

İnsan olmak derken biyolojik insanlıktan bahsetmiyorum tabii. İnsanlık erdemlerini taşıyor olabilmek, insan olmaktır.
İyi ya da kötü insan da yoktur bana göre; sadece iyiler insandır diyorum.
Haksızlığa uğrayan herhangi bir canlının yerine koyabiliyorsan kendini, onun acısını hissedebiliyorsan yüreğinde ve empati yapabiliyorsan, onun hakkını savunabiliyor, koruyabiliyorsan ancak o zaman insan olabiliyorsun.
Günümüzde şöyle etrafımıza baktığımızda o kadar az sayıda insan görebiliyoruz ki… Bu çok üzücü. Bu durum “İNSAN” olanların hem ruh sağlığını hem de akıl sağlığını korumalarını hayli zorlaştırıyor.
Bazen sokağa çıkmaya çekiniyoruz; hasta, yaralı ya da terk edilmiş bir hayvanla karşılaşırız diye. Sosyal medyaya girmeye korkuyoruz; insanoğlunun hayvana yaptığı eziyet, işkence ve vahşet videolarıyla karşılaşırım diye.
Ve bu, normalde olması gereken insani bir duygudur. Bu duyguyu hissedemeyen… Bir hayvanın derdini paylaşabilmek, onun hissettiklerini hissedebilmek için sadece insan olmak yeterlidir.
“İNSAN OLABİLMEK” işte bütün meziyet burada.
Ünlü filozof Nietzsche belki de akıl sağlığını bu insani duyguları yoğun yaşadığı için kaybetti. 1889 yıllarında İtalya’nın Torino kentinde yolda yürürken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür.
At, yorgun bitkin bir haldeydi ve kıpırdayamıyordu. Faytoncu ise kırbaçlarını daha da sertleştiriyordu.
Buna şahit olan Nietzsche, dehşetle koşup atın boynuna sarıldı ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Nietzsche’yi bu halde gören birkaç kişi, kollarına girerek evine taşıyıp yatağına yatırdılar.
Nietzsche birkaç gün odasından dışarıya hiç çıkmadı, kimseyle konuşmadı. Yakınları onu bir akıl hastanesine yatırdı. Uzun yıllar orada kaldıktan sonra çıkardılar ama o günden sonra hiç normale dönmeden göçüp gitti.
Nietzsche’yi neyin delirttiğini ancak “İNSAN” olabilenler anlayabilir; insan olmayanlar onu neyin delirttiğini asla anlayamayacaklar.
Vesselam, insan olabilmek için empati yapabilmek gerek. Yolda, sokakta, barınakta vs. bir hayvanın başına gelen kötülükler bir insanın da başına gelebilir.
Haksızlığa, şiddete uğrayan bir hayvanın çektiği acıyı bir insan da çekebilir ve hatta tüm insanlık…
Her şeyin anahtarı insan olabilmektir. Biz insan olalım yeter ki. O zaman her şey olması gerektiği gibi adil olur zaten.
DÜNYA
7 saat önceBİLİM & TEKNOLOJİ
7 saat önceDÜNYA
7 saat önceGENEL
7 saat öncePOLİTİKA
7 saat önceYAZILAR
7 saat önceYAZILAR
8 saat önce