

Mamak Askerî Cezaevi’ne girdiğim gün, aslında bir cezaevine değil, devletin karanlık yüzüne adım attığımı çok sonra anlayacaktım. Meşhur kafeste tutulduktan sonra öğleden sonra 3. Koğuş’a verildim. Koğuştakilerin bir kısmı teşkilattan tanıdığım insanlardı; geri kalanı yabancıydı. Daha ilk gün, bağırılan bir emirle gerçek çarpıp yüzüme indi:
“Koğuş kalk! İstiklâl Marşı!”
Herkes ayağa fırladı, hazırola geçti. Askerin görmediği köşelerde solcular yatıyordu; bu şaşırtıcı değildi. Asıl sarsıcı olan, bizim tarafta, asker görmezken bizim arkadaşların da yatıyor olmasıydı.
Marş bitti. Dayanamadım. Genel Merkez’de yönetici olmanın verdiği refleksle çıkıştım:
“İstiklâl Marşı’nda neden ayağa kalkmadınız?”
Cevap kahkaha oldu. İçlerinden biri kısa ve net konuştu:
“Yakında sen de anlarsın.”
Anlamıyordum. Meydanlarda ağlayarak, yumruk sıkarak İstiklâl Marşı okuyan ülkücüler bu noktaya nasıl gelmişti?
Cevap acıydı ama yalındı: İstiklâl Marşı, işkencenin ritüeline dönüştürülmüştü.
Günde iki, bazen üç kez sayım… Her sayımda marş… Her marşta cop…
Artık İstiklâl Marşı denince akla bağımsızlık değil, acı geliyordu. Saygı göstermek, işkenceye boyun eğmekle eşanlamlı hale getirilmişti.
Bugün yetmiş yaşındayım. Ne zaman İstiklâl Marşı’nı duysam Mamak geliyor aklıma.
Şimdi söyleyin: Ben ne yapayım?
Kimse bana “İstiklâl Marşı’nın ne suçu var?” demesin.
“Suç o günün iktidarındaydı.” diye ahkâm kesmesin.
“İstiklâl Marşı, 7. kıta, başla!” komutuyla birlikte copların indiği yerde, kimse bizden kutsala saygı beklemesin.
Bugün iktidar ve lideri, sabah akşam din ve iman konuşuyor.
Ama aynı iktidar, halkı onurunu kaybedecek kadar fakir bırakıyor.
Çocuğuna pantolon alamayan babayı intihara sürüklüyor.
Zengine vergi indirimi yapıyor.
İslam’da haram olan kumar ve şans oyunlarının vergisini yarıya indiriyor.
Fakirin ekmeğine, çayına, suyuna zam üstüne zam bindiriyor.
Bir yanda şatafat…
Bir yanda torpil, kayırmacılık…
Bir yanda hâkimlik sınavında Türkiye birincisi olup “kıyafeti uygun değil” diye elenen genç…
Bir yanda sınavda ilk yüze girip elendiği için bunalıma girerek intihar eden öğretmen adayı bir kız çocuğu…
Bana çıkıp “İktidarın suçu yok.” demeyin.
Bu cinayetlerin bir kısmı silahsız ama sistematiktir.
İktidar, İslam’dan ne kadar bahsederse, insanlar dinden o kadar soğuyor.
Sonra suç, yine dinden soğuyanlara atılıyor.
“İmtihan.” diyenlere soruyorum:
Allah, kullarını fakirlikle mi imtihan ediyor?
Neden iktidardakileri ve liderlerini fakirlikle imtihan etmiyor?
Bu ülkede Allah’ın kullarına verdiği rızık çalınıyor.
Yer üstü ve yer altı kaynakları halka eşit dağıtılması gerekirken, bir avuç yandaşa peşkeş çekiliyor.
Buna din diyenler, dine en büyük ihaneti yapanlardır.
Bana “Savunma sanayii büyüyor, yol yaptık, köprü yaptık, havaalanı yaptık.” demeyin.
Mamak’ta cop altında işkence görenlere de,
“Askerimize laf söyletmeyiz, devlete karşı gelmeyiz.” dedirtemezdiniz.
Bugün iktidarla devleti aynı görenlere soruyorum:
Mamak’ta bize işkenceyi kim yaptı? Devlet mi, yoksa devleti ele geçiren iktidar mı?
Kendisine fakirliği reva görenlerin, çocuklarının geleceğini çalanların “Biz Müslümanız.” diye bağırması, her vicdan sahibini dinden soğutur.
Cezaevinde işkence için İstiklâl Marşı okunurken yatan bir ülkücünün yaşadığı kırılma neyse, bugün de zorla dayatılan itaati din diye yutturmak aynıdır.
İtiraz etmemek, insanlıktan vazgeçmektir.
Mamak Cehennemi’nde bize işkence yapanlar, Türk Ordusu’nun komutanları ve subaylarıydı.
Kimse bana “Başka ordu mu var?” demesin.
Bugün bu bereketli topraklarda bizi aç ve sefil bırakanlar, iktidar ve lideri değil mi?
Kimse bana “Başka adam mı var?” demesin.
Bu düşüncelere geç ulaşmanın acısını çekiyorum.
Bir zamanlar dinden soğuyanlara şöyle derdim:
“Sahte para yüzünden paradan neden soğumuyorsunuz?”
Ama beş paradan dördü sahte çıkarsa,
Ne para kalır, ne devlet.
İslam adına ülkeyi yönetenlerin yüzde doksanı çıkarcı “Müslüman” çıkarsa,
Ne din kalır, ne Müslüman.
Yıl 2025.
Ama ben hâlâ Mamak’tayım.
Allah’ım,
Yunus’u balığın karnından,
Yusuf’u zindandan kurtardığın gibi,
Bizi de her şeyimizi elimizden alan bu ceberrut düzenden kurtar.
YAZILAR
19 saat önceSPOR
19 saat önceDÜNYA
19 saat önceEKONOMİ
19 saat önceDÜNYA
19 saat önceDÜNYA
19 saat önceGENEL
19 saat önce