Eski Türk destanlarında kadın, erkeğinin her daim yanındaydı. Kadın, erkeğinin güç ve ilham kaynağı olarak kabul edilirdi. Eski bir Türk atasözünde belirtildiği gibi: “Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik iyi bir kadın.” idi.
Eski Türk inancına göre “Han ile Hatun”, gök ve yerin evlatlarıydı. Kadının yeri yedinci kat göktü. Nitekim kadının yüceliği Altay Dağlarının en yüksek tepesine “Kadınbaşı” ismi verilerek yaşatılmıştır.
Eski Türklerde kadın miras hakkına sahipti. Kadının kendine ait mülkü mevcuttu. Kadın, bunu istediği gibi kullanma hakkına sahipti. Eski Türklerde koca karısını boşayabildiği gibi, kadın da kocasını boşayabilirdi.
Arap gezgini İbn’i Batuta şöyle der: “Burada tuhaf bir hale şahit oldum ki o da Türklerin kadınlarına gösterdiği hürmetti. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerinden daha üstündür.”
Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konumlardaki görüşlerini beyan ederdi. Mesela, büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Tanrıkut Mete Han’ın Hatunu imzalamıştır. Ebul Gazi Bahadır Han, Secere-i Terakime’de, Oğuz ilinde, yedi kızın uzun yıllar beylik yaptığını anlatmaktadır.
Türk kültüründe destan kahramanları iyi ata binen, iyi savaşan, iyi kılıç kullanan kadınlar ile evlenmek istemektedirler.
Nitekim öz kültürel değerlerini hiçbir zaman kaybetmemiş Türk kadını, Kurtuluş Savaşı’nın silahlı mücadele günlerinde dahi erkeği ile birlikte her türlü zorluklarla baş ederek düşmanın yurttan kovulmasında büyük rol oynamıştır.
Cumhuriyet’in kurulması ile aynı eski Türklerde olduğu gibi kadın hakları tekrar sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde eski Türklerde olduğu gibi kadına erkek ile aynı hakları tanıyacak olan düzenlemeler büyük bir hızla gerçekleştirilmiştir. Eğitimde, iş hayatında, siyasette kadın erkek fırsat eşitliği sağlanmıştır.
Kadınlarımız önce 3 Mart 1924 tarihli Tevhîd-i Tedrisât Kanunu ile eğitimde erkeklerle eşitliği kazanmışlardır. 1926 yılında kabul edilen Medenî Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırılmış, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanınmıştır. Aile ve toplum hayatında kadın erkek eşitliğinin temelleri atılmıştır.
Kadınlar her türlü meslek dallarına ilgi göstererek başarılı hizmetler yapmaya başlamışlardır. 1936’da Kadınların çalışma hayatına düzenleme getiren İş Kanunu yürürlüğe girmiştir.
Türk kadınlarının siyasî hayata atılmaları konusunda ilk adım, 3 Nisan 1930 tarihli 1580 sayılı Belediye Kanunu’yla kadınlara Belediye meclislerine üye seçme ve seçilme hakkı tanınmasıyla atılmıştır. Bunu daha sonraki dönemde 1934 yılında yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanıması izlemiştir.
Kadınlar seçme ve seçilme haklarını sözde modern batı toplumları olan Fransa’da 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de elde edebilmişken Türkiye’de 1934’ten itibaren bu hakkı kullanmaya başlamışlardır.
Dünyada milletler arası ilk kadın kongresi 18 Nisan 1935’te Atatürk’ün himayesinde İstanbul’da toplanmış ve bu kongreye dünyanın dört bir yanından gelen kadınlar katılmıştır. Atatürk “Milletler arası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle seslenmiştir: “Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.”
Türkmen kültürünün ve müzik geleneğinin son büyük temsilcisi Türk halk ozanı Neşet Ertaş’a bir gün sorarlar: “Neşet Baba kadın hakları ile ilgili ne dersiniz?” “Kadınlar insandır, biz insanoğlu.”
“Peki kadına şiddet olayları?” “Doyulur mu doyulur mu, canana kıyılır mı? Canana kıyanlar Hakkın kulu sayılır mı?”
“Peki en değerli varlıklarınız?” “İki büyük nimetim var, biri anam, biri yarım.”
Şimdi biz Türk Erkekleri, en değerli varlıklarımız olan kadınlarımızın geleceğe güvenle bakabilmesi için kadınlarımız ile el ele vererek tüm dünya milletlerine ve erkeklerine örnek olabiliriz. Şimdi bütün Türk Erkeklerini en değerli varlıklarımız olan kadınlarımız ile birlikte önce Türk kadınlarımızın medeni haklarının sağlanması, sonra dünyanın barış ve güveni için ortak çalışmaya davet ediyorum.
Dr. Tuğtigin Şen
Emekli Albay/Araştırmacı
KÖŞE YAZILARI
7 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
15 saat önceSPOR
15 saat önceGENEL
15 saat önceGENEL
15 saat önce