ŞEYTAN ÜÇGENİ

Millet olarak, son birkaç asırdır maalesef başta kendi mevcudiyetimiz olmak kaydı ile sahip olduğumuz hiçbir şeyi amacına uygun kullanmaz olduk... Nedendir bilinmez ama, düşüncelerimizi direk ifade etmek yerine hep negatif ve/veya pozitif vesileler kulandık, harbi, açık sözlü ve samimi olamadık... Bİrşeyleri yarıştırmaktan, yatıştırmaktan, karıştırmaktan vakit bulup, tarih sayfalarını barıştıramadık.. Ne sevincimizde, ne kederimizde birlikte olamadık… İçimiz “hain” dışımız düşman” ile doldu, kestiğimiz aynı bedendeki koldu, bilemedik… “Filanca demiş ki " yada "Filanca diyor ki" lafzının arkasında KİŞİLİK bulmaya çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.. Hep başkaları olmaya özendikçe, kendimiz de olamadık..

…. KENARLARI IRAK-TÜRKİYE-SURİYE, KÖŞELERİ ABD-TERÖR-İSRAİL, İÇ AÇILARI PKK-YPG-BÖLGE/KÜRESEL MAFYA, DIŞ AÇILARI İNGİLTERE-İRAN-RUSYA…..

10’larca Yazılı ve Görsel Medyayı dolaştım istisnasız hepsi Reyting maksatlı manşet atmış… Açıklamalı, geniş metinde manşetle ilgili bırakın cümleyi bazen kelşme bile yok… Çinkü toplum YALANI seviyor…

YIllardır “yer yerinden oynayacak” vurgulu manşetler atılır.. Burakın yerin yerinden oynamasını kimse oturduğu koltukta kiçi bile oynamaz…

Adaletsiz ve Ahlaksız bir STATÜKO anlayışıyla kimi soldan kimi sağdan etnik kültür güzellemesi yaparak hümanist kesildi.. Oysaki güya çözülmeye çalışılan problemin oluşum sebepleri de kendileridir.. Bu ölçüsüz ahlaksız, adaletsiz saiklerle sunulmaya çalışılan güya eşit yurtlaşlık açılım hamlesi, inciyen kaburgaları düzleyip disipline edelim derken ülkenin hükümranlık ve irade beyanını ciddi manada sekteye uğratacak OMURGA OPERASYONU’dur…

Türkiye Cumuriyeti Devleti en azından coprafi sınırları dahilinde tarihi gerçeklerinden kopararak doğru bir çizgiye oturtamazsınız..

Bu nedenledir ki, belki de saikleri ve talepleri açısından kuruluş aşamasında, (hatta bana göre OSMANLININ DÖNÜŞÜMÜ aşamasında ) olmayan bir KÜRT PROBLEMİMİZ var artık… Ve çözümü sağlayacak taleb ise karşılıklı olarak tevili edilen eşit yurttaşlık değil, biribirini tahakküm altına almak isteyen hükümranlıktır…

Şimdi aklı evvel birileri çıkıp “hadi canım Osmanlı’da bilmem kaçtane Kürt isyanı var diyerek, Kürt kimliğini baskılandığının hem tarihi tespitini, hem de bunu teyit ettiğini ortaya koyacaktır.. Fakat o süreçte bile SIKINTININ HÜKÜMRANLIK olduğuna dair iki cimle kurmayacaktır..

Bugün yapılan maskeli hamleler de PROBLEMİ ÇÖZMEK değil maalesef YÖNETMEK içgüdüsü ile yapılan hamlelerdir.. Yani HÜKÜMRANLIK…

Devlet Bahçelinşn yapması gereken PKK ve DEM’e eylem planı çizmek, yol güzergahı belirlemek değil, güya barışa götürmeye çalıştığı SAVAŞIN silahlı şiddet bazında en etkin tarafı olan MHP kimliğine bürünmüş İRADENİN Silahlı unsurlarını SİLAHSJZLANDJRMAKTIR…

Siz kendinizi devlet aklı sanıyorsunuz ama, Kürtlerin de en azından kendi düzleminde devlet olma yolunda tecribesi, sosyolpolik bir ORTAK AKLI var…

Bu nedenledir, masaya çağırdığınız PKK talep ettiğiniz intihar ötesinde BARIŞ MASASINA ne koyacağını TUSAŞ’ta çok net bir şekilde gösterdi ve Devlet Bahçelinin DEVLET AKLI olarak TC ceza sahasında elle oynayarak yaptığı penaltıyı GOLE çevirmekle kalmadı, hatta TUSAŞ gibi sembolik bir değeri olan noktayı vurarak, daha önceki ifadelerimizde vurguladığımız gibi TRÜBİNLERİ bile TERS KÖŞE yaptı… Bakalım devlet aklı kendi açtığı Barış masasına ne koyacak.. Vesselam..

Zafer Güler