Memleketimin değerlerini yazmak benim görevimdir. Tarihe, sanata ve yazarlığa iz bırakan Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, yazar ve şair Abbas Sayar ile Nida Tüfekçi’yi anarak, onların anılarına saygı gösteriyorum.
Yozgat/Boğazlıyan İlçesi, Türkiye’nin en önemli tarihçilerinden Faruk Sümer’in eserlerinde geçen Dulkadirli Türkmenleri, yani Bozoklar’ın içerisinde bulunan Boğazlıyanoğulları Oymağı tarafından kurulmuştur. İlçenin adı da buradan gelir.
Boğazlıyan’da Gazi Paşa İlkokulu’nda okudum. 10 Nisan’da her yıl okulumuzun yanındaki anıtının önünde Askeri taburumuzla saygı duruşu yapardık. Millî Şehidimiz Kaymakam Mehmet Kemal Bey, 1912 yılında Boğazlıyan’a Kaymakam olarak atanmıştır. 1. Dünya Savaşı devam ederken 1915 yılında tehcir vakaları artmış, iç isyanı bastırmak için görevini yaparken Osmanlı Hükûmetine şikayet edilerek hakkında dava açılmıştır. Dört yıl süren dava sonucu karar verilerek, Ekim 1919’da Osmanlı tarafından idam edilmiştir. (1884-1919) yılları arasında yaşamıştır. İdam kararı sonucunda Türk milletine şöyle seslenmiştir:
Sevgili vatandaşlarım,
Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet. Benim sevgili kardeşlerim asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğruna cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatana, millete zeval vermesin!
Kaymakam Mehmet Kemal Bey’in cenazesine, işgale rağmen Mekteb-i Tıbbiyeliler başta olmak üzere Türk milletinin cesaretli evlatları tarafından sahip çıkıldığını ve on binlerce kişinin katıldığı millî bir törenle, bugün Kadıköy Kuşdili’ndeki anıt mezarında sonsuzluğa uğurlandığını biliyoruz. Bu son, Türk milletinin gönlündeki bağımsızlık sevdasını ateşleyen temel kıvılcımlardan biridir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kaymakam Kemal Bey’e şehit unvanı vermiştir ve çocuklarını koruma altına almıştır.
ABBAS SAYAR
21 Mart 1923 tarihinde Yozgat’ta doğdu. 1941’de Yozgat Lisesi’ni bitirdikten sonra 1945 yılında evlendi ve İstanbul’a yerleşti. Dört dönem İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Türkoloji eğitimi aldı ancak eğitimini yarıda bırakarak Yozgat’a döndü. Bir süre çiftçilikle uğraştı.
Romanlarında yalın, yöresel dil kullanmıştır. Halkın özünden kopmadan yazarlığını uzun yıllar kabul ettirmek için uğraşmıştır.
Romanları: Yılkı Atı, Çello, El Eli Yur Elde Yüzü, Can Şenliği, Tarlaları Salkım Saçak
Öykü: Yorganımı Sıkı Sar
Şiir: Gönül Sandalı, Şey Gibi, Bolluğa Takılan Ses, Sere Serpe, Esinti
Kendisinin çıkardığı birçok dergi vardır.
En tanınmış eseri Yılkı Atı, TRT Roman Başarı Ödülü almıştır.
Yılkı Atı romanını okuduğumda beni etkileyen konusu, atını yoksul çiftçinin yazları çalıştırdığı, kışları doğaya beslenmesini karıştıramamak için bıraktığı içler acısı öyküsüdür. Yılkı Atı artık yaşlanmaya başlamıştır. Nihayetinde tay yavrusu olduğu sene, yine Yılkı Atı kışı ayazda aç susuz geçirecekken biri sahiplenip kendine iyi bakmış. Gücü kuvveti yerine gelmiş Yılkı Atı’nın. Yaz gelince eski sahibi döner gelir diye beklemiş. Bir gün Yılkı Atı döner. Tay yavrusunu alıp terk eder, aç susuz bırakan sahibini.
Abbas Sayar şiir gibi roman yazan vasfa sahiptir. Anadolu’nun yoksulluğu, çaresizliği romana dönüşürdü. Eğitimin eksikliğini, yaşadığı toprağın sorunlarını romanlarında dile getirmiştir.
Şiiri:
Üşüyorum
Hasret ağır bastı üstüme
Oynuyor yerinden köşe taşlarım
Öyle bir gariplik sardı ki yüreğimi
Dokunsalar boşanacak gözyaşlarımı.
NİDA TÜFEKÇİ
1 Mart 1929 Yozgat’ta doğdu. Küçük yaşlarda bağlama çalmaya başladı. Liseyi Boğazlıyan’da okumuştur. Maliye Okulunda öğrenci iken 1947 yılında Ankara Radyosu Yurttan Sesler emisyonlarına katılmaya başladı. 1953 yılında daimi kadroya girdi. TRT’nin çeşitli kadrolarında icracı ve yönetici olarak faaliyet gösterdi.
Devlet Konservatuvarı Türk Musikisi Bölümü kurucuları arasında yer aldı, öğretim üyeliği görevini üstlenerek birçok sanatçıya dersler verdi. TRT Ankara ve İstanbul radyolarında “Ozanlar ve Bölge Sanatçıları”, “Oyunlarımız Türkülerimiz”, “Türkülerin Dili”, “Halk Ozanları Geçiyor” gibi açıklamalı radyo programları hazırlayıp sundu.
Ölümsüz eserleriyle Yozgat’ımızın usta tezenesi, derlediği türküleriyle THM’ne dinlemeye doyamadığımız sesiyle de can vermiştir. Kimin içini titretmez ki bu türküsü:
DERSİNİ ALMIŞ DA EDİYOR EZBER
Dersini almış da ediyor ezber
Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Aman aman ben yarelendim aman
Bu dert beni iflah etmez del’ eyler
Bu dert beni iflah etmez del’ eyler
Benim dert çekecek dermanım mı var?
Aman aman gamzelim aman
Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne
Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne
Havada buludun ağdığı gibi
Aman aman ben yarelendim aman
Çiğ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Çiğ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Yağmurun damlara yağdığı gibi
Aman aman ben yarelendim aman
Yozgat’ı sel almış, Soğluk’u duman
Sıtkınan severim billahi inan aman
(aman ben yarelendim aman)
Ölünce mezara girdiğim zaman
Ben susayım, kemiklerim söylesin aman
(aman sürmelim aman)
Kaynakça: Nida Tüfekçi
Ruhları şad olsun. Yaşatmak görevimizdir.
Ayla Mediha Eser
KÖŞE YAZILARI
Az önceKÖŞE YAZILARI
6 dakika önceKÖŞE YAZILARI
8 dakika önceKÖŞE YAZILARI
43 dakika önceGENEL
47 dakika önceGENEL
47 dakika önceSPOR
48 dakika önce