Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin 41’inci kuruluş yıldönümü, 8 Nisan 2025 Salı günü Anıtkabir’de düzenlenen törenle kutlanmıştır. Tören kapsamında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk sunulmuş, şeref defteri imzalanmıştır.
Anıtkabir’de Atamızın mezarı ve ruhu huzurunda yapılan bu tören sırasında Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı Emekli Hava Pilot Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş tarafından Anıtkabir Şeref Defteri’ne yazılan ve katılanlara okunan aşağıdaki yazı bana çok derin mesajlar vermiş ve bu köşe yazısını yazmama ilham olmuştur.
Ulu Önder Atam,
Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin kuruluşunun 41’inci yıldönümü nedeniyle, Mustafa Kemal’in askerleri olan silah arkadaşlarımla huzurundayız.
Son birkaç yıldır ülkemizin çevresi ateş çemberi haline geldi. Ancak sadece şu anda görevdeki Silahlı Kuvvetlerimiz değil, biz emekli subaylar olarak da vatanın bütünlüğünü, milletin birliğini korumak için her türlü göreve hazırız.
Bu görevi ilkeleriniz doğrultusunda, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” görüşünüzün tatbikini, Türk Dünyası’nı daha fazla kapsayacak tarzda uygulanmasını sağlayacak şekilde yapmaya da hazırız.
Özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve komşu ülkelerdeki Türk Dünyası mensuplarının korunması, Türkiye’nin barış içinde yaşamasının teminatıdır.
Ulu Önder Atam;
Silah arkadaşlarımız ve onları sonsuz destekleyen aileleri, ülke ve milletimizin güvenliği için oluşabilecek tehlikelere karşı her göreve hazırdır.
Rahat uyu Atam,
Dr. Erdoğan Karakuş
Emekli Hava Pilot Korgeneral
Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı
Bu törende bulunan ve bu metinde yazanları dinleyen emekli bir subay olarak, ilk aklıma Türk tarihi ve ilk gönlüme Türk Dünyası geldi.
Bugün Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları halen devam ediyor ve tüm büyük devletler bu saldırıyı sadece sözlü tepkilerle izlemeye devam ediyor.
Bugün Amerika’nın desteğindeki İsrail’in Filistin ve Ortadoğu’daki derin planlarını gerçekleştirdiği insanlık katliamı devam ediyor. Ve yine büyük devletler sadece sözlü tepkilerle bu insanlık katliamını izlemeye devam ediyor.
Şimdi Amerika ve Çin arasında yeni başlayan ekonomik savaş, tüm dünyaya yayılmak üzere.
Bugün tarih ilminin bizleri aydınlatabildiği büyük devletlerin, I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti toprak paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşmazlık çıkmasını önlemek için yaptığı gizli anlaşmalardan olan İstanbul (1915), Londra (1915), Sykes-Picot (1916), St. De Maurienne (1917) anlaşmalarını yapmışlardır. Bu anlaşmalara benzer şekilde bugün Ukrayna, Filistin, Ortadoğu ve Türk Dünyası için gizli anlaşmalar yapılmış olabilir.
1945 yılında, 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra “Dünya barışı ve huzurunu korumak amacıyla” Birleşmiş Milletler (BM) kurulmuştur. Birleşmiş Milletler, kuruluşunda kendi misyonunu “Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği, uluslararası tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş” şeklinde tanımlamaktadır.
Halbuki BM’nin kurulmasından sonra tek bir yıl savaşsız geçmemiş ve 20. yüzyılda ölen insan sayısının yaklaşık üçte biri bu dönemde ölmüştür.
Dünyadaki savaşları bitirmek için kurulmuş BM Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup, bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’dır.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün 2011 yılı dünya silah ticareti tablosuna göre; son 200 yıllık dünya tarihi içinde, dünyaya en çok silah satan ülke isimleri arasında Amerika, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ilk beş içinde yer alıyor. Ve şimdi Çin, bu devletleri geçme aşamasına gelmiştir.
Geçmiş genel tarihimizde Çin içimizdeki işbirlikçilerle anlaşır, kaybeden biz; Rusya – İngiltere anlaşır, kaybeden biz; Ermeni-Rus-Fransız-Amerikan-Yunan anlaşır, kaybeden biz; İngiliz-Fransız anlaşır, kaybeden biz; İsrail-Amerika anlaşır, kaybeden biz; Amerika-Avrupa anlaşır, kaybeden biz. Kısaca hepsi içimizdeki yerli işbirlikçilerle anlaşırlar, kaybeden biz; vatan sınırlarımızın hemen dışındaki işbirlikçilerle anlaşırlar, kaybeden biz; biz yine biz Türkler.
Yine Araplar hep bizim kardeşimiz ve bizim gibi onlar da Müslümanlar derken, Arap yöneticilerinin birer piyon olarak büyük devletler tarafından seçildiklerini ve bize karşı I. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi hâlâ kullanıldıklarını biz Türkler hiç hesaba katmadık. Yine biz Türkler kaybettik.
Ancak geçmiş genel tarihimizdeki bize karşı yapılan tüm anlaşmalara ve verdiğimiz kayıplara rağmen biz Türkler hep ayakta ve bağımsız kaldık.
Geçmiş dünya ve Türk tarihinden alınan dersler, dünyadaki barış için güçlü bir devlet olmayı, caydırıcı ittifaklar kurmayı ve sert tedbirler almayı şart koşmaktadır.
Dünyada Türkiye ve Türk Dünyası olarak barış içinde yaşamak istiyorsak önce güçlü birer devlet olmalı ve de Ermenilere karşı Azerbaycan-Türkiye kardeşliği örneğinde olduğu gibi kardeş Türk dünyası devletleri ile gerektiğinde karşı tarafa askerî güç de kullanabilecek güçlü bir ittifak kurmalıyız.
Bugün Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti birer bağımsız Türk devletidir. Bu devletlere ilaveten özerk Türk cumhuriyetleri vardır. Altay Cumhuriyeti, Başkurtistan, Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti, Çuvaşistan Cumhuriyeti, Dağıstan Cumhuriyeti, Doğu Türkistan, Gagavuzya, Hakasya, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti, Karakalpakistan, Nahçıvan, Tataristan, Tuva Cumhuriyeti ve Yakutistan özerk Türk devletleridir. Bu Türk devletleri çok kritik bir coğrafyaya ve enerji kaynaklarına sahiptir.
Bağımsız ve özerk Türk devletlerinin yanında, bugün var oluş mücadelesi yapan İran’da Azeriler, Kaşkaylar, Kaçarlar; Rusya’da Nogaylar, Ahıska Türkleri, Terekemeler ve Karay Türkleri; Yunanistan, Bulgaristan ve eski Yugoslav devletlerinde Balkan Türkleri; Irak’ta Türkmenler; Suriye’de Oğuz Türkmenleri; Çin’de Uygurlar, Salarlar ile dünyanın diğer coğrafyalarında Halaçlar, Şahsevenler, Naymanlar ve Avrupa Türkleri gibi burada isimlerini saymaya imkân bulamadığımız daha birçok Türk kökenli topluluklar bulunmaktadır.
Bugün dünyada yaşayan Türklerin toplam nüfusu, Çinliler ve Hintliler’den sonra Türkleri dünyanın en kalabalık 3. nüfusu yapmaktadır.
Haydi artık, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm Türk Dünyası Devletlerine; Türk Milletinin ise öz kardeşlerine gerçek barış getirmek için liderlik etme zamanı gelmiştir.
Haydi, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” diyerek tüm dünyaya barış getirmek için Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yaktığımız bağımsızlık ve özgürlük meşalemizi aynı inanç ve kararlılıkla ikinci yüzyılımıza taşıyalım ve de sömürüye karşı direnen tüm dünya insanlığına ve devletlerine biz Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti örnek olalım.
Emekli bir subay ve Emekli Subaylar Derneği’nin bir üyesi olarak derneğimizin 41’inci kuruluş yıldönümünü kutluyor ve bana Türk Dünyası üzerine bu yazıyı yazmama bu törende Anıtkabir Şeref Defteri’ne yazdığı yazı ile ilham olduğu için Erdoğan Karakuş Komutanımıza teşekkür ediyorum.
Bizler emekli subaylar olarak, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” için her zaman, aynı Atamız Mustafa Kemal Atatürk gibi görev yapmaya hazırız.
EKONOMİ
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önce