

Son günlerde ülkemizde birçok mağdur kesim gerek sosyal medya gerekse görsel ve yazılı basın aracılığı ile sahip oldukları özlük hakları ile ilgili şikâyet ve taleplerini yüksek sesle dile getirme gayretindeler. Sözleşmeli statüde vatan savunması yapan uzman çavuşlar, kademeli emeklilik mağdurları, Yardımcı Hizmetler Sınıfı (YHS) gibi bizim de bizzat bu köşede dile getirdiğimiz mağdur kesimler var ki taleplerinde son derece haklılar.
Bugün yine bu köşede toplumda yaşanan bir başka mağduriyete değinerek büyük ayrımcılığa yol açan 5510 sayılı kanundan bahsedecek, neden olduğu hak kayıplarını sizlerin takdirine bırakacağız.
5510 sayılı kanun ve 5434 sayılı kanun nedir? Kimleri kapsamaktadır?
Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle 5510 sayılı kanun ile 5434 sayılı kanun hakkında kısa bir bilgi vermek gerekir diye düşünüyorum.
Eğer ki siz 01/10/2008 tarihinden önce memuriyete başladıysanız 5434 sayılı kanuna tabisiniz, emeklilik haklarınız bu kanun açısından değerlendirilmektedir.
01/10/2008 tarihi ve sonrasında kamu görevine başladıysanız emeklilik haklarınız açısından 5510 sayılı kanuna tabi olmaktasınız.
2008 yılında yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile devlet memurları, 2008 öncesi ve 2008 sonrası olmak üzere ikiye ayrılarak, bir nevi eski memur-yeni memur ayrımını ortaya çıkarmıştır.
Emekli Maaşında ve İkramiyede Fark Ne Kadar?
2008 yılında yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, kamu personelinin emeklilik düzenlemelerinde köklü bir değişikliğe yol açmıştır.
2008 tarihinden sonra göreve başlayan memurlar, emeklilik bakımından işçi ve esnaf ile aynı kurallara tabi hale gelmiş; düzenleme ile memurların emekli aylıkları arasında büyük bir eşitsizlik doğurmuştur.
5434 Sayılı Kanun’a tabi olan eski memurların emekli aylıkları, statülerine göre belirlenirken; 5510 Sayılı Kanun’a tabi olan yeni memurların emekli aylıkları ise “prime esas kazançlarına” göre belirleniyor. Bu durum, aynı işi yapan memurlar arasında ciddi bir gelir farkı yaratıyor.
Mesela geçtiğimiz yıllarda memur maaşlarına yapılan 8.077 TL’lik seyyanen zammın prime esas kazanca dahil edilmemesi, emekliliğe etki etmemiş ve büyük bir mağduriyet ortaya çıkarmıştır.
5434’e tabi memurların emekli aylıkları ek gösterge, makam tazminatı, kıdem aylığı gibi unsurlar ile belirlenirken, 5510’a tabi memurlarda prime esas kazançlar ve ortalama aylık kazanç üzerinden hesaplanırken görev unvanlarının emekli maaşına etkisi bulunmuyor.
30 yıl görev yapmış ve emekli olmayı planlayan bir devlet memuru 5434’e tabi ise aylık bağlanma oranı %75 ve her ek yıl için %1 artış sağlanır. Kısacası, 30 yıl hizmeti olan birine aylık bağlama oranı %80 olur.
5510’a tabi memurlarda ise bu durum biraz farklı. 30 yıl hizmet için %50, her ek yıl için %2 artış sağlanır. 30 yıl hizmeti olan memura aylık bağlanma oranı %60’tır.
Oranları bir kenara bırakıp mevcut şartlarda 5434 sayılı kanun ve 5510 sayılı kanuna göre emekli olan 2 memurun emekli maaşları ve ikramiyelerini hesaplayıp aradaki farkı hep birlikte görelim:
5434 sayılı kanuna tabi 30 yıl görev yapan bir memur 40.000 TL emekli maaşı alırken,
5510 sayılı kanuna tabi 30 yıl görev yapan bir memur 30.000 TL emekli maaşı alacaktır.
Çözüm Nedir?
Öncelikle aynı kurumda aynı işi yapan 2 memurun 2 farklı kanuna tabi olması kabul edilemez. Devletin asli görevi sosyal adaleti sağlamaktır. Özellikle gelir adaletsizliğinin kurumlarda aidiyeti zayıflatacağı gibi kurumsal başarıyı da doğrudan etkileyecek bir etmendir. Kamuda personel reformu kaçınılmazdır; bir an evvel bu adaletsizliğin giderilerek herkesin eşit şartlarda özlük hakkına sahip olduğu bir çalışma hayatına geçilmelidir. Bu konunun çözüme kavuşturulması elzemdir.
Mutlu Haftalar, Keyifli Okumalar.
SPOR
Az önceSPOR
Az önceDÜNYA
Az öncePOLİTİKA
Az önceGENEL
Az önceDÜNYA
Az önceGENEL
Az önce
Yasalar eşitliği sağlamalı. Ellerinize sağlık
Ellerine sağlık