Ali Babacan'dan AKP'ye dönüş iddialarına tepki: Türkiye'yi iki kutuplu siyasete hapsetmek istemiyoruz
  • Tercüman Gazetesi
  • Politika
  • Ali Babacan'dan AKP'ye dönüş iddialarına tepki: Türkiye'yi iki kutuplu siyasete hapsetmek istemiyoruz

Ali Babacan'dan AKP'ye dönüş iddialarına tepki: Türkiye'yi iki kutuplu siyasete hapsetmek istemiyoruz

ABONE OL
29 Ekim 2025 00:00
Ali Babacan'dan AKP'ye dönüş iddialarına tepki: Türkiye'yi iki kutuplu siyasete hapsetmek istemiyoruz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1 Ekim’deki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinin de yer aldığı muhalefet liderleri ile buluşma görüntüleri nedeniyle gündeme gelen, “AKP’ye dönüş” iddialarını bir kez daha reddetti.

Türkiye’nin ‘iki kutuplu siyasete mahkum edilmemesi gerektiğini’ belirten Babacan, partisinin de içinde yer aldığı “Yeni Yol Grubu” ile birlikte “üçüncü yol siyaseti” izleyeceklerini vurguladı.

AKP’den ayrıldıktan sonra Erdoğan’la ilk kez 1 Ekim’de yüz yüze görüştüklerini belirten Babacan, “Daha önce yalnızca üç kez telefon görüşmemiz oldu; 6 Şubat depremlerinde ben aradım, babam vefat ettiğinde o aradı, annem vefat ettiğinde yine aradı. 1 Ekim’deki selamlaşmadan sonra da hiçbir temasımız olmadı” dedi.

Babacan, ‘bu konunun sürekli gündemde tutulmasını doğru bulmadığını’ da belirtti.

Babacan, 1 Ekim sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da AKP yöneticileriyle ekonomi ya da başka konularda bir görüşme talepleri olmadığını da vurguladı:

“Şu anda olması için bir sebep de yok ki. Çünkü biz Türkiye için çözümlerimizi, hazırlıklarımızı zaten ilan etmiş durumdayız.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile de aralarına mesafe koyan açıklamalarının anımsatılması üzerine de Babacan, bu durumun sorumlusunun “CHP’nin kendi iç dinamikleri” olduğunu söyledi.

2023 seçimlerinden sonra CHP’de yönetim değişikliği yaşandığını hatırlatan Babacan, şu görüşleri dile getirdi:

“Kendi iç çatışmalarında bir bakıma DEVA Partisi ve bizim milletvekillerimiz orada kullanıldı. Zaten o tablo ve yeni yönetimin o şekilde bir kampanyayla seçilmiş olması partiler arasındaki ilişkileri soğuttu haliyle. Yani bizim hiçbir şey olmamış gibi davranmamız mümkün değil.”

Yeni CHP yönetiminin açıkladığı “tabanda ittifak” stratejisinin de, partiler arası işbirliğini sınırladığını belirten Babacan, muhalefet partileri arasındaki işbirliğine, aslında CHP’nin engel koyduğunu ileri sürdü.

Babacan, partisinin 2024 kongresinde açıkladığı yeni stratejiyi hatırlatarak, Türkiye’de siyasetin iki kutuplu bir yapıya sıkıştırılmasına karşı olduklarını söyledi:

“Vatandaşlarımızı ya siyahı ya beyazı tercih edeceksin gibi bir iki tercihle baş başa bırakmak istemiyoruz. Bu Türkiye’de siyaseti çoraklaştırır. Biz ne o taraftayız, ne bu tarafta. Kendi yolumuzu inşa ediyoruz. Bu yüzden biz bu siyaseti ‘üçüncü yol’ olarak tanımlıyoruz.”

Bütün siyasi partilerle diyaloğa açık olduklarını belirten Babacan, “seçim işbirliği, ittifakı” konusunun ise ayrı bir aşama olduğunu vurguladı.

Geçmişte CHP’nin de içinde yer aldığı “6’lı Masa” etrafında buluştuklarını anımsatan Babacan, şimdi ise TBMM’de Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ile Yeni Yol Grubu’nu kurduklarını anımsattı.

Babacan, “Bu yeni işbirliği modelinin hem genişleme hem derinleşme potansiyeli var. Üçüncü yol’ dediğimiz yapının çekirdeği bu” diye konuştu.

Babacan partisinin yeni dönemde, oylarını büyütmek için üç farklı kitleye yöneldiğini vurguladı:

Babacan, “Biz bu üç kesim için yeni bir adres, yeni bir umut olmak istiyoruz. Bizim ne söylediğimize, hangi kararı aldığımıza bakarsanız, hepsinin arkasında bu strateji vardır” görüşünü dile getirdi.

Ali Babacan, CHP’li belediyeler ve bazı medya gruplarını içeren “yolsuzluk, kara para operasyonları”na ilişkin bir soru üzerine de, kapsamlı bir ‘yolsuzlukla mücadele mevzuatı’na ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye’de bir “temiz eller” operasyonuna ihtiyaç olduğunu, ancak bunun “adil, herkese eşit davranan ve siyasi operasyon algısından kurtaracak” bir yasal düzenlemeyle yapılması gerektiğini ifade etti.

Babacan, “tek taraflı yürütülen yargı soruşturmalarının ‘siyasi operasyon’dan öteye gitmeyeceğini, kimseyi ikna edemeyeceğini” vurguladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yeni başlatılan casusluk soruşturmasından da tutuklanmasını da değerlendiren Babacan, iddiaların detaylarını bilmediklerini, ancak 19 Mart’tan yana işleyen sürece bakıldığında “siyasi operasyon izlenimi verdiğini” söyledi.

Çözüm sürecindeki ilerleyişin, Suriye’den bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Babacan, “Gecikme de Suriye kaynaklı. İsrail’in Suriye’ye çomak sokması negatif etki yarattı. Suriye’deki mesele bitse Türkiye’deki süreç de daha hızlı tamamlanacaktır” görüşünü dile getirdi.

Türkiye’nin ‘iki kutuplu siyasete mahkum edilmemesi gerektiğini’ belirten Babacan, partisinin de içinde yer aldığı “Yeni Yol Grubu” ile birlikte “üçüncü yol siyaseti” izleyeceklerini vurguladı.

AKP’den ayrıldıktan sonra Erdoğan’la ilk kez 1 Ekim’de yüz yüze görüştüklerini belirten Babacan, “Daha önce yalnızca üç kez telefon görüşmemiz oldu; 6 Şubat depremlerinde ben aradım, babam vefat ettiğinde o aradı, annem vefat ettiğinde yine aradı. 1 Ekim’deki selamlaşmadan sonra da hiçbir temasımız olmadı” dedi.

Babacan, ‘bu konunun sürekli gündemde tutulmasını doğru bulmadığını’ da belirtti.

Babacan, 1 Ekim sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da AKP yöneticileriyle ekonomi ya da başka konularda bir görüşme talepleri olmadığını da vurguladı:

“Şu anda olması için bir sebep de yok ki. Çünkü biz Türkiye için çözümlerimizi, hazırlıklarımızı zaten ilan etmiş durumdayız.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile de aralarına mesafe koyan açıklamalarının anımsatılması üzerine de Babacan, bu durumun sorumlusunun “CHP’nin kendi iç dinamikleri” olduğunu söyledi.

2023 seçimlerinden sonra CHP’de yönetim değişikliği yaşandığını hatırlatan Babacan, şu görüşleri dile getirdi:

“Kendi iç çatışmalarında bir bakıma DEVA Partisi ve bizim milletvekillerimiz orada kullanıldı. Zaten o tablo ve yeni yönetimin o şekilde bir kampanyayla seçilmiş olması partiler arasındaki ilişkileri soğuttu haliyle. Yani bizim hiçbir şey olmamış gibi davranmamız mümkün değil.”

Yeni CHP yönetiminin açıkladığı “tabanda ittifak” stratejisinin de, partiler arası işbirliğini sınırladığını belirten Babacan, muhalefet partileri arasındaki işbirliğine, aslında CHP’nin engel koyduğunu ileri sürdü.

Babacan, partisinin 2024 kongresinde açıkladığı yeni stratejiyi hatırlatarak, Türkiye’de siyasetin iki kutuplu bir yapıya sıkıştırılmasına karşı olduklarını söyledi:

“Vatandaşlarımızı ya siyahı ya beyazı tercih edeceksin gibi bir iki tercihle baş başa bırakmak istemiyoruz. Bu Türkiye’de siyaseti çoraklaştırır. Biz ne o taraftayız, ne bu tarafta. Kendi yolumuzu inşa ediyoruz. Bu yüzden biz bu siyaseti ‘üçüncü yol’ olarak tanımlıyoruz.”

Bütün siyasi partilerle diyaloğa açık olduklarını belirten Babacan, “seçim işbirliği, ittifakı” konusunun ise ayrı bir aşama olduğunu vurguladı.

Geçmişte CHP’nin de içinde yer aldığı “6’lı Masa” etrafında buluştuklarını anımsatan Babacan, şimdi ise TBMM’de Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ile Yeni Yol Grubu’nu kurduklarını anımsattı.

Babacan, “Bu yeni işbirliği modelinin hem genişleme hem derinleşme potansiyeli var. Üçüncü yol’ dediğimiz yapının çekirdeği bu” diye konuştu.

Babacan partisinin yeni dönemde, oylarını büyütmek için üç farklı kitleye yöneldiğini vurguladı:

Babacan, “Biz bu üç kesim için yeni bir adres, yeni bir umut olmak istiyoruz. Bizim ne söylediğimize, hangi kararı aldığımıza bakarsanız, hepsinin arkasında bu strateji vardır” görüşünü dile getirdi.

Ali Babacan, CHP’li belediyeler ve bazı medya gruplarını içeren “yolsuzluk, kara para operasyonları”na ilişkin bir soru üzerine de, kapsamlı bir ‘yolsuzlukla mücadele mevzuatı’na ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye’de bir “temiz eller” operasyonuna ihtiyaç olduğunu, ancak bunun “adil, herkese eşit davranan ve siyasi operasyon algısından kurtaracak” bir yasal düzenlemeyle yapılması gerektiğini ifade etti.

Babacan, “tek taraflı yürütülen yargı soruşturmalarının ‘siyasi operasyon’dan öteye gitmeyeceğini, kimseyi ikna edemeyeceğini” vurguladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yeni başlatılan casusluk soruşturmasından da tutuklanmasını da değerlendiren Babacan, iddiaların detaylarını bilmediklerini, ancak 19 Mart’tan yana işleyen sürece bakıldığında “siyasi operasyon izlenimi verdiğini” söyledi.

Çözüm sürecindeki ilerleyişin, Suriye’den bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Babacan, “Gecikme de Suriye kaynaklı. İsrail’in Suriye’ye çomak sokması negatif etki yarattı. Suriye’deki mesele bitse Türkiye’deki süreç de daha hızlı tamamlanacaktır” görüşünü dile getirdi.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


    HIZLI YORUM YAP