fotokopisini geri alabilir miyim?” dersiniz. (Genel vekâlet olduğu için sonraki işlemlerde de kullanmak için…)
Cevap: “Hayır.”dır.
Her evrak dijital ortamda kayıtlı, artı evrakın aslı ve bir de fotokopisi… O an rahmetli başbakanlarımızdan Yıldırım Akbulut’a atfen anlatılan “lüzumsuz arşiv evrakı”nı SEKA’ya gönderirken, “Gönderdiğiniz evrakın fotokopisini alın.” talimatı aklınıza geliyor ve gülümsüyorsunuz.
Vatandaş bir satışta 6 ayrı yere imza atar.
10 mirasçı + 1 alıcı = 11 kişi. Tam 66 imza.
Yetmezmiş gibi her imzanın altına bir sorumluluk daha yüklenir… İşi 66’ya bağladınız yani…
Bürokrasi öyle bir güven ağı örmüştür ki, insanın aklına şu soru geliyor: Bu kadar imzadan sonra gayrimenkul resmen sizin mi, yoksa siz gayrimenkulün müsünüz?
Hani derler ya, “İşlemler dijitalleşti, her şey çok kolay.” Ne yazık ki tapuda hiç de öyle değil…
Tapu bürokrasisi gösteriyor ki, teknoloji kullanıldıkça işlem kolaylaşmıyor, sadece daha karmaşık bir bürokrasi (TAKBİS’e rağmen) hâline geliyor.
Ve biz hâlâ dijitalleşen dünyamızda “işler kolaylaştı” diye seviniyoruz!
Oysa tapu yukarıda belirtildiği üzere, “BANK NÖBETİ” tutmaya devam ediyor.(2)
Önerimizdir: Tapu, belediye, noter, vergi daireleri arasında veri paylaşımı vatandaşın işini kolaylaştıracaktır… Veriler saklanmak için değil, vatandaşın işini kolaylaştırmak için tutulur.
ÖNEMLİ NOT: Bürokraside görevli yöneticiler, 2018/13 nolu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde;
“Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde sorun çözen, çözüm üreten ve vatandaş odaklı devlet anlayışı ile bürokrasinin azaltılması…” diye başlayan ve “…başvurularda, talebin sonuçlandırılması başka bir idari makamın görev alanında kalsa dahi, başvurular anında incelenerek takip edilecek, talebin ilk başvuru yerinde neticelendirilmesine özen gösterilecek…” şeklinde belirtilen talimatın gereğini böyle mi yerine getiriyorlar? sorusu cevap bekliyor…
(Döner Sermaye adı altında vatandaşın cebine uzanan Tapu’nun eli, bir başka yazı konumuz).
Kaynak:
(1) https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/gecen-yil-turkiye-genelinde-yaklasik-3-milyon-66-bin-gayrimenkul-satildi/3442633
(2) BANK NÖBETİ Bu Adreste: https://www.bandirmamanset.com/kose-yazilari/nizamiyedeki_bank-19013.html
POLİTİKA
4 saat önceGENEL
4 saat önceGENEL
4 saat önceEKONOMİ
4 saat önceDÜNYA
4 saat önceDÜNYA
4 saat önceSPOR
4 saat önce