TÜRKİYE’NİN BİR KONSEPTİ YOK
Bakın da görün, Devlet, PKK’ya borçlu bile çıkacaktır…
Bırakın istihbarat ilişkileri tarafından konuşturulan yazar çizer taifesini; Ülkücü Hareket ve Ülkü Ocakları kronolojisinden bile bunu anlamak mümkün…
PKK kurulduktan sonra (1978) faaliyet alanı tasarlanan bölgelerde Ülkü Ocakları etkisi kademeli bir şekilde MERKEZİ KONTROLLE tasfiye edilerek, tabiri caizse PKK için mıntıka temizliği yapıldı. 80 sonrası da zaten tüzel kimlik tamamen kamulaştırılmıştır.
PKK ile paralel oluşturulan THKP-C de metropol ve üniversite kentlerinde Kürt ve Alevi gençlerinin Marksizm kardeşliği üzerinden PKK’ya kaynak yapılmıştır. Buna siyasi vesayet adına Hizbullah, İBDÂ-C, Azdimendiler de eklenip gözden kaçıralım derken kontrol kaybedildi.
Vesayet kavgalarında İSTİHBARAT RAPORLARI TV programlarında, köşe yazılarında deşifre olmaya başladı bile.
Havuz medyasını geçtik; bir TV, hem de güya muhalif bir TV program sunucusu Esenyurt meselesinde “kayyum atanacağı bilgisi bize gelmişti ama biz yayınlayamadık” diyordu. Peki, yayınlanmayacak bilgiler kim tarlasından, niye gönderilir ki? Gerçekleştikten sonra olay sulandırılsın, sonra da sular bulandırılsın diye…
Mahkeme dosyalarındaki sanık ve tanık ifadelerinin, ÇOK GİZLİ damgalı BELGELERİN, adeta Okey ve Yanık masalarında “yazboz” olarak kullanılmasının bir izahı var mıdır dersiniz?
Görünen o ki Cumhur İttifakı, BÖLGEDE başlayan YENİ SÜREÇ’ten ziyade İKKTİDARDA KALABİLMEYİ sağlayacak süreç arayışında..
Bu bu bağlamda oturduğunuz sınırlarımızı da tehdit edecek sınır ötesi bir masada ABD önünüze ne kkyarsa onu kayıtsız şartsız kabullenmek zorundasınız..
Bu nedenledirki TOPLUMLA yüzleşmek vegerekşrse iktida çıkarlarınızdan feragat edip SINIR ÖTESİ için bir KONSEPT oluştyrmak zorundasınız.. Tabii Türkiye’nin BAKASINA dair bir hassasiyetiniz varsa!..
******
Hükümet olarak, Almanya’yı sadece akçeli işlerde değil, biraz da iç ve dış siyaset politikalarını da “rol modeli” olarak alın.
Merkel siyaseti bırakmasa idi belki 10 yıl daha iktidarda kalırdı; ancak Almanya küresel kumpas ve baskılarla daha çok yıpranırdı. Merkel siyaseti bıraktı, CDU-CSU iktidarı… Korulan koalisyon hükümeti Almanya’yı ekonomik küçülmeye sevk etmiş olsa da küresel kumpasları gevşeterek, sürecin daha sakin geçmesini sağlıyor.
Paralel olarak da bizim aklı evvellerin aşırı sağcı, olmadı ırkçı dedikleri AfD ile hem içeride hem de dışarıda ulusal savunma konseptlerine zemin hazırlıyor… Bazı eyaletlerde 2. Parti..
Bizde varsa bir DEVLET AKLI, “Güneş”e bile vergi koyarken, bunun getirisini topluma yansıtıp, olası dış politikalarda milli bir refleks geliştirmeli.
Maalesef ben böyle bir çaba göremiyorum. Kin ve intikam politikaları ile tarih sayfalarında yapılan it dalaşı ısrarla devam ettiriliyor.
2025 daha çok sancılı geçecek. Bireysel bazda da olsa hazırlıklı olmak lazım. Vesselam.
Zafer GÜLER