“Lafız (sözcük) ile aptallar, mefhum (kavram) ile âlimler düşünür.” diyor Gazzâlî…
Siyasal İslamcıların kendi çıkarları için ağızlarında çiğneyip tükürdüğü lafızları ağzımıza alıp yıllardır çiğniyoruz. Bizleri gelecek asırlarda dahi utandıracak iğrenç bir karakter(sizlik) bu…
En büyük karakter(sizlik) örneği, “Bekâ-i Devlet” ve “Türkiyelilik” tükürüğü… Adeta milleti aşağılamak için icat edilmiş bir kavram… Metehan’dan günümüze tecrübe ettiğimiz bir devlet geleneğinin, siyasal İslam hokkabazlarının kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmek için kullandıkları ipekten bir şaldır “Bekâ-i Devlet” söylemi… Çiğneyip tükürdüler, bununla da kalmayıp ağzımıza tükürdüklerini zorla sokup çiğnettiriyorlar bize… Ne utanılacak durum! Çiğnemeyi reddeden ve ağzından atanların boynuna yapıştırılan yafta: “Hain, işbirlikçi, terörist!”
Bu millet olmadan dünya tarihi yazılamaz. Bu millet “Nizam-ı Âlem” kaidesiyle tarih yazdı demek de haksızlık olur. Tarih yazacak zamanımız olmadı, çünkü at sırtında inemedik asırlarca. Tarih yazmadı, tarih yaptı. “Nizâm-ı Âlem” dedi, “Devlet-i Ebed Müddet” dedi…
Şimdi kim ne diyor, dikkat ediyor musunuz? Tanzimat’ta bir dönem dillendirilen altı boş “beka” söylemi, iki asır sonra yeniden telaffuz ediliyor! Çanakkale’de bile devletin bekası konusunda kimse şüphe duymadı. İkinci Dünya Savaşı’nda ip üstünde siyaset yapıldı, kimse devletin bekası konusunda tereddüt yaşamadı.
Beyler, bu söylem milletin kendine olan inancını zedeler. Bu söylem milletin tarihine olan inancını zedeler. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Kendi politik çıkarlarınız için uydurduğunuz bu söylem, belki sizin bugününüzü kurtarır ama milletin geleceğini bitirir.
Ekonomiyi eleştirirsiniz, yafta boynunuza asılır: “Devletin bekasına ihanet!” Siyaseti eleştirirsiniz, yafta hazır: “Taraf olmayan bertaraf olur!” Adınız haine çıkar. Yolsuzluk var dersiniz, adınız hain olur. “Hırsız bizim hırsızımız” dersiniz…
Tüm gördüklerimizi yazsak, bir gram nefes aldırmazsınız bize bu memlekette… Büyük Orta Doğu Projesi’nin en büyük ayağı bence ülkede yıllardır uygulanıyor, farkında değiliz.
Devlet kurumdur; kurumların ahlakı da adalettir. Kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, işleyen hukuk diyoruz; “Devlet emin ellerde” diyorsunuz. İyi de kardeşim, bu devlet emin ellerdeyse “Bekâ-i Devlet” söylemini kim çıkardı? Siz çıkardınız, siz… Sizin zamanınızda çıktı bu sorun. “Sorunu çıkaranlarla bu sorun çözülmez” diyoruz, başımıza tokmakla vuruyorsunuz.
Ya tamam, muhalifiz… Ne yapalım yani, yaşamayalım mı bu memlekette?
Cüzdanımıza göz diktiniz, verdik; mevzu derindi, devletin bekası söz konusuydu(!), ses etmedik… Elimizdeki avucumuzdaki yetmedi, ölene kadar borçlandık, ses etmedik; mevzu derindi, devletin bekası söz konusuydu, ses etmedik!
Açlık sınırı altında yaşıyoruz yıllardır, ses etmedik; zira mevzu derindi, devletin bekası söz konusuydu!
Kendimizden geçtik, çocuklarımızın ve torunlarımızın da ömrünü çalıp borçlandırdınız, ses etmedik yine; mevzu derindi ve devletin bekası söz konusuydu…
Verecek hiçbir şeyimiz kalmadı artık… Vallahi de billahi de bir şeyimiz kalmadı. Yemin ediyoruz, kalmadı. Cengiz Han olsa inanırdı, siz inanmıyorsunuz… Verecek bir canımız, bir de cebimizdeki nüfus cüzdanımız var.
Canımızı siz istemeden veriyoruz zaten… Zira Mecnun’un Leylâ’sı ne ise, bize de vatan o… Fuzûlî:
“Canımı cânân istemiş minnet cânıma
Bir cân nedir ki vermeyeyim cânânıma”
mısrasındaki “cânân”ı biz Anadolu bilmişiz.
Beka sorununu söyleye söyleye zihinlerimize çaktınız. Bilinçli bir yöntemmiş, geç anladık. Şimdi sıra nüfus cüzdanımızda… “Türkiyelilik” diye şeytanın dahi aklına gelmeyecek kavramlar üretip dayatıyorsunuz. Çin casusları olsa milletin aklını bu kadar karıştıramazdı. Ona göz diktiniz, kimliğimize…
“İtalyalı, Almanyalı, İngiltereli, İspanyalı” gibi tanımlamalar ahmakça dersiniz, ama bu ahmakça fikri Türk’e yakıştırırsınız!
Bir milletin kimliğini unutturmanın şeytan işi olduğunu biliyoruz da, bunu sizin elinizle deneneceği aklımıza gelmezdi… Ama unutturmazsınız, o kimlik bizde. Zira onu siz vermediniz ki siz alasınız. O kimliği bize Çağrı ve Tuğrul diye iki nüfus memuru verdi, tâ bin yıl önce Dandanakan’da…
Alamazsınız…
Ve…
Devletin bekası tehlikede falan değil…
Biz buradayız!
KÖŞE YAZILARI
Az önceKÖŞE YAZILARI
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceSPOR
Az önce
Milletin özgüveni zedelendi tarihe olan devlete olan inanç zedelendi. Artık bizler susturuluyoruz suç çünkü konuşmak. Artık milletin sabrının sınırına geldi. Yazdığınız bu duyarlı ve etkileyici yazı belki bizleri için umut olur.
Yüreğine sağlık güzel insan 🌹 Selam 👋 🌹