CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILI BAŞLADI

CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILI BAŞLADI

ABONE OL
29 Mart 2024 08:44
CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILI BAŞLADI
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları halen devam ediyor ve tüm büyük devletler bu saldırıyı sadece sözlü tepkilerle izlemeye devam ediyor. Ve şimdi Amerika’nın desteğindeki İsrail’in derin planlarını gerçekleştirebilmesi için yeni bir fırsat ve yeni bir savaş olan Gazze Savaşı başlamıştır. Ve yine büyük devletler sadece sözlü tepkilerle bu insanlık katliamını izlemeye devam ediyor.

Bugün tarih ilminin bizleri aydınlatabildiği büyük devletlerin I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti toprak paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşmazlık çıkmasını önlemek için yaptığı gizli anlaşmalardan olan İstanbul (1915), Londra (1915), Sykes-Picot (1916), St. De Maurienne (1917) anlaşmalarını yapmışlardır. Bu anlaşmalara benzer bugün Ukrayna ve Gazze için gizli anlaşmalar yapılmış olabilir.

1945 yılında 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra “Dünya barışı ve huzurunu korumak amacıyla” Birleşmiş Milletler (BM) kurulmuştur. Birleşmiş Milletler kuruluşunda kendi misyonunu “Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği, uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluştur” şeklinde tanımlamaktadır. Halbuki BM’nin kurulmasından sonra tek bir yıl savaşsız geçmemiş ve 20. Yüzyılda ölen insan sayısının yaklaşık üçte biri bu dönemde ölmüştür.

Dünyadaki savaşları bitirmek için kurulmuş BM Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup, bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’dır.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün 2011 yılı dünya silah ticareti tablosuna göre; son 200 yıllık dünya tarihi içinde dünyaya en çok silah satan ülke isimleri içinde, Amerika, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ilk beş içinde yer alıyor. Ve şimdi Çin bu devletleri geçme aşamasına geldi.

Geçmiş genel tarihimizde Çin içimizdeki işbirlikçilerle anlaşır kaybeden biz, Rusya – İngiltere anlaşır kaybeden biz, Ermeni-Rus-Fransız-Amerikan-Yunan anlaşır kaybeden biz, İngiliz-Fransız anlaşır kaybeden biz, İsrail-Amerika anlaşır kaybeden biz, Amerika-Avrupa anlaşır kaybeden biz, kısaca hepsi içimizdeki yerli işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, vatan sınırlarımızın hemen dışındaki işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, biz yine biz Türkler.

Yine Araplar hep bizim kardeşimiz ve bizim gibi onlarda Müslümanlar derken Arap yöneticilerinin birer piyon olarak büyük devletler tarafından seçildiklerini ve bize karşı I. Dünya Savaşında olduğu gibi hala kullanıldıklarını biz Türkler hiç hesaba katmadık. Yine biz Türkler kaybettik.

Ancak geçmiş genel tarihimizdeki bize karşı yapılan tüm anlaşmalara ve verdiğimiz kayıplara rağmen biz Türkler hep ayakta ve bağımsız kaldık.

Biz Türklerin en zor tarihi zamanlarımız olan Birinci Dünya Savaşı sonrası büyük devletler ve onların kullandıkları piyonlar tarafından işgal edilen öz vatanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde çetin bir Milli Mücadele verilerek kurtarılmış ve bağımsızlığımız tüm dünyaya duyurulmuştur. 29 Ekim 1923 tarihinde ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözleriyle Cumhuriyet ilan edilmiştir.

Geçmiş dünya ve Türk tarihinden alınan dersler dünyadaki barış için güçlü bir devlet olmayı, caydırıcı ittifaklar kurmayı ve sert tedbirler almayı şart koymaktadır.

Dünyada Türkiye ve Türk Milleti olarak barış içinde yaşamak istiyorsak önce güçlü bir devlet olmalı ve de Ermenilere karşı Azerbaycan-Türkiye kardeşliği örneğinde olduğu gibi kardeş Türk dünyası devletleri ile gerektiğinde karşı tarafa askeri güç de kullanabilecek güçlü bir ittifak kurmalıyız.

Bugün Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti birer bağımsız Türk devletidir. Bu devletlere ilaveten özerk Türk Cumhuriyetleri vardır. Altay Cumhuriyeti, Başkurtistan, Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti, Çuvaşistan Cumhuriyeti, Dağıstan Cumhuriyeti, Doğu Türkistan, Gagavuzya, Hakasya, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti, Karakalpakistan, Nahçıvan, Tataristan, Tuva Cumhuriyeti ve Yakutistan özerk Türk devletleridir. Bu Türk devletleri çok kritik bir coğrafyaya ve enerji kaynaklarına sahiptir.

Bağımsız ve özerk Türk devletlerinin yanında bugün var oluş mücadelesi yapan İran’da Azeriler, Kaşkaylar, Kaçarlar, Rusya’da Nogaylar, Ahıska Türkleri, Terekemeler ve Karay Türkleri, Yunanistan, Bulgaristan ve eski Yugoslav devletlerinde Balkan Türkleri, Irak’ta Türkmenler, Suriye’de Oğuz Türkmenleri, Çin’de Yugurlar, Salarlar ile dünyanın diğer coğrafyalarında Halaçlar, Şahsevenler, Naymanlar ve Avrupa Türkleri gibi burada isimlerini saymaya imkân bulamadığımız daha birçok Türk kökenli topluluklar bulunmaktadır.

Bugün dünyada yaşayan Türklerin toplam nüfusu Çinliler ve Hintliler’den sonra Türkleri dünyanın en kalabalık 3. nüfusu yapmaktadır.

Haydi artık Türkiye Cumhuriyetinin tüm Türk Dünyası Devletlerine, Türk Milletinin ise öz kardeşlerine gerçek barış getirmek için liderlik etme zamanı gelmiştir.

Haydi “Yurtta Sulh Dünyada Sulh” diyerek tüm dünyaya barış getirmek için Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde yaktığımız bağımsızlık ve özgürlük meşalemizi aynı inanç ve kararlılıkla ikinci yüzyılımıza taşıyalım ve de sömürüye karşı direnen tüm dünya insanlığına ve devletlerine biz Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti devleti örnek olalım.

Dr. Tuğtigin ŞEN
İnkılap Tarihi Doktoru / Emekli Albay

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP