MUTLU AİLELERİN MUTLULUĞU

Eskinin geniş aileleri günümüzde artık mevcut olmadığı için çekirdek ailede mutluluğu yakalamak zorundayız. Bu durum eskisine göre çok kolay olmasa da başarmak durumundayız.

Günümüz çekirdek ailesini tehdit eden en büyük tehlike bireyselleşme olmaktadır. Zaman, çevre, çağ, küreselleşme ve dijitalleşme bu duruma adeta tüy dikmektedir. Peki, böyle bir ortamda bozulmadan kalmanın imkânı var mıdır? Bunun çok kolay olmadığı aşikâr olmakla birlikte aile içi anayasa ile bir çerçeve çizmek işinizi bir nebze kolaylaştırabilir.

Mutlu ailelerde en azından roller belli olduğu için karşılıklı saygı hâkimdir. Bu şekilde; ilişkiler, diyaloglar ve görevler çerçevesinde özel ve mahrem alanlar belli olduğundan çatışmanın olması da olası değildir. Özveri, fedakârlık, diğergamlık, elini taşın altına koyma ve alicenaplık ile meseleler suhuletle halledildiği için yine bir çatışma ortamı söz konusu değildir.

Ailede, genetik ve fıtrat olarak birçok özellik ortak olsa da farklılıkların olması kaçınılmazdır. Netice olarak her bir bireyin farklı olduğunu kabul etmek, huzur ortamı için olmazsa olmazdır. Herkes iyi niyet çerçevesinde birbirini tamamlarsa, hayatı kolaylaştıran bir ortam oluşmuş olacaktır.

Çocukların ilgi ve yetenekleri tespit edilerek, kişiliklerine uygun eğitim almaları ve kişilik kazanmaları sağlanmalıdır. Kendi istek, talep ve beklentilerimiz doğrultusunda yönlendirme ters tepeceği için ömür boyu mutsuzluk kaynağı ve travma oluşacaktır; dolayısıyla bu duruma azami dikkat etmek elzemdir.

Evi yuva yapmak ve sıcak bir aile ortamı oluşturmak ortak tutumla oluşacaktır. Karşılıklı sevgi, saygı ve empati ile ilişkiler daha sağlam temeller üzerine oturmuş olacaktır. Açıklık, şeffaflık ve netlik, önyargıları ortadan kaldıracağı için karşılıklı dayanışmayı daha muhkem hale getirecektir. Aile, aynı zamanda iç kale olduğu için, sur ve burçlarını sinerji ile tahkim ettiğimizde dış etkenlere karşı daha aşılmaz olacaktır. Aileyi tehdit eden dış etkenlerden ancak bu şekilde korunmak mümkün olacaktır. Toplum ve geleceğimizi inşa etmek adına son kale aile olduğuna göre onu göz bebeğimiz gibi korumak kaçınılmazdır.

Sonuç olarak, mutluluğu yakalamak ve onu sürdürülebilir kılmak zorlu bir yürüyüştür. Aile bağlarının kuvvetli olması ve dayanışma ile bunu kalıcı hale getirmek mümkündür. Mutlu ailelerin mutluluğu aslında birçok konuda ortak hedefte buluşmaktan ibarettir; bunun yanında değerler ve kutsalları referans almak ve aynı yöne bakmak. Hepsi bu kadar. Bunu başarmak çok mu zor?

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın