VEKÂLET SAVAŞLARI
Günümüzde ABD, Rusya, Çin ve Batılı devletlerin mevcut silah sistemleri ile birbirleriyle savaşmaları, taraf devletlerin sonuçta tamamen yok olmalarına sebep olacaktır. Askeri yönden bu güçlere göre zayıf olduğu değerlendirilen diğer ülkeler ise, örneğin sınır komşumuz İran’da olduğu gibi, sahip oldukları uzun menzilli roket, füze sistemleri ve geliştirdikleri nükleer silahlar ile bu güçlü devletleri ölümcül etki altına alabilmektedir.
Dünyadaki hiçbir güç böyle büyük bir tehlikeyi göze alamadığı için, bazı güçler yeni savaş yolları bulmak ve bu tehlikeden korunmak için büyük bir araştırma yapmak durumunda kalmıştır.
Yakın dünya tarihi incelendiğinde, yeni savaş yollarının neler olduğunu görmek mümkündür. Artık savaşların büyük bir çoğunluğunun küresel güçler tarafından, devletlerin birbirlerine karşı kışkırtılarak ve devletlerin iç sorunları irdelenerek ortaya çıktığı görülmektedir. Bu savaşlar ve devlet içindeki iç mücadeleler, sonuçta küresel güçlerin bu bölgelere ve buradaki enerji kaynaklarına sahip olması ile sonuçlanmaktadır.
Türkiye’nin yer aldığı kritik coğrafyanın küresel güçler için önemi ve sahip olduğu potansiyel gücü ile ülkemiz her dönemde dışarıdan desteklenip yönlendirilen küresel tehdit odaklarının hedefi olmuştur. Ülkemiz üzerinde çıkarları bulunan devletler, bazı küresel şirketler ve sivil toplum kuruluşları, tarihin her döneminde hedeflerine ulaşabilmek için Türk Devleti ve Milleti üzerinde oyunlar sahnelemekten ve kendi çıkarlarına toplumumuzu alet etmekten çekinmemişlerdir.
Vekâlet Savaşları, devletlerin birbirlerine fiilen saldırmadığı, ancak üçüncü bir taraf vasıtasıyla mücadele halinde olduğu savaşlardır. Bu üçüncü taraf, paralı askerler, bir başka devlet veya terörist gruplar olabilir. Genellikle büyük devletler, nüfuz alanlarını genişletmek için kendi askeri unsurlarını kullanmak yerine piyon terörist unsurları kullanarak bu savaşı gerçekleştirirler. Bu yeni savaş yolu, maliyet-etkinlik analizi çerçevesinde incelendiğinde, çok ucuz ve etkinliği konvansiyonel harbe göre çok daha fazladır. Bu yeni savaş yolunun metodları çoktur ve halen geliştirilmektedir.
Geçmiş tarihimiz boyunca ilk önce biz Türkler üzerine derin hedefleri bulunan Çin, ardından Şark Meselesi takipçileri İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya, sonrasında ise Büyük Ortadoğu Planı'nı uygulayan ABD, biz Türkleri hiçbir zaman rahat bırakmamıştır.
Türkiye’de bazı büyük devletler tarafından kullanılan piyon terörist örgütler ile geçmişten beri vekâlet savaşları ne yazık ki icra edilmektedir.
Vekâlet savaşlarının bir gereği olarak, Bölücü Terör Örgütü PKK, geçmişte Şark Meselesi ve günümüzde ise ağırlıklı olarak Büyük Ortadoğu Planı'nın kanlı bir uzantısı olarak, zamanında Ermenilerin kullanıldığı gibi, günümüzde aynı bölgelerde başarı ile kullanılmaktadır. Kırk yıldan fazla uğraştığımız Terör Örgütü PKK ve bu örgütün son türevleri olan YPG/PYD ile son dönemlerde yoğunlukla uğraşmaya başladığımız FETÖ ve DAEŞ, bize karşı uygulanan bu vekâlet savaşlarının yeni örnekleridir.
Artık 17. Türk devleti kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anda çektiği sıkıntıları, atlattığı tehlikeleri, yaptığı hataları ve bu hatalar sonucu aziz milletimizin verdiği büyük kayıpları önümüze koyarak bilimsel değerlendirmeli ve ders almak zorundayız. Bu dersi, birbirimizi kırarak verdiğimiz şehit kanları ile değil, kardeşçe kol kola vererek, ortak aklımız ve yüreğimiz ile alma zamanımız gelmiştir.
Artık Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında barış içinde yaşamak istiyoruz. Artık büyük atamız Atatürk’ün izinde “Yurtta BARIŞ, dünyada BARIŞ” umutlarımızı hem öz vatanımızda hem de tüm dünyada gerçekleştirmek istiyoruz.
Esenlik dileklerimle,
Dr. Tuğtigin Şen