

“Gençlik dediğin kitap okunmuş artık
Eyyamı bahar uzaklaşmış kış artık
Bir neşeli kuştu gençlik fakat heyhat
Gelmiş, konmuş, ötüp de uçmuş artık”
Ömer Hayyam
Her canlının yaşamında belli evreler vardır. Her canlı doğar, gelişir, yaşlanır ve kendine yaşam hakkını verene geri döner. Öncelikle doğan her çocuk için sevinir, çığlıklar atar, Allah’a şükürlerle o gelişi karşılarız. Hiç düşünmeyiz ki bu doğan kişi yaşadığı zaman zarfında nelerle karşılaşır, karşılaşacağı zorlukları aşabilir mi, yoksa ona yenik mi düşer diye. Yani başta ağlayacağımız duruma gülerken, sonunda kendimizi göz yaşlarına boğarak, hıçkıra hıçkıra ağlarız. Ne çare ki, ne giden zamanı, ne de gideni geri getiremeyiz. Bırakın geri getirmeyi, kendi sonumuzun da aynı olacağını hiç ama hiç düşünmeyiz. Zannederiz ki hayat hep böyle devam edecek. Yaşlı kişi de aynısını düşünmüştü. Ancak hiçte düşündüğü gibi olmadığını, ancak yaşlanınca öğrendi.
Atalarımız, “Yaşlılık kapıya konulacak şey değildir” derken, çoğu gençin gülüp geçtiği görülür.
Öyle ki, biz de yaşlanacağız, elden ayaktan düşeceğiz, yardıma muhtaç hale geleceğiz diye düşünmez, hatta yaşlılarla “dinozor”, “bunak” diye alay edilir. Deneyimlerinden yararlanmak, ilgi ve sevgiyle saygı göstermek akla gelmez. Yaşlı iş başında ise, bir an önce emekli olsa ya da ölse de, yerine ben geçsem diye gözlerinin içine bakılır.
İster kabul edin, ister etmeyin — birçoğumuz yaşlılara saygıyı, hürmet etmeyi unuttuk. Yaşlı tecrübelerinden faydalanmayı, onun yorgun ve güçsüz haliyle dalga geçilen bir oyuncak olmayıp, insan olduğu gerçeğini unuttuk. Yaşlıyı küçümseyip, hakir görmek ve ona hakaret etmek, ne adap, ne edeb’e sığar, ne de inançlarımızla bağdaşır. Zannetme ki bugün yaptığın çirkinlik yanına kar kalır; unutma ki, misliye sana geri döner. İşte o zaman “eyvah” dersin ama iş işten çoktan geçmiştir. Anne ve babalara nasıl davranılması, nelere dikkat edilmesi gerektiğini, çeşitli yerlerden ve uzmanlardan araştırarak, ileride “eyvah” dememeniz için sizler için yazıyorum.
Yaşlı anne ve baba için öncelikle neler yapmalıyız?
Öncelikle ilaçlarına odaklanmalıyız. Şeker hastalığı, eklem romatizması, duyma, hafıza sorunları, kalp damar problemleri, inme gibi rahatsızlıklar, ileri yaşta sıklaştığından, bu sorunlara karşı önlem almanız ve doğru bir tedavi planı oluşturmanız gerekir.
Tedavi amaçlı verilen ilaçların kullanımını, bizzat yapmanızda yarar var. Ne de olsa yaşlı insanlar, ilaçları karıştırıp, ilaçtan fayda yerine zarar görebilir. Baston, gözlük, duyma cihazı gibi aletlerin, yakınınızın yaşamına kolaylık katacağını ve yaşam kalitesini artıracak küçük ama önemli yardımcılar olduğunu unutmamalısınız. İlerleyen yaşla birlikte oluşan kilo kaybının — hafıza sorunlarından depresyona, kalp yetmezliğinden kansere kadar — çeşitli sağlık sorunlarının ilk göstergesi olabileceğini bilin.
Yakınınız kilo veriyorsa, mutlaka doktora gitmesi için onu teşvik etmelisiniz. Ve gerekirse, doktora kendi ellerinizle götürmelisiniz. Belki size “yük olmak” istemeyecektir. Bu hususu da göz önüne alarak, doktor işini ihmal etmemelisiniz. Kişisel temizliğine dikkat etmeyen, kıyafetlerini değiştirmeyen, evini toplamayan ve temizlemeyen kişilerde hafıza sorunları veya depresyon olabilir. Duş almak, dişlerini fırçalamak, giyinmek gibi günlük aktiviteler de iyi bir ipucudur. Yakınınız bu tür yaşamsal aktiviteleri yerine getiremiyorsa, sorunun ne olduğunu anlamak için mutlaka doktora başvurmalısınız. Ve bu aktivitelerin yaşlılar tarafından yerine getirilip getirilmediğini, uzaktan da olsa kontrol edip, yerine göre uyararak, yapmalarını sağlamalısınız.
Aile bireyinizin duygusal durumunu da incelemelisiniz. Herkesin zaman zaman kendini mutsuz, çaresiz, endişeli veya değersiz hissettiği zamanlar olsa da, yaşlılarda depresyon sık yaşanan bir sorundur ve çoğunlukla da fark edilmez. Yakınınızın arkadaşlarıyla iletişimi koparması, sürekli evde kalması, hiçbir hobi veya aktiviteyle ilgilenmemesi, uyarıcı işaretlerdir. Bu durumda tıbbi yardımda başvurmalısınız. Ve mutlaka, kendi akranlarıyla, eski arkadaşlarıyla ilişkilerini koparmasına müsaade etmemelisiniz. Bu ilişkilerin, karşılıklı ziyaretlerle sağlanmasına çalışmalısınız.
Yapmak istediği hiçbir işe müdahale etmeden, kendisine bir uğraş bulmasına katkı sağlamalısınız. Yaşlılarınıza, kesinlikle yaptığınız işi satmayınız, bağırıp çağırmayınız. Her yaptıkları harekete, biraz hoş görüyle yaklaşınız. İnanın, bu sonuçtan herkes memnun olacaktır.
Tüm büyüklerimizin 1 Ekim Dünya Yaşlılar Gününü kutluyor, sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum.
YAZILAR
Az önceSPOR
Az önceEKONOMİ
Az önceDÜNYA
Az önceSPOR
Az önceGENEL
Az önceMAGAZİN
Az önce