Hatay halkının seçtiği ve deprem yaralarını sarmada ve haklarının savunulması konusunda güvendiği ve vekil olarak tayin ettiği Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülüyor. Evet, evet, doğru okudunuz. Can Atalay, hatırlayacağınız gibi, Gezi Parkı’nda devleti yıkmaya çalışan bir terörist. Hem de öyle böyle değil, tam 9 kere terörist. Bunu kim söylüyor? Tabii ki AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta. Kendisi, yaptığı bir açıklamada, Can Atalay’ın milletvekilliğinin önümüzdeki hafta mecliste görüşüleceğini ve karara bağlanacağını söyledi. Ve bunu söylerken, Can Atalay’ı tam 9 kere terörist olarak nitelendirdi. Bu kadar terörist olmak kolay mı? Can Atalay, bunu nasıl başardı? Onun sırrı ne? Birisine 9 kere terörist denirse o gerçekten terörist mi oluyor?
Can Atalay’ın sırrı, aslında çok basit. O, Türkiye’deki birçok toplumsal dava ile gazeteci ve yazarların düşünce özgürlüğü davalarında avukatlık yaptı. Soma Faciası, Ermenek maden kazası, Adana öğrenci yurdu yangını, Çorlu tren kazası gibi olaylarda mağdur ailelerin yanında durdu. Validebağ Korusu’ndaki yapılaşmaya, Emek Sineması’nın yıkılmasına, Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı çıktı. Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüttü. Ve bunların hepsini, demokrasi mücadelesi verdiği için yaptı. Ama ne yazık ki, bu ülkede demokrasi mücadelesi vermek, terör örgütü üyesi olmakla eşdeğer görülüyor. Bu yüzden, Can Atalay, 2022’de 18 yıl hapisistemiyle yargılanmaya başlandı. 2023’te milletvekili seçildi. 2024’te AYM’nin tahliye kararına rağmen hala cezaevinde tutuluyor.
Bu durum, Türkiye’de ve uluslararası alanda büyük bir tepki topladı. Ama AKP ve ortağı MHP, Can Atalay’ı terör örgütü üyesi olmakla suçladı ve yargı kararlarına saygı duyulması gerektiğini savundu. Muhalefet partileri ise Can Atalay’ın tahliye edilmesini istedi ve AYM’nin kararlarının uygulanmamasının anayasal bir kriz yarattığını ileri sürdü. Bu arada, Can Atalay, Silivri Cezaevi’nde iken Hatay hala yaralarını sarmaya çalışıyor, usulsüzlük ve rant uğruna giden canların yasını tutmaya devam ediyor.
Bu noktada, AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta devreye girdi. Usta, yaptığı bir açıklamada, Can Atalay’ın milletvekilliğinin önümüzdeki hafta mecliste görüşüleceğini ve karara bağlanacağını söyledi. Ve bunu söylerken, Can Atalay’ı tam 9 kere terörist olarak nitelendirdi. Usta, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için oy kullanacaklarını söyledi. Usta, Can Atalay’ın cezaevinde kalmasını sağlayacaklarını söyledi. Usta, Can Atalay’ın yargılanmasını bekleyeceklerini söyledi. Usta, Can Atalay’ın hak ettiği cezayı almasını göreceklerini söyledi. Usta, Can Atalay’ın Türkiye’ye zarar vermesine izin vermeyeceklerini söyledi. Leyla Şahin Usta bir defa bile adalet demedi. Halkın iradesi demedi. Hukukun üstünlüğü demedi.
Başka bir usta 28 Tem. 962’de yazdığı şiirle cevap veriyordu;
“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Leyla Şahin, sözleriyle, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve millet iradesinin herşeyin üstünde olmadığını birkez daha anlatmış oldu. Oysa 2008’de AKP’nin kapatma davasıyla ilgili AYM aldığı kararı nasılda yürekten alkışlamışlardı değil mi? 2014 de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara karşı nasıl da AYM bayrak olarak kullanmışlardı. O kadar eskilere gitmeyelim, daha geçtiğimiz günlerde İsrail’in soykırımı ile ilgili nasıl da hukuğa ve uluslararası yasalara tutunmuşlardı.
Şimdi, sizlere bir soru sormak istiyorum. Sizce, verilecek olan kararla Hatay’ın iradesi mi düşürülecek yoksa Can Atalay’ın vekilliği mi? Bu sorunun cevabını, siz değerli okurlarımıza bırakıyorum. Ama şunu unutmayın: Türkiye, önümüzdeki hafta, bir demokrasi şöleni yaşayacak. Bu şöleni kaçırmayın. Çünkü bu şölen, Türkiye’nin demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak. Hem de tam 9 kere.
KÖŞE YAZILARI
Az önceGENEL
Az önceEKONOMİ
Az önceGENEL
Az önceMAGAZİN
Az önceEKONOMİ
Az önceGENEL
Az önce