İlginç bir sorudur değil mi?
Her evlat, sırtını yaslayabileceği dağ gibi bir baba ister.
Her evlat, dallarında tükenmez meyveler yetişen kocaman bir ağaca benzetebileceği bir baba ister. Bu ağacın gölgesinde, ömrü boyunca onurla “Bu adam benim babam” diye bağırmak ister.
Her evlat, kazandığı en küçük başarıya bile kalpten sevinecek bir baba ister.
Her evlat, yaptığı yanlış ne olursa olsun, ona bu konuda kızmadan, küfür veya beddua etmeden yardım edebilecek bir baba ister.
Baba olmadan önce, en yakın sırdaş, dost ve ağabey olabilecek bir baba ister.
Her evlat, eve geldiğinde eşine ve çocuklarına şiddet uygulamayan bir baba ister.
Her evlat, evlilik yaşına geldiğinde, onu sevmediği biriyle değil, sevdiği kişiyle evlendiren bir baba ister.
Kısacası, her evlat, dünyanın bütün güzelliklerini ona sevgisiyle yaşatabilecek bir baba ister.
Babalarla evlatlar arasında, özellikle kız çocuklarıyla babalar arasında, çok farklı ve büyülü bir bağ vardır.
Babalar bazen, evlatları için nasıl bir örnek olduklarını unuturlar.
Her erkek baba olmak ister mi? Ya da her kendine “babayım” diyen erkek, evladının bu isteklerini gerçekleştirmek için çaba gösterir mi?
Maalesef, her erkek baba olmayı hak etmiyor.
Bir bakarsınız, bir baba alkol bağımlısıdır, bir diğeri uyuşturucu ya da kumarın peşindedir. Bir başkası, ne ailesini ne de evlatlarını düşünmez; gününü yiyip içip yan yatmakla geçirir. Çocuğu ona yaklaşıp bir şey sormak ya da sevgisini göstermek istediğinde, baba sevgi yerine ya küfür eder ya da onu duymazdan gelir.
Bazı babalar da çocuklarıyla zaman geçirmeye tembellik eder.
Bir başka baba ise, karısı hamile olduğunu söylediğinde sevinmek yerine kızar ve “gidip aldıracaksın, benim baba olmak gibi bir fikrim yok” der.
Bazı babalar, erkek evlatlarıyla dost ve sırdaş olmayı sever. Böyle bir ilişkide büyüyen çocuklar dürüst, sevgi dolu, mütevazı ve saygıdeğer insanlar olarak yetişirler.
Bazı babalar ise çocuklarının her istediğini yapar, her istediğini alır; ancak onlara asıl baba sevgisini yaşatamaz. Onun dünyasında babalık, almak, yedirmek, içirmek, dünyayı gezdirmek ve çocuğun hiçbir isteğine hayır dememekten ibarettir.
Bu tür babalar, kendi elleriyle çocuklarını uçurumun kenarına götürüp, onları sevgi sandıkları uçurumdan aşağı iterler.
Babalık bu değil, kardeşim, babalık bu değil…
Babalık, Yüce Yaradan’ın kula nasip ettiği öyle bir sandıktır ki, içi sevgi, merhamet, onur, gayret, namus, şeref ve insanlık dolu mücevherlerle, incilerle doludur.
Babalık, evlatlarına verebileceği sevgiyi ölçüp tartmadan, onları birbirinden ayırmadan yaşattığı huzurdur.
Babalık, kendi evladı olmasa bile başkasının evladına babalık yapmaktan zevk almaktır.
Babalık, evladına, ailesine helal ekmek getirip, onu hep beraber mutluluk içinde yedirmektir.
Babalık, evladının sevgisine ve haklı isteklerine saygısızlık etmemektir.
Babalık bir başka dünyadır, arkadaş…
O dünyaya sahip olmak, her erkeğin başarabileceği bir şey değildir…
O dünyaya sahip çıkmak için, her erkek içten çaba göstermez…
Babalık, bir başka zevktir, arkadaş, bir başka zevk…
O zevkten her erkek anlamaz…
Baba olup kendini adam sanan kişi, bu zevki anlamalı, arkadaş…
Mutlaka anlamalı…
Baba olmak çok zor, arkadaş, çok zor…
Erkek olmaksa, erkek olmak çok kolay…
Halide Halid
KÖŞE YAZILARI
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önce