Pazartesi Notları

Pazartesi Notları

ABONE OL
12 Ağustos 2024 02:28
Pazartesi Notları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okuyucularım,

Paris Olimpiyatları, İsrail’in masum ve savunmasız Filistin halkına uygulamış olduğu vahşet ve Instagram’ın kapatılması gibi yoğun gündemli bir haftayı daha geride bıraktık. Bu hafta köşemizde, halkı Filistin konusunda her gün sokağa çağıranların aslında meydanda farklı, masada farklı davrandıklarını, bir gece ansızın kapatılan ve yaklaşık bir hafta sonra tekrar erişime açılan Instagram’ı ve Paris Olimpiyat hezimetini ele alacağız.


Söylem başka, eylem başka

Son günlerde İsrail’in masum Filistin halkına uyguladığı şiddete karşı birçok siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, dernek ve vakıf, Türk halkını Filistin davasına destek vermek için meydanlara davet etti. Masum ve savunmasız insanların üzerine bomba yağdıran katil devlet İsrail’in en son Hamas liderini şehit etmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Yüz binlerce vatandaşımız sokaklarda hep bir ağızdan İsrail devletine lanet okudu. Buraya kadar her şey gayet normal ve olması gereken bir tepkiydi.

Şimdi gelelim yazımızın başlığında da bahsettiğimiz, maalesef meydanda başka, masada başka konuşan, eylem ile söylemi birbirini tutmayan bir sendika yönetimine. Memur-Sen Konfederasyonu, henüz birkaç gün önce İsrail’e tepki göstermek amacıyla halkımızı meydanlara davet etti. Biz de bu daveti takdir ettik ve destekledik. Ancak daha sonra Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Büro Memur-Sen Sendikası’nın İsrailli bir sigorta firması ile üyeleri için tamamlayıcı sağlık sigortası anlaşması yaptığını görünce önce inanmak istemedik. Belki eskidir dedik, fakat henüz iki gün önce de kendi yöneticilerinin sosyal medyada bu anlaşmayı duyurması üzerine, anlaşmanın hâlâ geçerli ve güncel olduğu ortaya çıktı.

Halkı sokaklara davet eden bir sendikanın böyle bir anlaşma yapması elbette kabul edilemezdi. Biz de bu durumu sosyal medya aracılığıyla belgeleriyle ortaya koyarak ilgili sendikadan açıklama ve derhal anlaşmayı iptal etmesini istedik. Her zaman olduğu gibi, önce hemen bir yalanlama geldi ve neredeyse tüm yöneticileri bizleri iftiracı olarak nitelendirdi. Sonuç ne mi oldu? Çok geçmeden anlaşmanın tek taraflı iptal edildiği açıklandı. Peki, madem böyle bir anlaşma yoktu, bizler iftiracıydık, olmayan bir anlaşmayı neden iptal ettik diye duyurdunuz?

Biz ne yazdığımızı biliyoruz ve yazdıklarımızın da arkasındayız. İsteyene istediği belgeleri de ulaştırırız. Yeter ki siz eylemde ve söylemde bir olun, masada ayrı, meydanda ayrı olmayın.


Instagram’ı Kapatmak Çözüm mü?

Geçen hafta bir gece ansızın sosyal medya paylaşım sitesi Instagram’a erişim engellendi. Elbette makul ve mantıklı bir sebebi vardır; sonuçta devlet büyüklerimiz detaylıca düşünmüş ve böyle bir karar almışlardır. Ancak alınan kararın gerekçesi ne olursa olsun, etkileri üzerine de düşünmek gerekir. Milletimize, devletimize, bayrağımıza, millî ve dinî hassasiyetlerimize karşı yapılan her türlü saygısızlıkta devletimizin yanında olduğumuzu belirtmek isterim.

Ancak bu site üzerinden son dönemde artan bir ticaret hacmi ve devletin aldığı bir vergi vardı. Özellikle küçük girişimciler, sosyal medya aracılığıyla reklamlarını yaparak tanınırlık sağlamaya çalışıyordu. Güncel gelişmelerin paylaşıldığı ve farkındalık oluşturulduğu için insanların bilgiye ulaşmasını sağlayan Instagram, turizm sezonunda paylaşılan resim ve videolar ile müşteri potansiyeli oluşturan otel, motel ve pansiyonların kendi reklamlarını yapmasına olanak tanıyordu. Son olarak, her türlü üretim ve imalatın üreticiden tüketiciye doğrudan ulaşması gibi faydaları vardı Instagram’ın. İnsanların boş zaman aktivitesi, bir nevi eğlence aracı olarak kullandıkları ve deşarj oldukları bir platform olmasına değinmedim bile.

Sonuç olarak, yasaklarla başarı elde etmek zordur. Her yasak, mağdurlarını doğurur. Yaklaşık bir hafta sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Instagram’ın açılacağı müjdesini verdi ve site yeniden erişime açıldı. Kapalı kaldığı süre ve toplumsal etkilerini iyi analiz etmek gerektiği düşüncesindeyim.


Paris Hayal Kırıklığı Olimpiyatları

Fransa’nın başkenti Paris’te 26 Temmuz-11 Ağustos 2024 tarihleri arasında düzenlenen 2024 Olimpiyatlarına ülkemizden 18 farklı branşta toplam 101 sporcumuz katıldı. Organizasyonda altın madalya kazanamayan millî sporcular, 3 gümüş ve 5 bronz madalya kazanarak olimpiyatları 8 madalya ile tamamladı. Aynı müsabakalarda, savaş hâlinde olan Ukrayna 3 altın, 5 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplam 10 madalya ile olimpiyatlarda 21. sırayı, Özbekistan 8 altın, 2 gümüş, 3 bronz ile 13. sırayı, Kenya 4 altın, 2 gümüş, 4 bronz ile 17. sırayı, Guatemala ise 1 altın ve 1 bronz ile 60. sırayı alırken, Türkiye 64. sırada yer aldı. Olimpiyatlara toplam 82 ülke katıldı.

Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeden olimpiyatlarda bir altın madalya kazanacak yüzücü çıkartamıyoruz. Ata sporumuz güreşte dünyaya ders verecek seviyedeyken sadece 2 bronz madalya ile dönüyoruz. Her turnuvada en rahat olduğumuz ve en güvendiğimiz halter takımı yokları oynuyor. Olimpiyatlarda sıralamada bizden üstte olan; savaş hâlinde olan Ukrayna, Özbekistan, Kenya ve haritada yerini bulmakta zorlandığımız Guatemala’dan neyimiz eksik? Ya sporcu seçiminde “bizim sporcularımız gitsin” deyip liyakati ve hak edeni göz ardı ettik ya da olimpiyatlara yeteri kadar hazırlanmadık. Ben ikinci seçeneğin doğru olduğunu düşünmek istiyorum ve bir sonraki olimpiyatlar için şimdiden hazırlanılması gerektiğine inanıyorum.

Paris Olimpiyatları’nda gümüş ve bronz madalya ile bizleri sevindiren sporcularımıza ve ayrıca her daim bizleri gururlandıran Filenin Sultanları’na teşekkür ederiz.

Mutlu Haftalar, Keyifli Okumalar

Selim Günay

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Sukran Kılbaş

    Teşekkürler. Değindiginiz her konu ayrı bir önemdeydi. Kutlarım

    Yanıtla
    +1
    -0


HIZLI YORUM YAP