GAZZE’DE ÇOCUKLAR AÇLIKTAN ÖLÜYOR
Filiz Bahçıvan kaleme aldı...
Günler önce sosyal medyaya bir video düştü. Eminim çoğunuz bu videoyu izlemişsinizdir.
Videoda, elinde boş bir tabakla yemek için ağlayan bir çocuk, babasına yalvarıyordu. Babası titrek bir sesle sadece şunu diyebildi:
“Allah şahit, sana verecek tek bir lokma yok.”
İçime oturdu bu cümle.
Siz açlık nedir bilir misiniz?
Öyle sağlıklı yaşam için yapılan saçma sapan diyetlerden bahsetmiyorum.
Yiyecek bir lokma ekmek olmadan güne uyanmaktan bahsediyorum.
Çocuğuna süt emzirememekten. Onun büyüyeceğine dair umutlarını kaybetmekten.
Üstelik bir gün değil, her gün bu gerçeklikle uyanmaktan, yeni güne.
Yanı başınızda ya da dünyanın birçok yerinde, milyarlarca "Müslümanlık" naraları atanların arasında, çığlık çığlığa can vermekten bahsediyorum.
Her gece, “Bu gece son gecem mi?” diyerek uyumaya çalışmaktan...
Gazze’de ölen insanlar değil, ölen insanlığımızdır. Vicdanımızdır, kavgamızdır, umudumuzdur.
“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.” dedi yüce Peygamberimiz.
Yüz binlerce çocuk aç giriyor yataklarına.
Yatak dediğime bakmayın sakın.
Uyumak için uzandığı yere aslında.
O çocukların yüzde doksan dokuzu, en son ne zaman sıcak bir yatağa girdi, kim bilir?
En son ne zaman lunaparka gittiler?
Ailesiyle en son ne zaman pikniğe gidip gönüllerince eğlendiler?
Biz bir elimiz balda, öbürü yağda hayatımıza devam ederken, Gazze’de bu yaşanıyor.
Biz bir saat aç kalsak hemen buzdolabına koşuyoruz.
Yemek seçen çocuğumuza hemen başka yemek yapıyoruz, değil mi?
Hiç aç uyudunuz mu?
Bir kere deneyin.
Biraz fazla acıktığımızda “öldüm açlıktan” diyoruz ya...
İşte Gazze’de bu cümle gerçeğe dönüştü.
Gazze’de çocuklar her gece aç ve uyuyamıyor.
İsrail’in ablukası altında, Gazze’de ekmeğe ulaşmak için sokağa çıkan insanlara kurşun sıkılıyor.
Bir torba un alacak diye canından oluyor.
Gazze’de ölen insanlar değil, ölen insanlığımızdır. Vicdanımızdır, kavgamızdır, umudumuzdur.
“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.” dedi yüce Peygamberimiz.
Yüz binlerce çocuk aç giriyor yataklarına.
Yatak dediğime bakmayın sakın. Uyumak için uzandığı yere aslında.
O çocukların yüzde doksan dokuzu, en son ne zaman sıcak bir yatağa girdi, kim bilir?
Bunlardan geçeli çok oldu artık.
Kuru bir ekmeğe muhtaçlar şimdi çocuklar.
Seslerini duyan var muhakkak ama karşılığı yok.
Bir millet, sırf ekonomik olarak güçlü değil diye, tüm dünyanın gözleri önünde usulca yok oluyor.
İşin acıklı yanı ise, dünya bunu sadece seyrediyor.
Bazıları kınıyor, bazıları da dua ediyor.
Dua nedir? Dua gayrete tabi değil midir?
Hiçbir şey yapmayan birisinin duası neden kabul olsun?
Ayağa kalkmamız için, bir şeyler yapmamız için ne olması gerekiyor?
Peki, soykırım nedir?
Bir şeyin soykırım olması için ne olması gerekir?
Anlamak için kulaklarımıza, ruhumuza hangi sözlerin söylenmesi gerekir?
Çocuklar, yaşlılar, kadınlar, erkekler ölüyor ey insan!
Gazze’de insanlık ölüyor ey insan!
İnsanlık ölüyor.