Gün geçmiyor ki kadına şiddet haberleri çıkmasın, Türkiye’nin 81 ilinden her gün yüzlerce kadına şiddet haberi geliyor. Kadın cinayeti, kadın istismarları veya farklı birçok zorlukla kadınlarımız karşı karşıya kalıyor. Dünya çapında yaygınlaşan ve tüm toplumları derinden etkileyen bir konu haline gelen kadına şiddet, özellikle son yıllarda ülkemizde de sıklıkla gündem olmaktadır. Şiddet denilince ilk akla gelen, kuşkusuz fiziki güç kullanımına dayalı kaba kuvvet olsa da gerçekte şiddeti sadece fiziki boyuta indirgemek mümkün değildir. Aslında kadına yönelik şiddet meselesi toplumun sadece bir kesimini ilgilendiriyor gibi görünse de bireylerin şiddet eğilimleri genel olarak bütün toplumla ilgili bir meseledir. Bu konuda hükümet olarak, sivil toplum örgütleri veya farklı kurum ve kuruluşlar adımlar atarak çeşitli çözüm önerileri sunmuş olmasına rağmen maalesef etkin bir çözüm bulunamamıştır. Erkekler nezdinde kadınlara bakış açısı, kimine göre hizmetkâr, kimine göre cinsel nesne, kimine göre ise köle nezdinde değer görmektedir. Bana göre toplumun genel eksikliği varlık nedenimizi bilmememiz ve empati yapmaktan yoksun olarak bir hayat sürmemiz. Formül aslında çok basit: kendinizi karşınızdaki kişinin yerine beş dakika koyarak düşünmemiz. İnsanoğlunun fıtratında olan ne varsa, evren yüzünde aksine yaşamak gibi kötü bir huyu var maalesef. Konu üzerinde geniş tabanlı bir çalışma yapılması, ülkenin her kesiminin katılımıyla nedenleri, sebepleri, sonuçları ve çözüm önerileri noktasında yapılacak adımların bir an önce atılması elzemdir.
Bana göre veya benim gibi düşünen birçok arkadaşımın ortak kanısını ortaya koymak gerekiyorsa, şiddetin ana sebeplerine dokunmak gerekiyor.
Şiddetin Sebepleri Kadına yönelik şiddete sebep olabilecek faktörler arasında genel ve kişiye özel gerekçeleri birbirinden ayırmak gerekmektedir. Genel sebepler arasında en dikkat çekenler şöyle sıralanabilir:
Bireysel düzeydeki şiddet sebepleri arasında en sık görülen etkenler de şöyle sıralanabilir:
Şimdi tüm bunların çözümü noktasında bir değil, birçok adım atmak ve herkesin taşın altına elini değil, gövdesini koyması kanaatindeyim. Biz basın kuruluşlarına veya köşe yazarlarına düşen en büyük görev ise kanayan yarayı her daim gündemde tutup çözüme kavuşana kadar kadınlarımızın, kızlarımızın, annelerimizin adeta sesi olmalıyız. Hiçbir kadına beyaz bir kefen değil, cennet köşesi gibi güzellik ve beyaz bir gelinlik yakışır.
Tüm bu duygu ve düşüncelerle sizlere kısa bir not bırakmak isterim: 365 Gün sevgi adına cümle kurmayan, 14 Şubat’ta görsel şovmenlik yapan kişilerin sahte sevgisi gözlerinizi yaşartmasın.
14 Şubatı gerçekten seven ve kutlayanların günü kutlu olsun…
GENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceEKONOMİ
Az önce