EVLATTAN DEVLET BABAYA SİTEM

EVLATTAN DEVLET BABAYA SİTEM

Ufuk Alp kaleme aldı...

ABONE OL
20 Kasım 2025 08:32
EVLATTAN DEVLET BABAYA SİTEM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Biz Türkler vatanı ana, devleti baba bilen bir milletiz.
Bir baba, hasta, zayıf, küçük ve korunmaya muhtaç çocuğunu nasıl ayırır, haklılık gözetmeksizin iltimas geçer ve diğerlerinden daha fazla koruyup kollarsa, devlet de engelli vatandaşlarına o şekilde davranmalıdır.
Bunun adına pozitif ayrımcılık diyoruz ve sosyal devlet olmak bunu gerektirmektedir. Sosyal devlet anlayışı sadece bizde değil, az ya da çok bütün dünya ülkelerinde çeşitli düzenlemeler ile yerleşik bir kuraldır.
Ülkemizde engellilerimizin en fazla ihtiyaç duydukları pozitif ayrımcılık uygulamaları, engelli istihdamı ve erken emeklilik düzenlemeleridir.
Sağlıklı bir insan ile bir engellinin, sağlığı ve yaşam konforu olduğu kadar çalışma hayatı da çok farklı ve zorludur.
Ülkemizde çalışma hayatına aktif katılım sağlayan engellilerimizin daha çabuk ve daha fazla yıpranmalarına karşılık olarak maluliyet ve erken emeklilik konularında bir takım düzenlemeler mevcuttur.
Bugün, 2025 yılı başında yürürlüğe giren yeni bir düzenleme ile, engellilerimizin erken emeklilik haklarının nasıl büyük ölçüde ellerinden kayıp gittiğini irdeleyeceğiz.
Daha öncesine gitmeyip örnek olarak 15.01.2025 tarihli düzenlemenin yarattığı mağduriyeti göz önüne alacağız.
Bu tarihte Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yasa ile, 506 sayılı yasada mevcut ve o tarihte halen yürürlükte olan; Sigorta başlangıç tarihi 1 Ekim 2008 tarihinden önce olan 4A sigortalılarının erken emekliliklerini vergi indirimi şartına bağlayan madde yürürlükten kaldırılmıştır. Bunun yerine bu engelliler de Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamına alınmış, hastalıkların ağırlığına göre çalışma gücü kaybının tasnif edildiği Ek-1 hastalık listesi esas alınmaya başlanmıştır.
Kanun yeni iken cafcaflı söylemlerle duyurulmuş, sigorta süresi ve prim gün sayısı şartlarının daha uygun hale getirildiği algısı yaratılmıştır.
Evet, sigorta süresi ve prim gün sayısı şartları biraz daha düşürüldü, ancak can alıcı nokta şu ki; engelliler daha yüksek sigorta süresi ve prim gün sayısı içeren eski şartları mumla arar hale geldiler.
Erken emeklilik vergi indirimi şartına bağlı iken, toplam rapor oranı üzerinden değerlendirme yapılıp %40 ve üzeri rapora sahip olan her engelli, oranının karşıladığı şartlar dahilinde erken emekli olabiliyordu.
Yeni düzenlemede ise Ek-1 listede yer alan tek hastalık şartı getirildi. Hastalıklar, Ek-1 hastalık listesinde hafif, orta ve ağır düzeyde çalışma gücü kaybı şeklinde tasnif edildi. Erken emekli olabilmek için artık Ek-1 hastalık listesinde yer alan tek hastalıktan en az hafif düzeyde çalışma gücü kaybı aranıyor.
Bir örnek verecek olursak; ağır uyku apnesi %35, tip 1 diyabet %30-40, astım %20, bir elde hiçbir parmağın olmaması %30 gibi çoklu hastalığa sahip bir engelli, Balthazard Formülü ile toplam rapor oranı %75 olduğu halde, Ek-1 listeye göre hiçbir hastalığı tek başına hafif düzeyde çalışma gücü kaybını karşılamadığı için erken emekli olamıyor. Herhangi bir kademede de yok, herkes gibi 60 yaşını beklemek zorunda.
Allah aşkına, bu adam bu halde özel sektörde ne kadar dayanabilir? Bu adama bu şartlarda ilerlemiş yaşlarda hangi işveren iş verir? Bu adam 60 yaşında 7.200 prim gün sayısını nasıl tamamlayabilir?
Bizzat Meclis’te dile getirilen bir veriyi vicdanınıza sunmak istiyorum:
Sosyal Güvenlik için 2025 yılı başlangıç ödeneği 551 milyar 805 milyon olduğu halde, ilk 6 ayda bu ödeneğin sadece 83 milyar 189 milyonu harcanmış.
El insaf! Kullanılan para 6 aya düşen ödeneğin üçte biri bile değil.
Yine başka bir veri ile 2008 öncesi sigorta girişi ve vergi indirimi olup yeni düzenleme ile emekliliği engellenmiş kişi sayısının 25.000 civarı olduğunu öğreniyoruz. Bunların tamamı emekli edilse ve ortalama 20.000 TL emekli maaşı bağlansa bile yıllık maliyet sadece 6 milyar olmaktadır ve bu ödeneğin kullanılmayan kısmının devede kulağı bile değildir.
Devlet vatandaşın babası ise, korunmaya muhtaç evladını mağdur ederek, bütçede çıkan fazla ile övünemez. Bu, hiçbir vicdana da sığmaz.
Evlat babaya küsmüş değildir. Bizler de küsmüş değiliz. Sadece devlet babamızdan elini vicdanına koymasını, alelacele hayata geçirilmiş, hak ve adaletten uzak bu düzenlemenin derhal geri çekilmesini talep ediyoruz.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Burak Haral

    Değerli görüşleriniz ve yorumlarınız için teşekkürler 🙏❤️

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP