

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in etkin pişmanlıktan yaralanmak istediği iddialarına sert tepki göstererek, “Muhittin Böcek canıyla uğraşıyor. İtirafçı olacak diye iftira atıyorlar. Neyi itiraf edecek? Antalya’daki Başsavcının haberi yok. Ak Toroslar çetesi İstanbul’dan adam yolluyor. ‘CHP’ye iftira at’ diye ahlaksız teklifte bulunuyor. Muhittin Başkan ‘Hapse sağlığım el vermiyor ama dediğinize de ahlakım el vermiyor’ diye yanıtlıyor” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu haftaki ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingini, kayyım atanan Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutukluluğunun birinci yılında Esenyurt’ta düzenledi.
Ardından sevgili Cafer Çakmak Başkan ile görev devir teslimi yaptılar. Onlar da aynı mücadeleyi sürdürüyorlar, önceki ve şimdiki ilçe yönetimimize teşekkür ediyoruz. Bu mücadeleyi CHP’nin mücadelesi olarak görürsek yanılırız. Haksızlık yapmış oluruz. İlk günden beri, bu meydanda bizimle dayanışan tüm muhalefet partilerine, sendikalara, derneklere, Esenyurt’un ve İstanbul’un tüm dinamiklerine yürekten teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız. Bu meydan kurtuluşun tek başına olmadığını, ya hep beraber ya hiç birimiz dediğimizi Esenyurt, Türkiye’ye duyurdu.
Biz bir yıldır korkutmak isteyenlere karşı, korkuyu evde bıraktığımızı, sindirmek isteyenlere karşı sinmeyeceğimizi, Esenyurt’un iradesine saygı duymayanlara karşı mücadele edeceğimizi dosta, dosta olmayanlara gösterdik. Prof. Ahmet Özer, ömrünü Türk-Kürt kardeşliğine adayan bir bilim insanı. Biz yerel seçimlerde ona güvendik, inandık. Önceki dönemki belediye başkanımızla sorunumuz yoktu, Esenyurt’ta bir sesi duyduk, buradan Türkiye’ye Esenyurt İttifakı’nın sesini, Türklerle Kürtlerin kardeşliğinin önemini, iradeleri ortaklaştırarak bir büyük başarının kazanılabileceğini, dostluğu, kardeşliği gösterdik. Yüzde 51 oyla Türkiye’nin en büyük ilçesini bir rekora imza atarak Ahmet Özer’e teslim ettiniz. Ben Esenyurt’a, Beylikdüzü’ne her geldiğimde bir şey görürüm. Yolun bir tarafı Esenyurt, bir tarafı Beylikdüzü. Esenyurt’a bakarsanız maalesef Kent Suçları Müzesi. Yüksek katlar, arasından hava geçmeyen yükseklikte bloklar, yeşile hasret sokaklar.
Bir tarafta 3-4 katlı imar planlarıyla, doğru uygulamalarıyla Beylikdüzü. Bir tarafı yıllarca AK Parti yönetti, kişi başına 0,5 metrekare yeşil alan. Bir tarafta kişi başına 10 metrekare yeşil alan. Bir tarafta Esenyurt’ta yapılan AKP kötülüğü. Bir tarafta ranta değil halka önem veren yönetim anlayışı. Esenyurt’ta bizi göreve çağıran, Ahmet Özer’i göreve çağıran halkçı belediyeciliğin Esenyurt tarafından hak edildiğini düşünen Esenyurtlu vatandaşlarımızdır. Ahmet Özer, kentin makus talihini değiştirmek için kollarını sıvadı. Görevinde 209 gün kalabildi. Ahmet Özer, o 209 günde 15 bin kişilik aşevi açtı, kreş açtı, dördünün temelini attı. 600 öğrenciye eğitim desteği verdi. 3 bin öğrenciye kurs kayıtlarını yaptırdı. 23 okulun boyasını, bakımını, onarımını üstlendi. 100 bin ton asfalt attı. 120 bin metrekare parke taşı döşedi.
Taziyeden terör çıkaran bir anlayış var. Bunları ısrarla anlatmak, hatırlatmak lazım. Ahmet Özer, Remzi Kartal ile telefon görüşmesi yaptı mı bilinmez ama AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Remzi Kartal ile yüz yüze görüşmüş. Yaptıysa o telefon görüşmesini, o görüşmeden terör çıkıyorsa, AK Parti milletvekillerinden daniskası çıkar, daniskası. İşte bu numaralarla Ahmet Özer’i alıp içeri koydular. Belediye Başkan Yardımcımız İbrahim Halil Çalış. Halil Bey, devlet memuru, ihale yetkilisi falan değil. Onu alıp Paşakapısı Cezaevi’ne koydular. Siyami Ersek Hastanesi diyor ki, ‘Kalp kapakçığını değiştirmemiz lazım. Biz hastaneden cezaevine taburcu edersek, bu ameliyat doğru olmaz, çıkınca yapalım’. O tahliye için tensip tutanağını bekliyoruz. Hem Ahmet Özer için hem haksız yere içeride tutulan bütün belediye başkanlarımız için, artık bu zulüm yeter, hepsi için tahliye bekliyoruz, tutuksuz yargılama bekliyoruz.
Ahmet Hoca’yı sözde terörle aldılar, tutukladılar. Sonra bir şey oldu ve geçen sene 1 Ekim’den itibaren bir süreç başladı. Adına bir şey de koymadılar. Biz CHP olarak silahların susacağı, gözyaşının dineceği, terörün olmayacağı, kardeş kavgasının olmayacağı her şeyi destekleriz, cesaretle de desteklemeye devam ediyoruz. Hal böyle olunca düşündüler Ahmet Özer’in yaptığı suç olmaktan çıktı. Elbette tutukluluğu ortadan kalkacak ama kalkmadan önce bu sefer bir ihale üzerinden onun tutukluluğunu yedeklediler. O ihale dedikleri kayyım yönetimi tarafından onaylandı. Terörden serbest kaldığı halde içeride tutulmaya devam ediyor. Ahmet Özer’in masumiyetini Esenyurt biliyor, biz biliyoruz. Kayyıma gelince şunu hatırlatmadan geçmiyoruz. Milyarlarca liralık projeyi bakanlığa devretti. Esenyurt’un malını Milli Eğitim Bakanlığı’na verdi. Belediyenin 10 dönüm arazisini Sağlık Bakanlığı’na verdi. 38 cami ve altındaki yüzlerce işletmeyi gelirleriyle Diyanet’e devretti. Ahmet Başkan’ın başlattığı projeleri durdurdu. Bu hazımsız kayyım, bu beceriksiz kayyım, bu işbilmez kayyım, orada işgale devam ediyor, Ahmet Özer de Silivri’de çile çekiyor. Yazıklar olsun hepsine.
Prof. Ahmet Özer de kızı Seraf Özer tarafından mitingde okunan mektubunda, Esenyurt halkına şöyle seslendi:
“Kardeşlerim, karanlıklar korkakların sığınağıdır. Karanlığın hükmü, cesurlar ortaya çıkıp ışığı yakana kadardır. Siz bugün bu meydanda, bu ışığı yaktınız. Zira, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir insanın en onurlu mücadelesi olduğunu biliyorsunuz. Selam olsun özgürlük için mücadele edenlere, selam olsun insanlık onurunu yüceltenlere. Değerli kardeşlerim; 2024 Ekim ayında, Esenyurt’ta başlayan operasyonun üstünden tam bir yıl geçti.
Bizim seçimi kazanmamızı içlerine sindiremeyenler, Kürt seçmenle Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir köprü kurmamızdan korkanlar, Esenyurt’ta yıllara sığacak hizmetleri kısa sürede gerçekleştirerek halkın gönlüne girmemizi ve bir Kürt’ün gelip İstanbul’da, Türkiye’nin en büyük ilçesini yönetmesini hazmedemeyenler harekete geçtiler. Hukuku sopa gibi kullanarak, içi boş düzmece bir dosya ile beni gözaltına alıp jet hızıyla tutukladılar. Yerime kayyım atadılar. Halkın iradesini gasp ettiler. Ama bilmedikleri bir şey var: Biz, asla baş eğmeyiz. Biz bu yolu başımız dik, direncimiz yüksek bir biçimde yürüyoruz.”
POLİTİKA
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceEKONOMİ
6 saat önceDÜNYA
6 saat önceDÜNYA
6 saat önceSPOR
6 saat önce