

Bugünkü yazımda, akıl, mantık, duygu, düşünce, vicdan ve adalet devre dışı kalıyor.
İzin verirseniz, beşerî ilişkilerimizin yerle yeksan oluşunu anlatayım. Konunun içinden çıkmamızın imkânı yok!
Dürüst, ahlaklı ve vicdanlı olarak geriye kalan çok az kişinin mücadelesi adına onlara ses olmak istiyorum.
Siyaset baş sorunumuzdur. Ne iktidarın ne de muhalefetin halka vereceği hiçbir şeyleri yok.
Bu sarmaldan arınmak için güç yetmiyor. Onlar, bu sarmalın içindeki baş yapıttır.
Konuyu geçiştirmemeli, sonuca odaklanmam lazım, değil mi? Ama kimin sonucu?
“Nasıl halksanız, öyle yönetilirsiniz.”
Tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan?
Toplumsal çürümemiz bize yavaş yavaş enjekte edildi. Yayın organları, diziler ve filmler aracılığıyla aile kavramı bitirildi. Üretmeden, emek vermeden zengin olmanın; evlilik dışı, küçücük yaşta çocuk doğurmanın senaryoları “özgürlük” adı altında işlenerek özendirici hâle getirildi.
Biliniyor ki, bu halka ne verilirse özenti duyarak kanalize olur. Magazin programlarının şatafatlı hayatlarını izleyerek “Ben bu hayatı yaşarsam ne olur?” diye düşünmeyen, sonu felakete yol açan yaşamlar oluştu.
Özellikle kadınlar üzerine kurgulanmış, reyting uğruna verilen zararın vicdanı olamazdı.
Peki, suç kimin? Özenti duyanın değil midir?
Kadın cinayetleri neden artmıştır?
Kültürel yozlaşmanın kimden kime zarar vereceğini bilmeden yaşam tarzlarını uç noktaya taşırken, zengin olmanın, özgür yaşamın peşinde koşarken bazıları hayatlarından olmuşlardır.
Gıda üretiminin emeğini ve maliyetini biliyoruz.
Sağlıklı gıda üretmeyen, zehirli sebze ve meyveyi üretenin suçu yok mudur?
Kalitesiz üretim, kâr marjı, iş ahlakı, alın teri, vicdan… Var mıdır burada?
Ölümlere neden olan gıda zehirlenmeleri kimin umurunda?
Süte su, tereyağına ve her gıdaya menşei belli olmayan madde koyanlar…
Bire bin kazanan restoranlar, oteller, moteller…
Sonu gelmeyecek o kadar çok hilekârlık var ki.
Para denilen materyale tapınan, dürüstlüğü ve vicdanı yok sayan bu kişiler kimlerden oluşmuştur?
İçimizden, değil mi?
Birbirimize yaptığımız kötülük hiçbir kitaba sığmaz.
EĞİTİM alanında; ilkokul çağına inen şiddet, çocuk istismarı, yoksulluk nedeniyle eğitim hakkının kaybı ve eğitim kalitesinin niteliksizliği çığ gibi büyüyen sorunlardır.
SAĞLIK sektöründe ise yılların tecrübeli doktorlarının azalması sonucunda, mesleğini geliştiren, hastasına saygılı doktorlar bulmak zorlaştı.
Tanı ve teşhiste zorluk çekilmektedir. Hasta ve doktorun birbirine güvensiz durumu sonucunda şiddet yaşanmaktadır. Sabırsız hastaların, doktoruna emrivaki davranışları başka bir handikaptır.
Ticaret alanına bakacak olursak:
Ucuza mal edilmiş binaların can alması…
Çalışma sektöründe iş güvenliğinin, yangın, maden göçüğü gibi durumlarda işçinin can güvenliğini sağlayan hiçbir şeyin olmaması kimin suçu?
Ticaret derken; evine çağırdığın herhangi bir ustanın, hak ettiği ücreti almayarak tamir parasını yüzde yüz kârla yapması kimden kime zarardır?
Yalan, talan, hırsızlık, gasp, soyma hangi toplumdan çıkmıştır?
İğneden ipliğe bozulmuşluk yaşıyoruz.
Birbirimizin cebinin, bedeninin soyguncusu olmuşuz.
Bugün ak dediğimiz şeye yarın kara diyoruz.
İşte eğitimin ve okuma eksikliğinin, gününü sosyal medyanın aperatif sunduğu, kadın programlarının yemek ve çatal-kaşık cazgırlığını yaptığı, kimin kiminle iğrenç ilişkileri olduğunu bayıla bayıla izleyenlerin suçu yok mudur?
Nasıl bu kadar zafiyete müsait oluyoruz?
Utanma duygusunu arayıp da bulalım.
Acılarımızın üzerinde tepinen, “Ben zevkime bakarım.” diyen umursamaz gamsızlığın müsveddeleri çoğaldı maalesef.
Ailesi mi, yuvası mı yıkılmış? Çocuğu mu kaybolmuş, ölmüş mü?
Bu şuursuzluğu yaşayanlara ne demeli?
Güven meselesi:
Bir bakıyoruz, inandığımız yazarların, tarihçilerin, bilimcilerin zaman içinde değişken yorumlarıyla sarsılıyoruz.
Neden? Yayın kartellerinin çıkar mekanizması orantısız güçte olduğu için.
Kültürel değerlerimiz olan beşerî ilişkilerde saygıyı, sevgiyi, maneviyatı arayıp da bulalım. Sohbetler vıcık vıcık, belden aşağı.
Küfürlü konuşmalara ilgimiz yoğun. Gülerek karşılık vererek doğal zannedilen basitliği kabullenmek, tepkisiz kalmak, kimin suçu?
Ailenin ve özel hayatın kutsallığı kalmamıştır.
Sanatla, müzikle, tiyatroyla, resimle veya kültürel her olguyu reddeden, sıradan yaşantıyı kendine empoze edenlere ne demeli?
Saygınlığı, itibarı, kibarlığı, nezaketi, kültürü, eğitimi sağlam temeller üzerine kurmak için gelecek nesillere mutlu, güvenli yaşam vermeliyiz.
Her canlının yaşama hakkını, trafik kurallarını, hasta haklarını, sağlık çalışanının hakkını, işçinin, öğrencinin hakkını, anne-baba saygısını, evlat sevgisini…
Toplumsal huzuru, kimsenin kimseyi öldürmediği, incitmediği, koruduğu, kolladığı kültürel ve sosyal yapılanmayı kim kime sağlayacaktır?
Huzuru, sevgiyi, vicdanı, hakkı, adaleti birbirimize verecek miyiz?
Gelecek nesillere huzurlu, güvenli yaşam hakkını sunmak için el ele vermeliyiz.
Toksik zehirlenme yaşıyoruz. Kötüler ve kötülük korkunç boyutta.
İyiler mücadele etmeye devam ederken yorulduk.
Kim suçlu?
Sen, ben, hepimiz suçluyuz.
Birbirimizin eksikliğini görürken kendimizi düzeltmeyi bilemedik.
Haklarımız elimizden alınırken sustuk, boyun eğdik.
Bu sürece gelene kadar el birliğiyle her şeyi düzeltme gayretinde bulunmadık.
Seyrettik cinayetleri, çocuk tacirlerini, kadına ve hayvana şiddeti…
Seyrettik, müdahale etmedik.
Birbirinin üzerinden hırsını, sinirini çıkaran bir toplum olduk.
Kendi nefsi doymayanlar
Açları doyuramazlar
Bulurlar ağdalı sözleri
Kopyala yapıştır yaparlar
Timsah gözyaşı dökerler
VAHLAR… TÜHLER
Yediği yemeği paylaşanlar
Seksenlik nineler
Dudağını büzerek poz verirler
Resimlerde hava basarlar
Gençlere fark atarlar
Akıl dışı fark yaparlar
VAHLAR… TÜHLER
Entel dantel görünenler
Görmeyene göz olmazlar
Yürümeyene yoldaşlığı bilmezler
Görürlerse gariban resmini
Sahte vicdanını temizler
VAHLAR… TÜHLER
Mış/lar, Miş/ler yaparlar
Yanındayım, yolundayım demezler
Vicdanlılığı sanal âlemde bilirler
VAHLAR… TÜHLER
Yaşanılası hayatta yük olurlar
Zavallıların sırtından geçinirler
Vatan millet Sakarya derler
Pirincin içindeki beyaz taştırlar
Yolumuzdan, yönümüzden eksik olsunlar
VAHLAR… TÜHLER
YAZILAR
22 saat önceGENEL
22 saat önceGENEL
22 saat önceDÜNYA
22 saat önceGENEL
22 saat önceSPOR
22 saat önceSPOR
22 saat önce