Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin artık tartışılmadığını ve bunun, hangi göstergeye bakılırsa bakılsın, daha önce öngörülenlerden çok daha hızlı ilerleyen bir realite olduğunu söyledi. Her yılın neredeyse en sıcak yıl olduğuna dikkat çeken Şimşek, artık kalıcı bir küresel ısınmayla karşı karşıya olunduğunu belirtti. Küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerinin 2008 öncesi döneme göre daha düşük olduğunu ve dünyanın düşük büyüme patikasına girdiğini ifade eden Şimşek, iklim krizinin gelecek on yıllarda kendisini daha fazla hissettireceğini vurguladı.
### “Türkiye için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret”
Türkiye’nin de içinde olduğu 129 ülkenin ciddi bir şekilde kuraklıkla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Şimşek, bu ülkelerin neler yapması gerektiğini anlattı. Şimşek, “Bütün ülkelerin mevzuat düzenlemesine gitmesi gerekiyor. Ortaya koydukları vaatlere ulaşmak için bağlayıcı mevzuata ihtiyaç var. Farkındalık eğitimleri çok kritik olacak. AR-GE yatırımları, iklim değişikliğini nasıl yaşayacağımız konusunda önemli. Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bu bahsettiğim tüm dünya için geçerli olan hususlar. Karbon salınımının vergilendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla ciddi bir çaba gerekiyor,” şeklinde konuştu. Türkiye için yeşil dönüşümün bir zaruret olduğunu belirten Şimşek, ülkenin 2053 yılına kadar net sıfır hedefi koyduğunu hatırlattı. Bu sürecin Türkiye’nin rekabet gücünü artıracağını vurgulayan Şimşek, “Türkiye’nin yeşil ürünlerde rekabet gücü ve potansiyeli çok büyük. Bu alanda büyük bir fırsat penceresi var ve amacımız bu dönüşümle birlikte daha kaliteli istihdam ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek,” ifadesini kullandı.
### “Son yıllarda yenilenebilir enerjinin payı arttı”
Son yıllarda yenilenebilir enerjinin payının arttığına dikkat çeken Şimşek, “2000’li yılların başında yenilenebilir enerjinin tamamı hidroelektrik, barajlardan elde edilen enerjiydi. Ama bugün bu artışın büyük kısmı güneş, rüzgar ve jeotermal gibi alanlardan geliyor. İyi bir noktadayız, ama toplam kurulu kapasitemizde yüzde 55 civarındayız. Kurulu kapasitemizi nükleer dahil önümüzdeki 10-15 yıl içinde yüzde 65-70’in üzerine çıkarmayı ümit ediyoruz,” dedi. Şimşek, yenilenebilir enerji sıralamasında 2000 yılında 17. sıradayken bugün 11. sıraya geldiklerini belirterek, ilave çaba gerektiğini ve bu çabanın Türkiye’nin büyümesini destekleyici olacağını ifade etti.
### Sürdürülebilir finansman
Şimşek, sürdürülebilir finansmana işaret ederek, bu süreci yönetirken kaynağa ihtiyaç olduğunu anlattı. Özellikle çok taraflı bankalarla ilişkilerin iyileştiğini belirten Şimşek, “Dünya Bankası, EBRD, Asya Altyapı Yatırım Bankası ve İstanbul Kalkınma Bankası gibi çok taraflı bankalarla diyaloglarımız son aylarda gerçekten ivme kazandı. Dünya Bankası geçen sene Orta Vadeli Programı açıkladıktan sonra Türkiye’nin taahhütlerini 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkardı. İstanbul Kalkınma Bankasıyla üç yıllık perspektifte 6 milyar dolarlık bir anlaşma yaptık. Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla benzer bir çerçeve oluşturmayı planlıyoruz. Önümüzdeki üç yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu olacak. Bu kaynağın giderek artan kısmının bu alanda olmasını önemsiyoruz ve odaklanmış durumdayız,” dedi.
Şimşek, bakanlık olarak sürdürülebilir finansman noktasında tamamen bu alanda çalışacak bir Daire Başkanlığı kurmayı öngördüklerini, tasarruf tedbirleri çerçevesinde burada bir Genel Müdürlük açmayacaklarını belirtti.
### Enflasyon ve ekonomik program
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, mevcut programa da değinerek, programın özünün fiyat istikrarının sağlanması, enflasyonun tek haneye indirilmesi, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşüm olduğunu söyledi. Dezenflasyon programında geçiş döneminin bittiğini ve dezenflasyon sürecinin eşiğinde olunduğunu dile getiren Şimşek, “Önümüzdeki aylarda kalıcı bir şekilde enflasyonun düştüğünü göreceğiz. İlk yıl geçiş yılıdır. Enflasyon yıllık bazda yükselecektir, ama en kötüsü geride kaldı. Yıllık enflasyon haziran ayından itibaren düşüşe geçecek. Temmuz, ağustos aylarında baz etkisiyle keskin düşüşler olacak, ancak düşüş devam edecek çünkü para politikası güçlü bir şekilde yeniden inşa edildi,” dedi.
### Büyüme ve cari açık
Bütçe açığında geçen sene alınan tedbirlerle depremin etkisiyle piyasanın yüzde 10 civarında cari açık beklediğini belirten Şimşek, bunu yüzde 5,2 ile sınırlandırdıklarını ifade etti. Gelecek sene bütçe açığını yüzde 3’ün altına çekmeyi hedeflediklerini belirtti. Şimşek, “Sürdürülebilir cari açıkta kalıcı bir iyileşmeyi hedefliyoruz. Geçici çözümler peşinde değiliz. Petrol ve doğal gaz üretiminin artması önemli. Enerji Bakanlığımızın bu yönde ciddi çabası var. Bu da yardımcı oluyor. Mayıs ayı rakamı açıklandığında cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 2 buçuğun altına gelmesini bekliyoruz,” dedi.
### Ekonomik programın başarısı
Ekonomi programının çalıştığını vurgulayan Şimşek, “Program saat gibi çalışıyor. Sağlıklı, rasyonel politikalar, dünya normlarına uygun politikalar ve yapısal reformlar yeni bir hikaye oluşturdu Türkiye için. Bu hikayeye muazzam bir ilgi var. Yatırımcı güveni arttı, Merkez Bankasının rezerv pozisyonu 70 milyar doların üzerine çıktı,” değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, eleştirilere de değinerek, “Biz bu program çalışacak ve güven yeniden tesis edilecek dediğimizde, bazı çevreler bu mümkün değil dediler. Ancak program çalışıyor ve bu sonuçlar alınabiliyor,” şeklinde konuştu.
### Büyümede dengelenme ve rezerv birikimi
Büyümede dengelenmenin programın kalbi olduğunu belirten Şimşek, “Net ihracatın katkısı artı kalmaya devam edecek. İç talep yılın üçüncü çeyreğinden itibaren bir miktar yavaşlayacak. Cari açıktaki düşüş, Ticaret Bakanlığımızla yaptığımız muhabbetlerde mayıs rakamı çıktığında yaklaşık 26 milyar dolar civarında olacak. Bu, milli gelire oran olarak yüzde 2’ye doğru evrilen bir cari açıktan bahsediyoruz,” dedi. Şimşek, reel sektörün, bankaların dünyadan uzun vadeli sermaye benzeri kaynak devşirdiği bir iklim oluşturacaklarını belirtti.
### Kur Korumalı Mevduat ve enflasyon beklentileri
Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışa ilişkin, “KKM’den çıkış önemli bir önceliğimizdi, ama piyasayı bozmadan çıkacağız. Türk lirası cinsinden KKM’ye son verdik. Döviz cinsinden de temmuzda şirketlerin vergi avantajını yenilemeyeceğiz. Mevduat faiz gelirlerine sınırlı bir vergi koyduk. Normal Türk lirası mevduat daha cazip hale gelecek. Enflasyon beklentilerinde iyileşme var,” dedi. Enflasyonu düşürmenin zorlu bir süreç olduğunu belirten Şimşek, “Eğer sabır ve kararlılıkla yolumuza devam edersek, enflasyon 2026 yılında tek haneye inecek,” şeklinde konuştu.
GENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceGENEL
10 saat önceTercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.