İnsan fıtratı gereği sosyalleşme ihtiyacı duyan bir varlıktır. Tek başına var olamaz. Doğduğu anda bilinci dışardan aldıklarıyla şekillenir. Örneğin, ormanda kurt veya köpek sürüleriyle büyüyen çocuklar, bulunduklarında ıslah edilmeye çalışılmış olsa da, hayvanlarla benzer davranışlar sergilemeye devam etmişlerdir. Hindistan’da 1876 yılında ormanda kurtlar tarafından büyütülen 6 yaşındaki Dino Sanichar, avcılar tarafından fark edilip kurtarılmıştır. Yetimhaneye yerleştirilen Dino, dört ayak üzerinde yürümekte ve geceleri ulumaktadır. Zorlukla iki ayak üzerinde yürümeyi öğrenmiş, ancak konuşma veya işaret dili öğretilmemiştir. Çıplak gezmekten vazgeçmemiş ve çiğ etle beslenmeyi tercih etmiştir. Yetimhanede, kendisi gibi vahşi hayvanlar tarafından yetiştirilen bir çocuk dışında arkadaş edinmemiştir.
Sosyal düzen sadece insanlar için geçerli değildir. Şempanze sürüleri hiyerarşiye, karıncalar monarşiye, arılar ise demokrasiye dayalı bir yönetimle yönetilir. Şempanzeler de yaşadıkları sürüde üstün olanlar ve alt tabakalar olarak hiyerarşik bir şekilde sınıflandırılmıştır. Hatta sürüdeki güçlü şempanzelerin zayıf olanları seçtiği ve rakiplerine düşmanca davrandığı gözlenmiştir. Karıncaların işçi sınıfı ile kraliçe arısı belirli olduğu için koloni, kraliçenin soyundan gelen bir veliaht monarşi ile yönetilir. Arılarda ise koloni yeterince büyüdüğünde kraliçe arı kovanın dışına çıkar ve 16 saatlik bir arı dansı yapar. Bu dans, yeni bir koloni kurmak için katılan işçi arılarla demokratik bir şekilde seçim yapılmasını sağlar.
İnsanlık tarihine bakıldığında, ilkel komün sürecinde hiyerarşi bulunmaz. Bu toplumsal oluşumda avlanma, meyve toplama, barınma gibi alanlarda ortaklaşa çalışma yürütülür. İlkel komünde ilk hiyerarşi kavramı aile ile başlar. Toplumun başlangıç birimi ailedir. Ailede fiziksel veya ekonomik açıdan güçlü olanlar lider olurken, güçsüz olanlar ise düzeni takip eder.
Hiyerarşinin ikinci aşamasında yerleşik düzene geçiş, ekim, dikim ile sağlanan ürünlerin ve avcılığın gelişmesiyle gelirlerin artmasıyla gerçekleşir. Zamanla evcilleştirilen hayvanlar ve onların bakımı, bu ekonomik düzene eklenir ve kas kuvveti fazla olan erkeğin egemenliğiyle ataerkil bir hiyerarşiye geçilir.
Son gelişmelerle birlikte, artan malların değiş tokuşu başlar ve zengin fakir ayrımı ile ekonomik hiyerarşi ortaya çıkar. Yeni tarım ve zanaat çalışmalarıyla yeni iş kolları ve sınıflandırmaları oluşur. Zenginler daha üst sınıflara geçerken, fakirler arasındaki uçurum artar.
Yapılan savaşlar sonrası iş gücüne erişmek için savaş esirleri çalıştırılmış ve bu, kölelik ve sömürü hiyerarşisinin başlangıcını oluşturmuştur. Köleden elde edilen gelirler efendilerine ait olmuş, bu da özel mülkiyet kavramının doğmasına yol açmıştır. Sonrasında, aşamalı olarak hiyerarşik bir topluma geçilmiştir.
Bugün, çoğu devlet demokrasiyle yönetilirken, azınlığı monarşi ile yönetilmektedir. Demokrasi, dünyadaki tüm üyelerin ve vatandaşların organizasyon ve devlet politikasını eşit olarak şekillendirdiği bir yönetim biçimidir.
Demokrasi kavramı, her ülkenin yönetim şekline göre değişiklik gösterir. Demokrasi türleri, halkın doğrudan veya temsilî olarak eşit katılımını sağlayan hükümet biçimi veya toplumsal yapılarıdır.
Türkiye’deki demokrasi türlerini sorgulayan bir eğitimli, araştırmacı, kutuplaşmayan ve aydınlanmış bir halk, seçimlerle siyasi partileri ve devlet başkanını değil, sistemi değiştirir veya geliştirir.
Fillerin tepişerek çimenleri ezmeleri yerine; çimenlerin tepişerek filleri dize getirdiği yarınlar görmek umuduyla vesselam.
Hüsna ŞAHİN
KÖŞE YAZILARI
10 saat önceKÖŞE YAZILARI
10 saat önceKÖŞE YAZILARI
10 saat önceKÖŞE YAZILARI
11 saat önceGENEL
11 saat önceGENEL
11 saat önceSPOR
11 saat önce