

“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Muhibbî yani Muhteşem Süleyman böyle diyor. El-Hak, doğrudur. Sağlık, sıhhat, huzur çok önemli, amenna. Ama ben bu yazımda başka nefeslerden bahsetmek istiyorum.
Siz Kumru Kuşlarını bilir misiniz? Hani birisi bir sebeple hayatını yitirince, diğeri kalan ömrünün sonuna kadar gidenin yerine başkasını almayan kuşlar…
Geçen sene Sivas’taki mutfak penceremin önüne, ben Türkiye’ye gelmeden yuva yapmışlardı da, yavruları yuvadan uçuncaya kadar bütün izin boyunca o pencereyi de perdesini de açmamıştım. Kıyamadım onları ürkütmeye veya huzursuz etmeye. O minicik yuvanın içinde iki nefes bir olmuştu.
İşte nefeslerini birleştiren bu Kumru Kuşları gibi nefeslerini birleştiren insanlar gördüm, tanıdım. Eşlerden biri ahirete göçünce diğeri hayata küsüyor; yaşarken ölüyor. Bunun adına ister aşk deyin, ister Alzheimer deyin, ister bunama deyin… Hepsi teferruat maalesef.
İki nefesten biri gidince, diğeri için nefes almanın bir anlamı, neşesi, şevki, arzusu kalmıyor. Bir nefesin kıymetini en iyi, nefessiz kalan biliyor.
Ama bir de nefes var ki tam tersi bir etki yapar. Bir aileye yeni gelen bir nefes…
Benim gibi herkes bilir: iki kişiyle kurulan bir yuvayı, çekirdek aileyi. İşte o ailenin yollarını gözlediği, gelişine kurbanlar adadığı, bekledikçe sabırla yoğrulduğu, geciktikçe yüreği kavuran, bekleyeni yıllarca süyüm süyüm ağlatan o bir nefes; bir bebek nefesi, bir çocuk ağlaması… Kim bilmez?
O bir nefes, bazılarımız için basit, sıradan bir durumdur ama bekleyenler için muhteşem bir sevinç, eşsiz bir güzellik, dünya saadetinin zirvesi, mahzun ve bir yanı mahrum olanın tamam olmasıdır. Minik bir elin avuç içimize düşen sıcaklığı, süt kokusuna karışan sabah sevinci, “Anne” diye çırpınan bir nefes… İşte hayatın mucizesi budur.
Ve bazen yeni bir nefes, kaybolan bir nefesin tesellisi, bazen de Rabbimizin “Ol” demesinin yankısıdır. O bir nefes geldiğinde sadece bir ev değil, gökyüzü de şükürle doluyor; eller semaya açılıyor, gönüller secdeye kapanıyor.
Bir nefes… Bazen ömrün tamamı, bazen de ömrün anlamıdır. Bir nefes gelir; bir evi ev yapar, bir gönlü diriltir, bir hayatı tamamlar. İşte o zaman anlarsınız ki dünyadaki en büyük devlet, en büyük servet, en kıymetli hazine aslında budur: Rabbimizin emanet ettiği BİR NEFES…
Selam ve muhabbetle.
DÜNYA
Az önceBİLİM & TEKNOLOJİ
Az önceDÜNYA
Az önceGENEL
Az öncePOLİTİKA
Az önceYAZILAR
Az önceYAZILAR
Az önce