Son zamanlarda geçmiş tarihimiz, yoğun ideoloji ve siyaset yüklü propagandalarla birbirine karşı bulunan siyasi partilerin ve siyasi görüşlerin yıpratılması için bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu ortamda en çok kullanılanlar ise Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarihleridir.
Osmanlı Devleti, zamanında dünyanın üç kıtasında hüküm sürmüş, dünya tarihinin en güçlü devleti iken zaman içinde kendi iç ve dış sorunlarını çözememiş, başta Sanayi Devrimi olmak üzere dünyadaki gelişmeleri kaçırmış ve neticede savaşlarda yenilerek çökmüştür.
Osmanlı Devleti tarihi, sonuçta biz Türklerin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geçmiş tarihidir. Bizler daha 1923 yılı Eylül ayında Osmanlı iken, 29 Ekim 1923 tarihinde bir anda Türk ve bir anda Türkiye Cumhuriyeti olmadık. Aynı Selçuklu Devleti’nden sonra Osmanlı Devleti’nin ortaya çıkması gibi, biz de Osmanlı’dan sonra tarih sahnesine Türkiye Cumhuriyeti olarak çıktık.
Türkiye’de şu anda bazı siyasi kesimlerce Cumhuriyet tarihi, gereksiz Batı zihniyeti hayranlığı ve dinimizin yok edildiği yıllar olarak anılmaktadır.
Yine şu anda Türkiye’de bazı siyasi kesimlerce bu görüşün tam aksine, Osmanlı dönemi karanlık ve dini gericilik dönemi olarak gösterilmektedir.
Neticede tek bir Türk milleti olduğu gibi tek bir Türk devleti vardır. Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet tarihi aktarılırken gerçeklere, ilmi ve ahlaki kıstaslara gereken önem verilmemektedir.
Gerçek tarih ancak araştırarak, değişik açılardan bakarak ve akademik tarihçilik yaparak aktarılabilir. Gerçek tarihimizin ortaya çıkarılmasında ise en büyük engel, şu anda yaşadığımız siyasi çekişmelerdir.
Tarihte yapılan bu siyasi bölücülük, milli birliğe çok zararlıdır. Çünkü bir milletin en büyük maddi ve manevi birikimlerinin yer aldığı yer ortak tarihtir. Osmanlı tarihi de bizimdir, Cumhuriyet tarihi de bizimdir. Bizler, hep beraber yapılan ortak hataları ve ortak başarılan aşamaları siyasilere değil tarihçilere bırakmalı ve bunlardan gelecek ortak yıllarımız için dersler almalıyız.
Büyük Atamız Atatürk, “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” demiştir.
Biz de Atamızın izinden gitmeye çalışan tarihçiler olarak diyoruz ki, bu ortak milli tarihimiz üzerinden yapılan siyasi çekişmeler bizi bölmektedir.
Dr. Tuğtigin ŞEN
GENEL
33 dakika önceEKONOMİ
33 dakika önceGENEL
33 dakika önceGENEL
34 dakika önceGENEL
34 dakika önceEKONOMİ
34 dakika önceGENEL
35 dakika önceTercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.