Acaba Milletimiz ve Devletimiz diğer milletlerin ve devletlerin kendi menfaatlerinin sağlanmasına aracı olarak kullanılmakta mıdır?
Acaba bizler Türk Milleti olarak yıllardır medya, terör, ekonomi, sağlık, enerji, eğitim, siyasi çekişmeler ve gizli oyunlar ile hala uyutulmakta mıyız?
Acaba Dünyayı hangi güçler yönetiyor?
Acaba vatanımızın doğu ve güneydoğusundaki bölücü terör Büyük Orta Doğu ve Şark Meselesi faaliyetlerinin hangi aşamasını oluşturuyor?
Acaba Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği midir?
Acaba Türkiye’deki başta bölücü faaliyetler olmak üzere diğer sorunların altında Haçlı Zihniyeti ve Haçlı seferleri hala devam etmekte midir?
Acaba Amerika ve İsrail’in Büyük Ortadoğu Planının yeni ayağında aziz vatanımız Türkiye ve Türk Milleti mi bulunuyor?
Acaba Kuzey Irak’ta temelleri atılarak, Suriye, İran ve aziz vatanımıza sınırları genişletilmek istenen maske devlet projesi Büyük Ortadoğu Planının hangi aşaması?
Acaba Dünyanın yeni süper gücü Çin, Türkiye’yi ve Türk Dünyasını nasıl etkileyecek?
Acaba Dünyada medeniyetler çatışması halen devam etmekte midir?
Acaba Dünyadaki mücadeleler aslında dinler arası bir mücadele mi?
Acaba İslam dünyası kendi içinde bazı mezhep ve tarikatlar kullanılarak karşılıklı çarpıştırılarak parçalanmaya mı çalışılıyor?
Acaba İslam dünyasında ve Türkiye’deki bazı dini cemaatlerin yeniden ön plana çıkartılmasının ardındaki düşünce eski dini savaşlar mı?
Acaba İslam dünyası kendi içinde bazı mezhep ve tarikatlar kullanılarak karşılıklı çarpıştırılarak parçalanmaya mı çalışılıyor?
Acaba, Acaba, Acaba diye binlerce soru beynimde çınlarken rahatlamak için Kutsal kitabımızı okumaya başlıyorum ve aşağıdaki iki ayet göz yaşlarımla dikkatimi çekiyor:
“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar asla senden razı olmazlar. Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.’’ (Bakara-120)
“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.’’ (Mâide-51)
Ve ve Türk Milletinin bir evladı olarak geçmiş tarihimiz gözlerimin önünde bir anda süzülmeye başlıyor.
Rusya-İngiltere anlaşır kaybeden biz, Ermeni-Rus-Fransız-Amerikan-Yunan anlaşır kaybeden biz, İngiliz-Fransız anlaşır kaybeden biz, İsrail-Amerika anlaşır kaybeden biz, Amerika- Avrupa anlaşır kaybeden biz, İçimizdeki yerli işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, vatan sınırlarımızın hemen dışındaki işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, biz, yine biz….
Ve ve yeniden sormaya başlıyorum;
Niçin bir Amerika, Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa, Çin ve İsrail bizim ka evlatlarını şehit vermiyor?
Onların tarihleri niçin şehit kanları ile yazılmıyor?
Türk tarihi niçin hep şehit kanları ile yazılıyor?
Niçin?, Niçin?, Niçin? diye yeni sorular beynimde yeniden çınlamaya başladığında ise zamanında Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ziyaret ettiğim şehit mezarlıkları aklıma geliyor.
Bizler için kol kola vererek, kanlarını akıtarak şehit olmuş atalarımızın mezarlarını ziyaret ederken mezar taşlarının altından anlayabildiğim Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Yörük’ü, Laz’ı, Alevi’si, Sunni’si, Hanefi’si, Türkmen’i, Tatar’ı ile geçmişteki atalarımızın ruhlarının bizlerden hesaplar sorduğunu hissediyorum. Sonra Atalarımın şu sözlerini duyar gibi oluyorum:
“Ey Türk budun! (milleti), aklını başına topla, düşmanlarına kanma, birlik ve beraberlikten ayrılma, devletine sahip ol, sonra ölürsün ve bir daha dirilemezsin.”
“Türk Milleti artık titreyip kendinize gelme zamanı hala gelmedi mi?’’
Kardeşlerim biz artık Türk Milleti olarak bizi birbirimize kırdırmak isteyen namertlere karşı gaflet uykusundan uyanalım ve beraber mücadele edelim.
Bu cennet vatanın nimetlerinden ve tarihi kardeşliğimizin huzurundan Türk Milleti olarak artık ortak aklımızla ve gücümüzle beraber faydalanalım.
Artık hep beraber Türk Milleti olarak ‘’tek yürek ve tek bilek’’ olalım ve bizi birbirimize kırdırmak isteyen namert sinsi düşmanlarımıza yüreğimizi, gücümüzü, en önemlisi aklımızı artık hep beraber gösterelim.
Haydi Büyük Atamız ATATÜRK’ün Türk Milletinin bütün unsurlarını arkasına alıp bizi yok etmeye ve tarih sahnesinden silmeye çalışan sinsi düşmanlarımıza karşı kazandığımız aklımızla, yüreğimizle ve şehit kanları sonucu kazanılan zaferler sonucu yaptığımız gibi tekrar haykıralım.
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Haydi Türk Milleti olarak artık uyanalım, hep beraber kol kola girip ilimde, bilimde, adalette, ekonomide, siyasette, yönetimde, teknolojide, eğitimde, hukukta, sağlıkta, güvenlikte ve de burada yazmaya yer kalmayan tüm alanlarda beraber çaba sarf edelim.
Emin olmalısınız ki, Türk Milleti olarak bu gaflet uykusundan artık uyanırsak ve el ele verirsek gelecekte Türk Milleti olarak beraber tüm dünyaya gururla bu sefer şöyle haykırabiliriz:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
‘’NE MUTLU TÜRKİYE VATANDAŞI OLANA”
Dr.Tuğtigin Şen
Emekli Albay/Araştırmacı
KÖŞE YAZILARI
7 saat önceSPOR
16 saat önceSPOR
16 saat önceGENEL
16 saat önceGENEL
16 saat önceGENEL
16 saat önceGENEL
16 saat önce