O NESİL BU NESİL (direniyorum)
Zafer Güler kaleme aldı...
Ülkücüler ne zaman vatan, bayrak, din, millet için jandarmalık yapmak, ÖLMEK yerine YAŞAMA ve yönetilmek yerine YÖNETME cesaretini gösterirlerse sadece Türkiye'de değil, dünya da çok şey değişir!..
Ülkelere, Şehirlere, Kasabalara, günlere ya da tarihe kızmayın. En az suçladıklarımız kadar suçlu, vazgeçtiklerimiz kadar buruk, kaybettiklerimiz kadar kaybolmuş vaziyetteyiz.
Hayallerimizin üzerine kan doğranırken yeşerttiğimiz umutların üzerine siper olur, koruruz… Çünkü onlar bizim değil, dünün vasiyeti, yarınların emanetidir… İhanete, yalnızlığa ve yılgınlığa inat, yeşeren umutlar varken namertlerin salyaları arasına değil, yitikliğin gözyaşları arasında kalmak tercihimizdir!..
Korkakların, ikiyüzlülerin, döneklerin ve kahpelerin olduğu her yerde Allah(c.c)’nin izniyle inadına ama en çok, en önce Allah Rızası için var olacağız!..
Yer, şehir, mekan, zaman hiç önemli değil, “O” neslin, bu ruhun, kutsal davanın ve imanın olduğu her an, her mekan bizim için değerlidir, kutsaldır.
“ÜLKÜ” aşkıyla tutuşanların, imanla, inançla yananların, hudutu, sınırı ve zaman korkusu yoktur… Çünkü bu sevda zamana, mekâna, kalıplara sığdırılamaz…
Ülkelere, Şehirlere, Kasabalara, günlere ya da tarihe kızmayın. En az suçladıklarımız kadar suçlu, vazgeçtiklerimiz kadar buruk, kaybettiklerimiz kadar kaybolmuş vaziyetteyiz.
Hayallerimizin üzerine kan doğranırken yeşerttiğimiz umutların üzerine siper olur, koruruz… Çünkü onlar bizim değil, dünün vasiyeti, yarınların emanetidir… İhanete, yalnızlığa ve yılgınlığa inat, yeşeren umutlar varken namertlerin salyaları arasına değil, yitikliğin gözyaşları arasında kalmak tercihimizdir!..
Korkakların, ikiyüzlülerin, döneklerin ve kahpelerin olduğu her yerde Allah(c.c)’nin izniyle inadına ama en çok, en önce Allah Rızası için var olacağız!..
Yer, şehir, mekan, zaman hiç önemli değil, “O” neslin, bu ruhun, kutsal davanın ve imanın olduğu her an, her mekan bizim için değerlidir, kutsaldır.
“ÜLKÜ” aşkıyla tutuşanların, imanla, inançla yananların, hudutu, sınırı ve zaman korkusu yoktur… Çünkü bu sevda zamana, mekâna, kalıplara sığdırılamaz…
"Bulutlar" dondu, gök yüzünün rengi soldu..
"Bağban" ettiğim, bahçemde "Gülümü" yoldu!..
Damımda "baykuşlar" öter, gayrı "Ocağım" virân oldu..
Ötelerde bir söz, ufukta bir çift görmeyen göz ömrüm
DİRENİYORUM!..
"Sus" dedi artık "bülbül" yeter "ah-u figân" eylemem.
Celladım "Doktor" iken merâmim "ayân" eylemem.
Çare Hakktan ise, kullara derdim "beyân" eylemem..
Lâl olsa da hicabından dil, söylenecek son söz ömrüm
DİRENİYORUM!..
"Bir" de bir olmuş iken bütün birler "Bir" içün
"Sol" el "sağa" meyletmez hâlâ neden, yıkanası "Kir" içün
"Sır" oldu "Ser" verenler tek tek , saklanası "Sır" içün
Yeniden alevlenecek ise küller, sönmeyen köz ömrüm
DİRENİYORUM!..
"Ah-u feryat" ederken "arş-ı âlâ" söze ne gerek var
Hasret ile yanar iken yürek, köze ne gerek var
Körse gönül gözün görmek içün, göze ne gerek var
"Çarmıha gerildi "UMUDUM", tutsağım zincirleri çöz ömrüm..
DİRENİYORUM!..
BeyKhan