Radar Meselesi

Radar Meselesi

Selim Günay kaleme aldı...

ABONE OL
9 Haziran 2025 14:31
Radar Meselesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıymetli okuyucularım,

Öncelikle Kurban Bayramınızı tebrik eder, sevdikleriniz ile nice mutlu bayramlara erişmenizi temenni ederim.

Gönül isterdi ki bu hafta yazımızda sadece Kurban Bayramı’ndan ve faziletlerinden bahsedelim ama bayram öncesinde başlayan ve bayram boyunca devam eden bir “radar” gündemi var ülkemizde.

İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın her 30 km’de bir radar uygulaması olacağını açıklamasının ardından tepkiler ardı ardına geldi.

İçişleri Bakanı, radarların güvenlik nedeni ile kurulduğunu açıklasa da toplumda “ceza tuzağı” ve “gelir kaynağı” olduğu şeklinde bir algı oluştu.

Herkes kendine göre bir açıklamada bulundu elbette ama olaya farklı açılardan bakmanın ve değerlendirmenin faydalı olacağı kanaatindeyim.

Öncelikle radar hakkında birkaç bilgi verip, ardından vatandaşımızın radar konusundaki tepkisine değinerek trafik kazalarındaki acı bilançodan söz edecek, son olarak da ne yapmamız gerektiğinden bahsedeceğiz.


Yerli ve Milli Radar Cihazı

Radar uygulamaları, öncelikle toplumda algılandığı şekliyle bir tuzak değildir. Dünyanın her yerinde insanların güvenliği ve sağlıklı bir sürüş gerçekleştirebilmeleri için hız limitlerini ölçen ve belirlenen yerlerde hız sınırlarını aşan sürücüleri tespit ederek cezai işlem uygulanmasına yol açan bir sistemdir.

Uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan radar sistemi, 2024 yılından itibaren Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından geliştirilen yapay zekâ destekli yerli ve millî cihazlarla yerine getirilmektedir.

Yeni nesil mobil hız tespit cihazı, herhangi bir operatöre ihtiyaç duyulmadan, tüm hava şartlarında, gündüz ve gece tüm araçların plaka, araç cinsi ve hız verilerini okuyabiliyor.

Yapay zekâ tarafından tespit edilen her bir araca ait hız, fotoğraf ve geçiş zamanı Emniyet Genel Müdürlüğü sistemine gönderiliyor. Yeni nesil mobil hız tespit cihazı, ihlal yapan araçlara ait verileri anlık olarak trafik ekiplerine bildiriyor.

Yerli ve millî yeni tip radar cihazları, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan hız ihlal yazılımı ile entegre edilerek “Mobil Hız Tespit Sistemi” geliştirilmiştir.

Kısacası, yeni nesil yerli ve millî radar cihazları ve yazılımları ile trafikte hız ihlalinden kaçmak artık mümkün değil.


İnsanlar Neden Tepkili?

İçişleri Bakanı’nın radar uygulaması açıklamasından sonra birçok eleştiri geldi elbette. Toplumda, uygulamanın devletin mali açığını trafik cezaları ile kapatma gayretinde olduğu şeklinde söylentiler dolaşmaya başlarken bir kesim ise ekonomik anlamda zor bir eşikten geçilen bu dönemde trafik cezalarının vatandaşın belini iyice bükeceğini söylüyordu.

Genel anlamda bu eleştirilerin yanında bir diğer eleştiri ise radarların yerleri ile ilgiliydi.

Özellikle ani hız limiti düşüşlerinde ve otoyoldan normal yollara çıkışlarda radar uygulamalarının, belirli bir süredir araç kullanan şoförlerin reflekslerindeki değişkenlik, hızın yavaşlaması nedeniyle hızlı reaksiyon alamayarak mecburen radar uygulamasına takıldıkları şeklindeydi.

Vatandaşımız kendince haklı. Elbette eleştirilerde bulunacak ama konunun birinci muhatabı İçişleri Bakanlığı, bu uygulamanın can kaybı kısmı ile ilgileniyor.

Her yıl yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz ve bayram sonrası dönemlerde gazetelerde sıkça yer alan “Bayramın acı bilançosu” veya “Bayramda yollar kan gölüne döndü” gibi manşetlere bir son vermek istiyor Bakanlık. Bunda da sonuna kadar haklı. Ben uygulamanın doğru ve yerinde olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.


Trafik Kazalarında Acı Bilanço

Son radar uygulaması, maalesef önceki yıllarda yetkililerin kurallara uymamız noktasında uyarılarını dikkate almamamız, kamu spotlarını görmezden gelmemiz ve hem kendi hem de sevdiklerimizin hayatını önemsemememiz neticesinde alınmış bir karardır.

Klasikleşmiş bir söz vardır, “Canını al, parasını alma” diye. Yetkililer de son çare bizleri, maalesef en sevdiğimiz şeyle, yani parayla kurallara uydurma yoluna gittiler. Gayet de haklılar. Biz eğer daha önce kurallara uysaydık, bugün bu kadar yoğun uygulamalar ile karşılaşmazdık.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında 6.351 vatandaşımız yaşanan trafik kazalarında yaşamını yitirdi. Bu rakam 2023 yılında 6.548 iken, 2022 yılında 5.229’du.

2015-2024 yılları arasında (son 10 yılda) toplam 62.761 vatandaşımız yaşanan trafik kazalarında yaşamını yitirdi.

Yaşanan can kayıplarına ve olaylara bir de bu açıdan baktığımızda aslında son uygulamanın ne kadar yerinde olduğunu anlamamız gerekir.


Ne Yapmalı?

Öncelikle para cezası yememek için kurallara uyma alışkanlığından ziyade, hem kendi canımız hem de bir başkasının da hayatını korumak için kurallara uymalıyız.

Bu tür uygulamaların ceza değil, bizlerin daha önceki ikaz ve uyarılara gerekli olumlu reaksiyonu göstermediğimiz için karşımıza çıktığını unutmayalım.

Kontrollü ve gerekli yasal sınırlarda araç kullanmayı alışkanlık hâline getirmenin, er ya da geç kazanılması gereken bir davranış olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Kurallara uyduğumuz, kazaların ve can kayıplarının en az olduğu mutlu bir bayram dilerim.

Sevgi ve saygılarımla.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.