SON KARAKOÇ KARDEŞ DE GÖÇTÜ
Çok erken uyanırım güne kuşlarla merhaba derim. Yazmak ve okumak için en güzel saatlerdir.
Yine böyle bir sabahtı bu sabah. Köşe yazımı göndermiş, maillerimi cevaplamış, geciken yazılarıma dönüp bitireyim derdin de iken kötü bir haber aldım.
Karakoç ailesinden(ailem sayıyorum) Ümmet ağabeyim son Karakoç kardeşin de göçtüğünü,Osman Naci Karakoç ağabeyimizin vefat ettiğini bildirdi. Yine böyle bir haberi sabaha karşı Bahaettin Karakoç ustamın vefat ettiği sabah Oğuz Karakoç ağabeyimden almıştım. Dünya yalan dünyası işte. Şiirin kalesi Karakoç kardeşlerin yaşayan son canı da teslim oldu.
Öyle bir aile düşünün ki her bir ferdi şiire ve edebiyata bu ülkeye aşık ve emektarı. Benim için kıymetli olmalarının o kadar çok sebebi var ki yazmakla bitmez. Bütün o üne rağmen nasıl bir mütevazi yaşam sürdüklerini ne kadar bizden, Anadolu’dan olduklarına şahit olmuş biri olarak bu yazıyı yazıyorum.
Bize Mihriban’ı armağan eden, şiirin direniş, şiirin adaletin kılıcı olması gerektiğini söyleyen daha yirmili yaşlarımda dizinin dibine oturduğum, omuz omuza yürüyüp şiir konuştuğum Abdurrahim ağabeyimi mi?
Kendisi ile son söyleşiyi yaptığım, Ihlamurlara çiçek açtıran adam, bana evlat diyen, “yaşamın bir özgül ağırlığı vardır evlat” diye benimle kamera karşısında vedalaşıp şiiri emanet ederek birkaç gün sonra cenaze merasimine gittiğim ve Maraş’a kadar yol boyu göz döktüğüm Bahaettin Karakoç babamı mı?
Adı çok duyulmamış gerçek bir şair olan, bütün hikayesi ve şiirleri bana ulaştırılmış gizli ve güçlü şair Mehmet Nafız ağabeyimi mi?
Evet edebiyat dünyasının kalesi olan Karakoç kardeşlerin yaşayan son tek ismi Osman Naci Karakoç ağabeyim de yaşama veda etti. Beş kardeş artık bir arada bitti ayrılıkları.
Sistemin adamı olmadılar. Hep kendi hallerinde mütevazi yaşadılar. Aşıktılar. Bu ülkeye, insanlarına, bayraklarına ve edebiyata. Şimdi beş kardeşten geriye türküler, şiirler ve hoş bir seda kaldı gök kubbede.
Beş kardeştiler. Bahaettin Karakoç,Abdurrahim Karakoç, Osman Naci Karakoç, Ertuğrul Karakoç ve Mehmet Nafiz Karakoç. Beşinin bir arada olduğu tek bir kare kalmıştı ellerinde. O fotoğraf karesi de bana emanet edilmişti. Şimdi bu yazıyı boğazım düğümlenerek o kare ile haber yapıyorum.
Kimsenin inancına, fikrine karışmadılar hep saygı duydular. Abdurrahim ağabeyim en sevdiği ozan Mahzuni Şerif ustamdı. Hep muhalif oldular Hasan’a mektuplar yazıp yanlışlara itiraz ettiler. Ne desem, ne yazsam kifayetsiz kalır. Karakoçlar duvarının son taşı da düştü.
Bana çok şey katıp aileden sayan bütün Karakoç ailesine baş sağlığı diliyor göç eden ağabeyime de rahmet diliyorum.
Başımız sağ olsun Karakoç ailem…
Başın sağ olsun Türk edebiyatı.
Musa Göçer