ASKERLİK HAYATIMDA BENİ İLK AĞLATAN KİŞİ: ANNEM

ASKERLİK HAYATIMDA BENİ İLK AĞLATAN KİŞİ: ANNEM

ABONE OL
15 Mayıs 2024 15:15
ASKERLİK HAYATIMDA BENİ İLK AĞLATAN KİŞİ: ANNEM
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahmetli Annem, beni Askeri Lise sınavlarına girmem konusunda destekleyerek, Bursa Işıklar Askeri Lisesinde yapılan sınav ve mülakatlarda, İzmir Askeri hastanesinde yapılan sağlık muayenelerinde babamla birlikte hep yanımda bulunmuştu.

Ah anneciğim, senden askerliğe adım attığım 1983 yılında daha 14 yaşındayken ayrılmış ve o tarihten sonra ebedi dünyaya göç ettiğin 7 Kasım 2009 tarihine kadar yanına gelebildiğim görevlerimden ayrılabildiğim şanslı yıllarda seni en fazla birkaç hafta görerek sana olan hasretimi bir nebze giderebilmiştim.

Rahmetli annemin vefatından çok kısa bir süre önce hayat umutlarının gözlerinde hâlâ ışıldadığı anlar.

Annem pankreas kanseri olmuş, kanser çok ilerlemiş ve artık bütün doktorların dahi annemle ilgili hiçbir ümitleri kalmamıştı. Babam çok büyük bir fedakarlıkla anneme bakmakta idi. Artık acı sonun kaçınılmaz olduğunu babam, kardeşim ve ben tam olarak biliyorduk. Bütün akrabalarımız ve komşularımız da biliyordu. Ama tek bilmeyen anneciğimdi. Doktorlar hayat umudunun annemde azaltılmaması için bize çok iyi telkin ve tavsiyelerde bulunmuşlar ve son günlerini artık evinde geçirmesini bizlere söylemişlerdi. Biz de kendimizce bu umudun azalmaması için bazı tedbirler almıştık. Onun yüzüne hep gülümseyerek, artık iyileşmeye başladığını, sıkıntılarının zamanla düzeleceğini söylüyorduk. Annem de bizim bu masum yalanlarımıza inanıyordu. Annemi gören hiç kimse, yakın akrabalarımız da dahil, ondaki bu yaşama sevincini görünce gerçekten hasta olduğuna bir türlü inanamıyorlardı. Babam, kardeşim ve ben bir tarafta onun yüzüne gülümseyerek iyileşmekte olduğuna dair masum yalanlarımızı söylerken, annemin gözlerinde hayat ışıltılarını görmeyi müteakip ona hiç hissettirmemeye çalışarak diğer boş odalarda gerçeği bilmekten dolayı birbirimize sarılıyor, ben içimden, babam ve kardeşim ise açıktan bu hüzünlü olaya sessizce ağlıyorduk. Biz de inanmak istemiyorduk.

Kardeşim Alper ve ben de bir evlat olarak kendimizce bir plan içinde bir hafta sonu o, bir hafta sonu ben olmak üzere kardeşimin öğretim üyeliği yaptığı özel üniversitenin bulunduğu Ankara ve benim görev yaptığım Polatlı’dan Isparta’ya gelerek onun son günlerinde yanında bulunmaya çalışıyorduk.

7 Kasım 2009 tarihinde annemin yanına kardeşim Alper gitmişti. İlahi bir ses mi hala daha anlayamadım bana o hafta sonu benim de mutlaka Isparta’ya gitmemi söyledi. Bütün askerlik geçmişim ile karşılaştırdığımda bir subay olarak daha fazla kendime ve aileme zaman ayırabildiğim bir garnizon olan Polatlı’da görev yapıyordum ve de hafta sonlarım, bazı zorunlu görevler ve nöbetlerim hariç boştu. İçimdeki o ilahi sese kulak vererek sıra kardeşimde olmasına rağmen ben de Isparta’ya annemin yanına gitmeye karar verdim.

Cuma günü gece 24.00 gibi Isparta’ya vardım. Ben Askeri Liseye girdikten sonra taşındığımızdan içinde hiç çocukluğumu geçiremediğim Evimize girdiğimde evde sadece babamı gördüm. Anneciğim ağırlaştığı için hastaneye tekrar yatırılmış ve kardeşim Alper annemin başında bulunuyordu. İçim rahat etmedi gece 03:00 gibi hastaneye gittim.

Alper’i cep telefonu ile arayarak annemin bulunduğu yeri öğrenmek istedim. Kardeşimin sesi çok hüzünlü idi, annemin çok rahatsızlanması sonucu odasından yoğun bakıma alındığını bana söyledi. Koşarak yoğun bakıma gittiğimde annemle ilgili acı haberi doktorlardan aldım. Annem vefat etmişti. Saat gece 03:35 idi. Yarım saat önce gelebilseydim, annemin son nefesinde belki yanında olabilecektim.

Her şey durmuştu. Bütün geçmişim gözlerimin önünde süzüldü. Hiçbir tepki göstermiyordum. Annemin ölü vücudunu görevliler beyaz kefene sarıyorlar, onu gözlerim önünde morga kaldırıyorlar ve ben bir yabancıya bakar gibi annemin arkasından bakıyordum. Hiç gözlerimden yaş gelmiyor, onun kefen içinde morga kaldırılmasının fotoğraflarını çekiyordum. Çok sakin dim, ilgili herkesi arayarak annemin öldüğünü söylüyor, doktorlar ile görüşüyor, bundan sonra ne yapacağımızı, ölüm belgesinin nasıl alınacağını araştırıyordum. Hastahaneye gelen herkes ağlıyor, feryatlar çıkarıyordu. Annemi az tanıyanlar bile ağlıyordu ama bir ben ağlamıyordum, ağlayamıyordum.

Annemin cenaze işleri ile uğraşmaya başlamıştım. Doktordan ölüm belgesini alıyor, Belediye’ye gidip cenaze işlerini görüşüyor, cenaze malzemesi satılan yerlerden annem için cenaze malzemeleri alıyor, cenaze için gelenleri karşılıyordum. Gördüğüm herkes annemin ölümünden dolayı hüngür hüngür ağlarken tek ben ağlayamıyordum. Ben annemin oğlu Tuğtigin değildim, başka birisi idim. Ölen benim annem değildi. Ben buraya sanki görevleri başında şehit olmuş silah arkadaşlarıma son resmi ve askeri görevlerimi yapmak ve törende bulunmak için gelmiştim. Belediye anonsundan annemin ölüm ilanı ile ilgili şu tebliğ bütün Isparta halkına duyuruluyordu:

‘’Eski Isparta Milli Eğitim Müdürü ve emekli Bakanlık Müfettişi Bayram ŞEN’in eşi Hatice Kübra Selma ŞEN hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi ikindi namazını müteakiben Anadolu Mahallesi camisinden kaldırılacak ve Asri mezarlıkta toprağa verilecektir.’’

Bu anonsu bilmediğim bir kişiye ait bir ölüm anonsu olarak dinliyor, annemin cenaze namazını kılıyor ve mezarlıkta erkek evladı olmamız sebebi ile dinen kardeşim ile birlikte annemizin cansız bedenini toprağa gömüyorduk. Herkes hüngür hüngür ağlıyor, tek ben ağlamıyor, ağlayamıyordum.

Annemin vefatını birliğime söylemem ve zamanında mesaiye gelemeyeceğimi bildirmem üzerine yasal olarak 10 günlük ölüme dayalı mazaret izinin bana verildiği iletiliyordu. Resmi telefon görüşmeleri ile taziye dilekleri amirlerimce ve mesai arkadaşlarımca bana iletiliyor, ben yine çok sakin bir şekilde bu taziyeleri şehit silah arkadaşlarımınkinden olduğu gibi dinliyordum.

Cenazeye gelen herkes birer birer ayrılmaya başladılar. Bütün ayrılmalarda herkes bana sarılıyor hüngür hüngür ağlıyor ve bana sabır diliyorlardı. Ama ben zaten çok sakin ve sabırlıydım. Tek ağlamayan bendim. Bazen bu merhumenin subay oğlu niye hiç ağlamıyor diye bana anlamlı anlamlı baktıklarını sezdim, ağlamaya kendimi zorladım ama nafile yine hiç ağlayamadım.

Kızlarım Kübra ve Elif’in anneciğimin mezarına bıraktıkları not kağıtlarını babamın bulup bana 3 yıl sonra vermesi o zamanki durumu özetlemesi için bir ibret belgesi idi. Büyük kızım Kübra babaannesine şunları yazmış:

‘’Canım Babananneciğim; Seni öyle çok seviyordum ki… Aramızdan çok erken ayrıldın. Seni çok özleyeceğim. Önümüzdeki yıllarda babaannem yok demek benim için çok zor olacak. Fakat sen hep yanımızda olacaksın, en azından ben buna inanıyorum. O gün, o gece ansızın çalan telefonda babamın ‘’Funda annemi kaybettik lafı’’ hala kulaklarımda çınlıyor. İlk başta bir iki dakika öyle düşündüm, sanki hayat olağan devam ediyormuş gibi fakat sonra senin olmadığını fark ettim. Sana sarılamayacağımı, elinden tutup dolaşamayacağımızı ve pek çok şeyi fark ettim. Benim canım şimdi anlıyorum ki, seni sadece fotoğraflarda görebileceğim, kokunu sadece senden kalan bir şaldan duyabileceğim ve artık elini tutamayacağım. Sana aramızdan hiç ayrılmamanı isteyen bir mektup yazmayı öyle çok isterdim ki…… Kübra Şen

Küçük kızım Elif ise; ‘’Seni orada yapayalnız bırakmayı hiç istemezdim. Babaannem.’’ diye yazmış.

Kızlarım ve bütün çevremdekiler bu ruh halinde ağlarken;.’’Ya rabbim ben niye ağlayamıyorum’’ diye Allahıma yalvarmaya başladım. Ailem dahil bütün akrabalarımız Isparta’dan ayrılmış artık benim ve kardeşimin de mecburi dönme zamanımız gelmişti. Aradan 10 gün geçmişti. Ben hala hiç ağlamamıştım. Dönüş günü sabah 03:35 de annemin vefat saatinde ilahi bir sesle yatağımdan kalktım. Yürüyerek annemin mezarına kadar geldim. Hava daha zifiri karanlıktı. Ben ve annem ilk defa yalnız başımıza karşı karşıya kalmıştık. Ama annemin sadece ruhu karşımda idi. Bizi kimse görmüyordu. Bir anda gözlerim ırmak oldu ve ağlamaya başladım.

Ağladım, ağladım, ağladım…… Askerlik hayatımda İlk defa!!!!

Ancak Annemin karşımda sadece ruhu vardı.

Dr. Tuğtigin ŞEN
Emekli Albay

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP