Özgür Özel'den Erdoğan'a: Nadir elementleri Trump’a çuval çuval verecek, Türkiye’nin geleceğini kendi siyasi geleceğiyle Trump’a takas edecek
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Kastamonu 39. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Gitmiş Amerika’ya, oturmuş Trump’ın dizinin dibine. Önceden söylediğim gibi boeingleri almış, pahalı kasayı almış. En son Eskişehir’deki nadir elementleri dönmüş, pazarlık konusu yapmış. Nadir elementleri Trump’a çuval çuval, kamyon kamyon verecek. Onlar arındıracak, içinden nadir elementleri çıkaracak, yüksek teknolojide kullanacak. 1 liraya aldığı toprağı, 1000 liraya cep telefonu diye satacak. Ve bunun sözünü vererek Türkiye’nin geleceğini, kendi siyasi geleceğiyle Trump’a takas edecek" diye tepki gösterdi.
Özel, İBB soruşturmaları üzerinden de, "Erdoğan, partisinde yeni bir kol kurdu: 'AK Parti yargı kolları'. Yargı kollarının başkanlığına, fevkalade siyasi bir kişilik olan Akın Gürlek’i, bakan yardımcılığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına görevlendirdi. O gün bugündür, yapmadıkları zulüm, etmedikleri haksızlık kalmadı" ifadelerini kullandı.
Özel’den ‘nadir toprak elementi’ için kanun teklifi: Yüz yılın stratejik altını yurt dışına satılamasın!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Kastamonu 39. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Özel, konuşmasında şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında TOKİ, Cumhuriyet Yurtlarını bir yıl içinde tamamlayacak. Her mahallede devletin kreşleri yapılacak. Yoksul öğrenciler için yurt, yoksul küçük çocuklar için kreş ücretsiz bir kamu hizmeti olarak sağlanacak. Gençler kimsenin kapısında köle, kimsenin ideolojisine malzeme olmayacak. Herkes partisini, inancını, yaşam biçimini özgürce seçecek. Cumhuriyet, özgürlüklerin teminatı olacak.
Şimdi, bu noktalarda bizimle yarışmaya takati olmayan, ben Sayın Erdoğan’ın yaşına laf etmem, sağlığına laf etmem. Çünkü ayıplı buluyorum. Ben Sayın Erdoğan’ın sağlığına, yaşına hiçbir laf etmiyorum. Ama kendisi benim yaşımdayken, onun yaşında olanlara ettiği kabalıkları unutmayalım. Gördüğümüz kötülükleri rakibimize yapmayalım. Cesareti varsa karşımıza çıksın; defterini, notunu milletimiz versin diyorum. Bizimle mücadele etmeye takati olmayan, benim kadın kollarına güvendiğim gibi kadın kollarına, gençlik kollarına güvenemeyen Erdoğan, partisinde yeni bir kol kurdu: 'AK Parti yargı kolları'. Yargı kollarının başkanlığına, fevkalade siyasi bir kişilik olan Akın Gürlek’i, bakan yardımcılığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına görevlendirdi. O gün bugündür, yapmadıkları zulüm, etmedikleri haksızlık kalmadı.
İşte şimdi o yargı kolları başkanı nihayet eylül ayının başında dediği iddianameyi, 10 ay sonra, Ekim ayının sonunda çıktı. Dünkü iddianameyi gördük ki; 570 sayfa iddianame tam da beklediğimiz gibi tel tel dökülüyor. İçinde kanıt yok, sadece 'şuna imza atarsan çıkarırım' denilerek itirafçı adı altında iftiracı yapılmış kişilerin ifadeleri var. Kanıt yok, ispat yok. Rüşvet diyor; veren yok, alan yok. Sadece gizli tanık adı altında X, Y, Z, Q9 gibi numaralar verilmiş kişilerin iftiraları var.
Diğer taraftan İstanbul Büyükşehir iddianamesini de sabırsızlıkla bekliyoruz. Artık sabrımız tükendi. Arkadaşlarımız içeride. Ben diyorum ki; biz kendimize güvendiğimiz için hatırlayın, ilk günlerde '560 milyarlık yolsuzluk var' dediler. İBB’nin ilk günden bugüne bütün bütçesinin yüzde 61-65’i maaşlara gidiyor. Asfalt döküyor, elektrik harcıyor, metro yapıyor, süt dağıtıyor, öğrenci desteği sağlıyor, çöpleri topluyor. Toplamda 6 yıldır 470 milyon çıktı. Yalanın büyüklüğüne bakın. Dediler ki: 'Ekrem İmamoğlu’nun arabaları' çıktı ki meğer MHP’li milletvekilinin arabalarıymış. Hangi yalanı attılarsa çürüdü. Diyoruz ki: Biz o iddianameyi bekliyoruz; yargılanmak için değil, yargılamak için bekliyoruz.
Ben bu lafı söyleyince, bugün grup toplantısında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, o kadar atik bir arkadaş ki hemen cevap vermiş. Ey Ömer Çelik! Ben bunu bugün demiyorum, ben bunu 3 aydır söylüyorum. Diyoruz ki: O iddianameyi yargılanmak için değil, bu iftiraları yargılamak için bekliyoruz. Bu iftiracıları yargılamak, bu iftiralardan hesap sormak için bekliyoruz. Çıkmış bana diyor ki: 'Özgür Özel bizi yargılayacakmış, Yassıada zihniyetliymiş.' Bu nasıl bir tükenmişlik, Ömer Çelik? Kala kala hiçbir zaman olumlamadığımız 1960 darbesine mi kaldın? Kala kala rahmetli Başbakan’ın idamına mı kaldın? 12 Mart döneminde 'Bu darbe bana karşı yapılmıştır.' diyerek demokrasinin yanında duran Karaoğlan’ı ben hatırlarım da, sen acaba 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren’in karşısına geçip bir düğme yetmemiş, ikinci düğme yetmemiş, olmayan üçüncü düğmeyi iliklemeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan’ın o iki büklüm halini, Kenan Paşa’ya 'Paşam ah, sizin zamanınızda ben olacaktım!' diye yağ çekişini mi hatırlarsın acaba?
Ey Ömer Çelik! 15 Temmuz akşamı Meclis kapalıydı. 'Ne istediyse verdik.' dedikleriniz; altına F-16 verdikleriniz, tank verdikleriniz, cübbesini giydirip hakim yaptıklarınız, apoletlerini doldurduklarınız size karşı darbeye kalkıştı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, o Meclisi kurmuş parti olarak, bu Meclise sandığı, seçimi getirmiş parti olarak darbenin karşısında durduk, demokrasinin arkasında durduk. Kapalı Meclisi açtırdık, ışıklarını yaktırdık. Sizin semirttiğiniz o darbecilere karşı gazlı Meclis’i savunduk. Şimdi çıkmış bana darbeyle, rakiplerini mahkeme etmekle, cezalandırmakla laf ediyor. Buradan açıkça söylüyoruz: Biz ne demokrasi dışı bir yerlerden medet umarız, ne de Amerika’ya gider Trump’tan medet umarız. Sadece ve sadece milletimize güveniriz.
Gitmiş Amerika’ya, oturmuş Trump’ın dizinin dibine. Önceden söylediğim gibi boeingleri almış, pahalı kasayı almış. Amerikan mallarına vergiyi indirmiş, Çin mallarına vergiyi yükseltmiş. En son Eskişehir’deki nadir elementleri dönmüş, pazarlık konusu yapmış. Nadir elementleri Trump’a çuval çuval, kamyon kamyon verecek. Onlar arındıracak, içinden nadir elementleri çıkaracak, yüksek teknolojide kullanacak. 1 liraya aldığı toprağı, 1000 liraya cep telefonu diye satacak. Ve bunun sözünü vererek Türkiye’nin geleceğini, kendi siyasi geleceğiyle Trump’a takas edecek. İşte biz buna izin vermemek için bugün Meclis’te bir kağıt imzaladık. Diyoruz ki: Türkiye, nadir toprak elementlerini sadece ve sadece kendi çıkarmalı, kendi işlemelidir. Bunların yabancı ülkelere ihracı yasaklanmalıdır. Hodri meydan Erdoğan, hodri meydan!"
Eskişehir’deki rezerv, 2022 yılında Maden Tetkik Arama (MTA) ve Eti Maden tarafından yaklaşık 694 milyon ton cevher olarak açıklanmıştı. Bu miktar, Türkiye’yi Çin’den sonra ikinci büyük nadir toprak elementi potansiyeline sahip ülke konumuna getiriyor. Saha, Neodimyum, Praseodimyum, Disprosyum, Terbiyum, Lantan, Seryum, İtriyum ve Skandiyum gibi stratejik önemdeki elementleri barındırıyor.
Uzmanlara göre bu elementler, günümüz teknolojilerinde merkezi bir role sahip. Neodimyum ve Praseodimyum, elektrikli araç motorları ve rüzgâr türbinleri için gerekli kalıcı mıknatısların üretiminde kullanılıyor. Disprosyum ve Terbiyum, yüksek sıcaklıklara dayanıklı mıknatısların üretimini mümkün kılıyor. Lantan ve Seryum, otomotiv katalizörlerinden enerji pillerine kadar pek çok alanda kullanılırken, İtriyum, Europyum ve Terbiyum gibi elementler LED ekranlar, lazer sistemleri ve fiber optik ağlarda değerlendiriliyor.
Skandiyum, havacılık ve uzay sanayisinde kullanılan hafif ama yüksek dayanımlı alüminyum alaşımlarında tercih ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle nadir toprak elementleri, elektrikli ulaşım, yenilenebilir enerji, savunma sanayii ve dijital üretim zincirlerinde temel hammadde olarak kabul ediliyor. Enerji dönüşümü sürecinde rüzgâr türbinleri, elektrikli araç motorları ve batarya teknolojileri bu elementlere doğrudan bağımlı hale geliyor.
Türkiye, 2023 yılında Beylikova’da bir pilot tesis kurarak sınırlı ölçekte rafineri çalışmalarına başlamıştı. Ancak tam ölçekli üretim için gerekli olan ayırma, saflaştırma ve rafinasyon teknolojileri henüz yerli olarak geliştirilmiş değil.
Bloomberg’in haberine göre, ABD tarafının görüşmelerde özellikle bu teknolojilerin sağlanması ve üretim zincirinin belli bölümlerinin ABD sanayisine entegre edilmesini önerdiği, Türkiye’nin ise teknoloji transferi ve yerli katma değer şartlarını gündeme getirdiği belirtiliyor.
Nadir toprak elementlerinin işlenmesi, yüksek yatırım gerektiren ve çevresel açıdan hassas süreçler içeriyor. Bu nedenle dünya üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı halen Çin tarafından gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ise Beylikova sahasındaki üretim sürecinin hangi modelle ilerleyeceği, “çıkarılan cevherin mi yoksa işlenmiş ürünün mü ihraç edileceği” tartışmalarıyla birlikte değerlendiriliyor.
Uzmanlar, nadir elementlerin 21. yüzyılda “petrol kadar kritik” bir stratejik kaynak haline geldiğine dikkat çekiyor. Bu elementler savunma sistemlerinden yenilenebilir enerji teknolojilerine, dijital cihazlardan uzay endüstrisine kadar birçok sektörde kullanılıyor.
CHP lideri Özel, 'Yalvarıyorum' diyerek nadir elementlerle ilgili şöyle konuştu:
"Erdoğan'a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Sattırmamalıyız. AK Partililere de çağrımdır. MHP'lilere de çağrımdır. Millete şikayet ediyorum. Nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir. Trump'a verilemez. Sahip çıkalım, sattırmayalım."
Özel'den Bahçeli'ye Serdar Öktem'li yanıt: Öldürülen MHP'li, yargılananlar MHP'li, serbest bırakılıp susturulan MHP'li, konuşmayan bir tek sensin!
Özel’den ‘nadir toprak elementi’ için kanun teklifi: Yüz yılın stratejik altını yurt dışına satılamasın!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Kastamonu 39. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Özel, konuşmasında şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında TOKİ, Cumhuriyet Yurtlarını bir yıl içinde tamamlayacak. Her mahallede devletin kreşleri yapılacak. Yoksul öğrenciler için yurt, yoksul küçük çocuklar için kreş ücretsiz bir kamu hizmeti olarak sağlanacak. Gençler kimsenin kapısında köle, kimsenin ideolojisine malzeme olmayacak. Herkes partisini, inancını, yaşam biçimini özgürce seçecek. Cumhuriyet, özgürlüklerin teminatı olacak.
Şimdi, bu noktalarda bizimle yarışmaya takati olmayan, ben Sayın Erdoğan’ın yaşına laf etmem, sağlığına laf etmem. Çünkü ayıplı buluyorum. Ben Sayın Erdoğan’ın sağlığına, yaşına hiçbir laf etmiyorum. Ama kendisi benim yaşımdayken, onun yaşında olanlara ettiği kabalıkları unutmayalım. Gördüğümüz kötülükleri rakibimize yapmayalım. Cesareti varsa karşımıza çıksın; defterini, notunu milletimiz versin diyorum. Bizimle mücadele etmeye takati olmayan, benim kadın kollarına güvendiğim gibi kadın kollarına, gençlik kollarına güvenemeyen Erdoğan, partisinde yeni bir kol kurdu: 'AK Parti yargı kolları'. Yargı kollarının başkanlığına, fevkalade siyasi bir kişilik olan Akın Gürlek’i, bakan yardımcılığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına görevlendirdi. O gün bugündür, yapmadıkları zulüm, etmedikleri haksızlık kalmadı.
İşte şimdi o yargı kolları başkanı nihayet eylül ayının başında dediği iddianameyi, 10 ay sonra, Ekim ayının sonunda çıktı. Dünkü iddianameyi gördük ki; 570 sayfa iddianame tam da beklediğimiz gibi tel tel dökülüyor. İçinde kanıt yok, sadece 'şuna imza atarsan çıkarırım' denilerek itirafçı adı altında iftiracı yapılmış kişilerin ifadeleri var. Kanıt yok, ispat yok. Rüşvet diyor; veren yok, alan yok. Sadece gizli tanık adı altında X, Y, Z, Q9 gibi numaralar verilmiş kişilerin iftiraları var.
Diğer taraftan İstanbul Büyükşehir iddianamesini de sabırsızlıkla bekliyoruz. Artık sabrımız tükendi. Arkadaşlarımız içeride. Ben diyorum ki; biz kendimize güvendiğimiz için hatırlayın, ilk günlerde '560 milyarlık yolsuzluk var' dediler. İBB’nin ilk günden bugüne bütün bütçesinin yüzde 61-65’i maaşlara gidiyor. Asfalt döküyor, elektrik harcıyor, metro yapıyor, süt dağıtıyor, öğrenci desteği sağlıyor, çöpleri topluyor. Toplamda 6 yıldır 470 milyon çıktı. Yalanın büyüklüğüne bakın. Dediler ki: 'Ekrem İmamoğlu’nun arabaları' çıktı ki meğer MHP’li milletvekilinin arabalarıymış. Hangi yalanı attılarsa çürüdü. Diyoruz ki: Biz o iddianameyi bekliyoruz; yargılanmak için değil, yargılamak için bekliyoruz.
Ben bu lafı söyleyince, bugün grup toplantısında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, o kadar atik bir arkadaş ki hemen cevap vermiş. Ey Ömer Çelik! Ben bunu bugün demiyorum, ben bunu 3 aydır söylüyorum. Diyoruz ki: O iddianameyi yargılanmak için değil, bu iftiraları yargılamak için bekliyoruz. Bu iftiracıları yargılamak, bu iftiralardan hesap sormak için bekliyoruz. Çıkmış bana diyor ki: 'Özgür Özel bizi yargılayacakmış, Yassıada zihniyetliymiş.' Bu nasıl bir tükenmişlik, Ömer Çelik? Kala kala hiçbir zaman olumlamadığımız 1960 darbesine mi kaldın? Kala kala rahmetli Başbakan’ın idamına mı kaldın? 12 Mart döneminde 'Bu darbe bana karşı yapılmıştır.' diyerek demokrasinin yanında duran Karaoğlan’ı ben hatırlarım da, sen acaba 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren’in karşısına geçip bir düğme yetmemiş, ikinci düğme yetmemiş, olmayan üçüncü düğmeyi iliklemeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan’ın o iki büklüm halini, Kenan Paşa’ya 'Paşam ah, sizin zamanınızda ben olacaktım!' diye yağ çekişini mi hatırlarsın acaba?
Ey Ömer Çelik! 15 Temmuz akşamı Meclis kapalıydı. 'Ne istediyse verdik.' dedikleriniz; altına F-16 verdikleriniz, tank verdikleriniz, cübbesini giydirip hakim yaptıklarınız, apoletlerini doldurduklarınız size karşı darbeye kalkıştı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, o Meclisi kurmuş parti olarak, bu Meclise sandığı, seçimi getirmiş parti olarak darbenin karşısında durduk, demokrasinin arkasında durduk. Kapalı Meclisi açtırdık, ışıklarını yaktırdık. Sizin semirttiğiniz o darbecilere karşı gazlı Meclis’i savunduk. Şimdi çıkmış bana darbeyle, rakiplerini mahkeme etmekle, cezalandırmakla laf ediyor. Buradan açıkça söylüyoruz: Biz ne demokrasi dışı bir yerlerden medet umarız, ne de Amerika’ya gider Trump’tan medet umarız. Sadece ve sadece milletimize güveniriz.
Gitmiş Amerika’ya, oturmuş Trump’ın dizinin dibine. Önceden söylediğim gibi boeingleri almış, pahalı kasayı almış. Amerikan mallarına vergiyi indirmiş, Çin mallarına vergiyi yükseltmiş. En son Eskişehir’deki nadir elementleri dönmüş, pazarlık konusu yapmış. Nadir elementleri Trump’a çuval çuval, kamyon kamyon verecek. Onlar arındıracak, içinden nadir elementleri çıkaracak, yüksek teknolojide kullanacak. 1 liraya aldığı toprağı, 1000 liraya cep telefonu diye satacak. Ve bunun sözünü vererek Türkiye’nin geleceğini, kendi siyasi geleceğiyle Trump’a takas edecek. İşte biz buna izin vermemek için bugün Meclis’te bir kağıt imzaladık. Diyoruz ki: Türkiye, nadir toprak elementlerini sadece ve sadece kendi çıkarmalı, kendi işlemelidir. Bunların yabancı ülkelere ihracı yasaklanmalıdır. Hodri meydan Erdoğan, hodri meydan!"
Eskişehir’deki rezerv, 2022 yılında Maden Tetkik Arama (MTA) ve Eti Maden tarafından yaklaşık 694 milyon ton cevher olarak açıklanmıştı. Bu miktar, Türkiye’yi Çin’den sonra ikinci büyük nadir toprak elementi potansiyeline sahip ülke konumuna getiriyor. Saha, Neodimyum, Praseodimyum, Disprosyum, Terbiyum, Lantan, Seryum, İtriyum ve Skandiyum gibi stratejik önemdeki elementleri barındırıyor.
Uzmanlara göre bu elementler, günümüz teknolojilerinde merkezi bir role sahip. Neodimyum ve Praseodimyum, elektrikli araç motorları ve rüzgâr türbinleri için gerekli kalıcı mıknatısların üretiminde kullanılıyor. Disprosyum ve Terbiyum, yüksek sıcaklıklara dayanıklı mıknatısların üretimini mümkün kılıyor. Lantan ve Seryum, otomotiv katalizörlerinden enerji pillerine kadar pek çok alanda kullanılırken, İtriyum, Europyum ve Terbiyum gibi elementler LED ekranlar, lazer sistemleri ve fiber optik ağlarda değerlendiriliyor.
Skandiyum, havacılık ve uzay sanayisinde kullanılan hafif ama yüksek dayanımlı alüminyum alaşımlarında tercih ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle nadir toprak elementleri, elektrikli ulaşım, yenilenebilir enerji, savunma sanayii ve dijital üretim zincirlerinde temel hammadde olarak kabul ediliyor. Enerji dönüşümü sürecinde rüzgâr türbinleri, elektrikli araç motorları ve batarya teknolojileri bu elementlere doğrudan bağımlı hale geliyor.
Türkiye, 2023 yılında Beylikova’da bir pilot tesis kurarak sınırlı ölçekte rafineri çalışmalarına başlamıştı. Ancak tam ölçekli üretim için gerekli olan ayırma, saflaştırma ve rafinasyon teknolojileri henüz yerli olarak geliştirilmiş değil.
Bloomberg’in haberine göre, ABD tarafının görüşmelerde özellikle bu teknolojilerin sağlanması ve üretim zincirinin belli bölümlerinin ABD sanayisine entegre edilmesini önerdiği, Türkiye’nin ise teknoloji transferi ve yerli katma değer şartlarını gündeme getirdiği belirtiliyor.
Nadir toprak elementlerinin işlenmesi, yüksek yatırım gerektiren ve çevresel açıdan hassas süreçler içeriyor. Bu nedenle dünya üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı halen Çin tarafından gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ise Beylikova sahasındaki üretim sürecinin hangi modelle ilerleyeceği, “çıkarılan cevherin mi yoksa işlenmiş ürünün mü ihraç edileceği” tartışmalarıyla birlikte değerlendiriliyor.
Uzmanlar, nadir elementlerin 21. yüzyılda “petrol kadar kritik” bir stratejik kaynak haline geldiğine dikkat çekiyor. Bu elementler savunma sistemlerinden yenilenebilir enerji teknolojilerine, dijital cihazlardan uzay endüstrisine kadar birçok sektörde kullanılıyor.
CHP lideri Özel, 'Yalvarıyorum' diyerek nadir elementlerle ilgili şöyle konuştu:
"Erdoğan'a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Sattırmamalıyız. AK Partililere de çağrımdır. MHP'lilere de çağrımdır. Millete şikayet ediyorum. Nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir. Trump'a verilemez. Sahip çıkalım, sattırmayalım."
Özel'den Bahçeli'ye Serdar Öktem'li yanıt: Öldürülen MHP'li, yargılananlar MHP'li, serbest bırakılıp susturulan MHP'li, konuşmayan bir tek sensin!