TÜRKİYE’YE KARŞI KULLANILAN ÖRGÜTLER

TÜRKİYE’YE KARŞI KULLANILAN ÖRGÜTLER

ABONE OL
19 Ağustos 2024 22:31
TÜRKİYE’YE KARŞI KULLANILAN ÖRGÜTLER
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bölücü terör örgütü PKK’nın 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli eylemleriyle terör sahnesine çıkması ile birlikte, Ermeni terör örgütü ASALA Türkiye’de eylem alanlarından çekilmiştir. Bugün, Ermeni terör örgütü ASALA ve bölücü terör örgütü PKK’nın ortaya çıkışlarından başlayarak geçirdiği tüm evrelerin ve taktik uygulamalarının bir şablon gibi üst üste oturduğunu dikkatli bir gözlem sonucu artık daha iyi görmekteyiz.

XVIII. ve XIX. yüzyılda Ermeni sorununu çıkaran ve taraf olan büyük ülkeler ile yakın zamanda Ermeni terör örgütü ASALA ve bölücü terör örgütü PKK’ya taraf olan ülkelerin aynı oldukları artık tarihi bir gerçektir. Vekâlet savaşları, devletlerin birbirlerine fiilen saldırmadığı ancak üçüncü bir taraf vasıtasıyla mücadele halinde olduğu savaşlardır. Bu üçüncü taraf paralı askerler, bir başka devlet veya terörist gruplar olabilir. Genellikle büyük devletler, nüfuz alanlarını genişletmek için kendi askeri unsurlarını kullanmak yerine, piyon terörist unsurları kullanarak bu savaşı gerçekleştirirler.

Geçmiş tarihimiz boyunca ilk önce Türkler üzerine derin hedefleri bulunan Çin, ardından Şark Meselesi takipçileri İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve sonrasında Büyük Ortadoğu Planı’nı uygulayan ABD, biz Türkleri hiçbir zaman rahat bırakmamıştır. Türkiye’de ne yazık ki bazı büyük devletler tarafından kullanılan piyon terörist örgütlerle geçmişten beri vekâlet savaşları icra edilmektedir.

ASALA ve PKK örgütleri kuruluş aşamasında ve sonrasında hep aynı ülkelerde üslenmiş ve hep aynı ülkeler tarafından beslenmişlerdir. Her iki örgüt de 1975 yılında Lübnan’da kurulmuştur. Lübnan’daki Bekaa Vadisi’ndeki ASALA eğitim üsleri, PKK’nın Mahsum Korkmaz Akademisi’ne dönüşmüş, Suriye’deki Hamuriah ve Kamışlı kampları ASALA’dan sonra PKK’nın kullanım ve hizmetine girmiştir. Yine aynı şekilde, Kıbrıs Rum Kesimi’nde gözlerden uzak Trodos Dağları’nda eğitimlerini rahatlıkla sürdüren ASALA militanlarının bayrağı yerine, aynı dağlarda PKK’nın renkleri dalgalanmaya başlamış ve nihayet Yunanistan’daki Larissa kampı, PKK militanlarının Avrupa’ya sıçrama noktası olarak kullanılmıştır.

Hem ASALA hem de PKK, uyuşturucu trafiğinde etkin roller üstlenmişlerdir. ASALA’nın Avrupa ülkelerinde kurduğu uyuşturucu dağıtım ağı, sonrasında PKK tarafından kullanılmıştır. Neticede, PKK terör örgütünün 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli eylemleriyle terör sahnesine çıkması ile birlikte ASALA örgütü eylem alanlarından çekilmiştir. ASALA ve PKK’nın amaçları ve söylemleri karşılaştırıldığında, aralarında etnik kimlik farklılıkları dışında hiçbir fark yoktur.

Ermeni terör örgütü ASALA’nın iddiaları şu üç ana nokta üzerinde yoğunlaşmıştır:

  1. Ermenilere ait toprakların büyük bir bölümü Türkiye’nin işgali altındadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bir bölümünü kapsayan bu topraklar Ermenilere geri verilmelidir.
  2. Türkler, 1915-1923 yılları arasında organize ve sistematik bir soykırım uygulayarak bir buçuk milyon Ermeni’yi öldürmüşlerdir. Türkiye’nin bu soykırımı ve kurbanlarına karşı sorumluluğunu kabul etmesi gerekir.
  3. Şu anda Türkiye’de yaşayan Ermeniler, sosyal, kültürel ve siyasi açılardan baskı altındadır. Bu baskıların sona erdirilmesi gerekmektedir.

PKK’nın iddia ve istekleri ise Ermeni kimliğinden soyutlandığında neredeyse ASALA’nın şablonu gibidir. PKK’nın iddia ve isteklerinin yoğunlaştığı konular ana hatlarıyla şöyledir:

  1. Kürtlere ait toprakların bir bölümü Türklerin işgali altındadır. Tarih boyunca Kürtlerin anayurdu olan bu topraklar, İran ve Irak’ın da işgal ettiği bölgeleri içerecek şekilde bağımsız Kürt devletine geri verilmelidir.
  2. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kürtlere uyguladığı feodal ve militarist politikaları aynen sürdüren Türkiye Cumhuriyeti de Kürtlere baskı yaparak etnik kimliklerini yok etmeye yönelik bir politikanın izleyicisi olmuştur. Türkiye’de yaşamakta olan Kürtler, etnik kimlikleri nedeniyle baskı altındadır ve bu baskı politikasına son verilerek Kürtlerin sosyal, kültürel ve siyasi hakları tanınmalıdır.

Ancak amaç ve söylemlerindeki benzerliğe rağmen, ASALA ve PKK’nın eylemlerinde bir ayrıcalık vardır. ASALA, eylem türü olarak uçak kaçırma, elçilik işgali, Türk diplomatları doğrudan öldürmekle varlığını dünya kamuoyuna duyurmak yolunda bir yöntem izlemiştir. Eylemleri Türkiye sınırları dışındadır ve tüm eylemlerini çeşitli ülkelerdeki sivil kişi ve kuruluşlara yöneltmiştir. ASALA’nın Türkiye toprakları üzerinde bilinen sadece iki eylemi vardır. Bunlar, 7 Ağustos 1982 Esenboğa Havalimanı baskını ve 16 Haziran 1983 İstanbul Kapalıçarşı’daki bombalama eylemleridir.

PKK’nın ise silahlı eylemlerinin hemen tümü Türkiye sınırları içindedir. Türkiye dışında Türk hedeflerine yönelik eylemleri daha çok Türklerin yoğun yaşadığı Almanya, Fransa gibi ülkelerde görülür. PKK, Türkiye ile ilişkisi bulunmayan yabancı ve sivil hedeflere karşı doğrudan ve açıktan eylemde bulunmama konusunda bugüne dek belirgin bir özen göstermiştir.

ASALA ve PKK’nın amaçtaki birlikteliğine karşın, uygulama ve eylemlerindeki bu ayrılığın iki ana nedeni olmuştur:

  1. ASALA’nın Türkiye ile ilişkisi bulunmayan sivil hedeflere karşı giriştiği ve Türkler dışında masum insanların ölümleri ile sonuçlanan eylemler nedeniyle dünya kamuoyundan tepki topladığı bilinmektedir. PKK, siyasi alanda kazanabileceğini umduğu uluslararası desteği yitirmemek açısından, aynı yanlışlığa düşmemeye özen göstermiştir.
  2. PKK’nın Türkiye içinde ve özellikle Güneydoğu Anadolu’daki yoğun Kürt kökenli nüfusu etkileyerek kendi amaçları doğrultusunda terörist eylemlerde kullanabilme imkânı varken, ASALA Türkiye sınırları içinde aynı imkâna sahip olmamıştır.

ASALA, bugün PKK’nın Türkiye’den sağlayabildiği insan kaynaklarına geçmişte sahip olabilseydi, kuşkusuz eylemlerinin büyük bir bölümünü tıpkı PKK gibi Türkiye içinde gerçekleştirmeyi seçecekti. Türkiye’de yaşayan Ermeni nüfusun hiçbir bölgede yoğunluk kazanmamış olması ve azlığı, daha da önemlisi ASALA’nın çerçevesini çizdiği şiddeti içeren görüşlere katılmaması, ASALA ve diğer Ermeni terör örgütlerine Türkiye’de eylem imkânı vermemiştir.

Sonuçta, PKK ASALA’nın yanlışlarından arınarak ve Türkiye’nin demografik yapısının kendisine sağladığı avantajı kullanarak eylem biçimini ASALA’dan ayırmıştır. Kısaca, PKK’nın eylemlerini biçimsel açıdan ASALA’dan ayırmasının en önemli sebebi, ASALA’nın hak iddia ettiği topraklar üzerinde etkin ve yoğun bir Ermeni nüfusunun bulunmamasına karşın, PKK’nın hak iddia ettiği topraklar üzerinde Kürt kökenli Türk vatandaşlarının yaşıyor olmasından ve bu halkın yeterli bilince sahip olmamasından kaynaklanmaktadır.

Vekâlet savaşları, büyük güçler tarafından aynı Türkiye’de olduğu gibi bugün tüm dünyada ve özellikle Ortadoğu’da başarıyla uygulanmaktadır. Artık bilmeliyiz ki, büyük güçler tarafından Türkiye’ye karşı uygulanan vekâlet savaşlarında nasıl ASALA kullanılmış ve PKK hâlen kullanılıyorsa, günümüzde de FETÖ örgütü kullanılmıştır. Ve artık bilmeliyiz ki, biz Türk milleti olarak hâlâ uyanmaz ve gerekli tedbirleri almazsak, vekâlet savaşları Türkiye’de yeni piyon örgütler ve yeni şekilleriyle büyük güçler tarafından uygulanmaya devam edecektir.

Dr. Tuğtigin ŞEN
Emekli Albay

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Fahrettin Önder

    Sayın Tuğtigin Şen’in makalesinden çok etkilendim ve aydınlandım. Kendisini kutluyorum. Yazısının okunması çok rahat ve akıcı. Belli ki, öncesinde bir plan yapmış ve anahatlarını da belirlemiş olsa gerek diye düşündüm. Aynı şekilde ben de yazısının anahatlarını içindekiler mantığıyla çıkardım: Makalenin İçindekiler:A. Giriş: Türkiye’ye Yönelik Örgüt Tehditleri    1. Türkiye’nin Stratejik Konumu    2. Örgütlerin Tanımı ve Kapsamı    3. Türkiye’ye Yönelik Tehditlerin Tarihçesi B. Örgütlerin Tarihsel Kökeni ve Gelişimi    1. Terör Örgütlerinin Tarihsel Arka Planı    2. 20. ve 21. Yüzyıl Dinamikleri    3. Bölgesel Faktörlerin Etkisi C. Uluslararası ve Bölgesel Dinamikler    1. Uluslararası Güçlerin Rolü    2. Bölgesel Çatışmalar ve Örgütlerin Rolü    3. Jeopolitik Çıkarların Etkisi D. Türkiye’ye Karşı Kullanılan Stratejiler     1. Asimetrik Savaş Stratejileri     2. Psikolojik Operasyonlar     3. Ekonomik ve Sosyal Yıpratma Taktikleri E. Örgütlerin Jeopolitik Hedefleri     1. Türkiye’nin İç İstikrarını Zayıflatma     2. Bölgesel Güç Dengesini Değiştirme     3. Uluslararası Kamuoyunu Etkileme F. Türkiye’nin Mücadele Stratejileri     1. Askeri Önlemler ve Güvenlik Politikaları     2. Diplomatik Girişimler ve Uluslararası İşbirlikleri     3. İç Güvenlik ve Terörle Mücadele Yasaları G. Sonuç: Türkiye’nin Karşı Karşıya Olduğu Tehditlerin Değerlendirilmesi     1. Mevcut Durumun Analizi     2. Gelecek için Stratejik Öneriler     3. Uzun Vadeli Güvenlik Perspektifleri

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP

Tercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.