

Hoş geldin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 105. yıl dönümü, kutlu olsun. Mustafa Kemal Atatürk’ün yarattığı Cumhuriyet’te yaşamak ne büyük bir övünçtür. Bıraktığın eserleri, ilkelerini yaşatmak görevimizdir. Büyük filozof, bugünleri öngörüsüyle tarif etmiş.
Günümüzde yine senin ilkelerin üzerinde oynamak isteyenler var. Din simsarları, din üzerinden toplumu kendi kara zindanlarına çekmeye çalışarak vicdani ve dinsel sömürü yapıyorlar. Bu sömürü, toplumun geleceği çocuklarımızı örümcek ağı gibi esir almaktadır. Tertemiz bedenler, tarikatların kirli beyinlerine; minicik bedenlerine dokunmuştur. Taciz, tecavüz ne ararsan vardır. Gün geçmiyor ki en iğrenç olayları duymayalım. Tiksinerek yüzlerine tükürmek geliyor içimden. Bu zamanda çocuk olmak, çocuk yetiştirmek, anne baba olmak zor mu? Zordur.
Ekonominin dibe vurması, halkın yoksullaşması bunların işine gelmektedir. Yıllar öncesi, fakir aile çocukları din eğitimi adı altında ailelerinden alınıp tarikat ağına düşmüştür. Kimilerine eğitim verilirken, ömür boyu kölelikle kendilerine hizmetkâr yapmışlardır. Ülkem müreffeh Türkiye olmaya yol alırken, Türkiye üzerine oynanan oyunlar haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’üm… Sen yaşasaydın annelerin gözleri yaşlı olmayacaktı. Çocukların umutları, baharın mis kokulu çiçekleri gibi, doğanın dal budak çiçeğe, meyveye dönüştüğü mevsimini bile bilerek sunduğun çocuk masumiyetinde, körpe fidanlara… Yarınların köklü çınarı olacak çocukları bilgeliğinle özdeşleştirip armağan ettin Atam. Ruhun şad olsun.
Mustafa Kemal Atatürk’ümün çocuklar için söylediği özlü sözleri, bütün dünyaya gıpta ettirecek vasıftadır:
“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.”
“Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.”
“Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.”
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, temeli benliğine, millî geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”
“Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.”
“Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.”
“Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya; buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.”
Şiir: Ayla Mediha Eser
Bugün ben, ben olmasaydım
Duymazdım bir simitçinin
“Bir simit kaç susam eder abla?” dediğini
On yaşın solgun hayallerini
Bugün ben…
En korkunç ölümlerini çocukların
Görmezdim.
Görmezdim vatansız gözlerini
Burnumuzun dibindeki bidon savaşlarını
Yeni doğmuş bir bebeğin
“Eli olsaydım” demezdim
Ürkek bakışlarında ışıl ışıl
Umut olsaydım demezdim.
Bugün ben, ben olmasaydım…
İnlemezdim ruhumun çukurlarında
Gökte ebem kuşağını özlemedim
Masmavi bir gölde kuğu olmayı
Sevmeyi, sevilmeyi
Sevinçten ağlamayı
Bilmezdim.
Bugün ben, ben olmasaydım
Karıncaların ocağı gibi kaynamazdı yüreğim
Göçmen kuşların kanatlarına bakar gibi
Çaresize, çaresizce bakmazdım!
Bugün ben, ben olmasaydım!
Çiçek çiçek dolanan
Arılara özenmezdim.
Hasrete cansuyu
Bacalarda duman duman huzuru istemezdim.
Bugün ben…
Bir genç kızın kalbinde can
Yanaklarında kan
Başında taç
Alnında dudak olmayı istemezdim.
Acıları, ayrılıkları, kavgaları görmezdim.
Şu baykuş öten viraneleri
Savaş vuran çocukları, vatansızları…
“Neden, niçin buradasınız, böylesiniz?” diye
Sormadım.
Bugün ben, ben olmasaydım!
Bir simit kaç susam eder abla?
Bir çocuk kaç dünya?
Bir savaş kaç ölü?
Bir ölümle kaç dünya göçer?
Ben şimdi hangi gezegendeyim?
Bugün ben…
Neyde nefes
Sessize ses olsaydım!
Bir kanalın nâmesinde ağıt
Bir udun nâmesinde vuslat olsaydım
Ve son nefeste edilen bir dua
Olsaydım.
Bugün ben, ben olmasaydım.
GENEL
Az önceDÜNYA
Az önceSPOR
Az öncePOLİTİKA
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önce