UĞURLAR OLSUN

Kendi kendime bir hayal kurdum. Hayalin içinde seninle oldum. Hatta âşık bile oldum. Oysa gerçek bambaşkaydı. Ne aşk vardı, ne de sen. İki kişilik değildi bu aşk, ben kendi kendime, kendi içimde yaşadım seni. Kendi kendime konuştum seninle. Sohbetler ettim, şarkılar söyledim. Hayalimdeki senle seviştim. Kızdım da bazen, bazen söylendim, bazen küstüm. Bazen sessiz, bazen gürültülüydü kafamın içindeki biz. Ama hayalimde bile en çok huzuru sevdim. Huzur ne güzel bir kelime, insanın hayatına nasıl da yakışıyor bir bilseniz. Herkesin gerçeği başkaydı oysa. Eğer gerçeklerle yaşansaydı, biz diye bir şey hiç olmazdı bile. Nereden nereye, kim bilir?

Oysa hayal etmek huzur kapısının anahtarıydı ve huzur için özgür olmak gerekliydi belki de. Sahi, özgür olmak ne demekti? Birçok zaman geçirdim gerçek dünyada ama sadece kafamın içinde benleyken özgür hissettim. O halde özgürlük, hayal dünyasının gerçeği, gerçekliğin ise hayali olabilir mi? Bedenlenmiş gerçek, hissedilen duygulardan daha zor yaşıyor. Bir bedenin ruhu yoksa zaten yaşamasının ne anlamı var ki? Ruhun arayışına yardım etmek için var olan beden, ruhunu göremeyene, ona dokunamayana ne anlamsızdır. Bir sevda sadece ruhların temasıyla mümkünken, bedenlerin coşması, birleşmesi fiziksel aktiviteden başka nedir ki?

Hayalimde sevdim seni, hayalimde paylaştım ruhumla beraber kendimi. Hem verdim hem aldım. Bendim, biz oldum, sonra döndüm gerçeğe ve bizken giz oldum. Kime söylesem gerçeği anlamazdı, ime söyledim, ime sakladım bizi. Bir şiirle aralanan kapıdan bir huzur vermek için girdin ama kalamazdın orada, biliyorum. Sınırlı gerçeklerin dünyasında hayallerin de sınırlıyken. Bir an, sadece bir an belki de biri görebilir sandım beni, ama nafile düşler, nafile bekleyişler. Bize zaman lazımdı belki de, oysa zaman yoktu. Zaman sadece araçtı, huzur ise amaç. Hayal de olsa güzeldik. O yüzden de, yine başlattığım gibi bitirdim seni hayalimde. Kendi kendime vedalaştım seninle, içim rahat, dökmeden, saçmadan, senden aldıklarımla, sana verdiklerimle beraber gittim senden, merak etme. Kendi gerçeğime giderken mırıldandım. Ben vedamı söyledim, sen duymadın.

Uğurlar olsun…

Banu Balat