GAFİL OLMA ŞAŞKIN!..
3 Haziran 2015 tarihinde yaptığımız ülke analizi… Bİraz uzun olmuş ama sabredip, okursanız bugün olaylara ve yarın alacaklara dair küresel ve ulusal anlamlandırma yapabilir, tavır geliştirebilirsiniz….
……..
Yaklaşık yarım asırdır Türkiye'de Aydın Doğan zihniyeti üzerinden tahakküm kuran ve hükumetleri atayıp, görevden alan Bilderberg, 3 Kasım 2002 de AKePe Projesi ile bu tasarrufunu Pentagona kaptırmıştı…
Sivil ve Askeri kadroları Cemaat eli ile tasfiye edilince sadece "yetkileri sınırlandırılmış" Cumhurbaşkanlığı makamı ile varlığını idame ettiriyordu…
Cemaat ve Erdoğanistlerin "güç ve ganimet" mucadeleleri arasında, Milli irade ve hakimiyet anlamında "alternatif" bir konuma gelme ihtimali aşikar olan Muhsin Yazıcıoğlu Bilderberg'in askeri ve sivil timlerince infaz edilirken Cemeat ve Erdoğanistler sadece izlediler… Bu Nato ve TSK destekli Ingiz apımı bir suikast olup, mevcut Hükümet ve brokrası de "TEMİZLİKTE" taşörünlük yapmıştır..
Ergenekon Operasyonları ile pasivize olan oporasyonel gücünü takviye için İŞİD organızesi ile "din boyutundan" AKePe Hükümetini kafalayarak bölgede söz sahibi olma çabasındaki Bilderberg, 17-24 Aralık operasyonları ile Pentagon lehine engellenmeye çalışıldı…
Gezi olayları da Bilderbeg'in, Pentagonu yıpratma kapsamında yapılmıştı ve kısmende olsa amacına ulaştı, Erdoğanistler ve Cematin ayrışma sinyalleri verdi…
Pentagon Bilderberg ile birebir kapışmaktan kaçınıyorlar.. Bölgedeki yönetimlere hakimiyet noktasında güçlerini gösteriyorlar.. Ortadoğuda en az ABD kadar var olan İngiltere Bilderber adına varlığını İŞİD ile aşikar ederek, tüm dengeleri bozdu.. Oysaki şu günlerde Suriye ve Iraka, en azından Mısır ve Libya gibi bir şekil verilmiş olacaktı.. Türkiyedeki "kontrolsüz güç ve ganimet" çatışması da dengeleri Pentagon aleyhine bozdu..
Cemeatin devlet içinde kadrolaşması karşılığında, kendi feodal zümre saltaatını kurmaya çalışan Erdoğan, 17-24 Aralıkta zülfikara okunulması hasebi ile, Bilderberg'in ününü açacak düzenlemeler ile hem dış, hem de iç politikasında Pentagon karşıtı bir değişim yaparak, saf değitirdi… Bu arada kenince "garantör" anlamında Rusya, İran ve Çin bloku ile de flört etmekte bir beyis görmedi..
Erdoğanistler, içerde "Paralel Operesyonu" ile iştigal ederken diş politıka tamamen İŞİD Operesyonu ile İngiltere tarafından belirlenmektedir… PKK HDP eli ile oyuna dahil edimesi ile dikkatlerden kaçırılırken, hatta sempatikleştiştirilerek Türkiye genelinde "Ulusallaştırılırken", son 300 yüzyılın "iki kutuplu tolum projesi" gereği MGK kararları ile Cemeat hedefe oturtuldu.. Bu esnada Biderbergin aktif ve pasiv kadroları "ikmal konumuna " geçirilerek hasar giderme pozisyonuna çekildi, bu arada da Erdoğanist'lere kısmi lojiktik destek vermeye başladılar…
AKePe içindeki rahatsızliklar da bu tanzimin bir neticesi olup, "Güç Manyağı" haline gelen ve Erdoğanistlerin tasfiyesine yöneliktir… Bu seçimlerin ana teması da budur… Koolisyona zorlanan bir netice ve yeni aktörlerin arenaya sürülmesi.. Başta HDP olmak üzere MHP ve CHP de bu meyanda desayn edildi.. Oportüyonist ve hamasi söylemler yerini umut vaad eden ideolojik tanımlara ve ekonomik projelere bıraktı…
Bu meyanda CHP'nin "Mega Şehir" söylemi, AKePe'nin "İstanbul Ekümenliği" tasarımına alternatif olarak geliştirildi… Ülkücülük ideolojisi ile barışmış bir MHP, bölgedeki kaos nedeni ile umutvar bir konuma taşındı.. Seçmen HDP ve MHP üzerine tercih yaparken, ideolojik bütünleşmenin önüne geçilebilecek tedbirler de alınıyor.. HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın "mütedeyyin" söylemlerinin ve "özeklik" dillendiren seçilebilecek yerlerdeki MHP vekil adaylarının başka bir izah tarzı yoktur…
Her seçimde olduğu gibi seçmen manüpülasyonu ile dengeler kurulmaya sağlanırken, arka planda "yeni Türkiye" desayn ediliyor… Bu vizyona nasıl sokulacak, bunu seçim sonrasında göreceğiz… Bunun kısmende olasa millet menfeatine meyleder olması, kontrolsüz, manüpile edilemeyen kitlenin tercihine bağlıdır… Bekleyip göreceğiz..
……….
15 Temmuz OPERSYONLERI sonrasında yaşananlar ve akabinde Pentagon hamlelerine bağlı PELİKAN ÇETESİ’nin güç kazanması ve TORISCU-SOROSCU kavgasının sokaklara inmesi, beklentilerimiz noktasında olanlar bizi şaşırtmasa da, endişelerimiz hala varlığını koruyor… Geçen zaman içerisinde yanlış çikarcı iç ve dış politikalar ülkeyi ciddi bir kaosa sürüklemiş, kamunun uhtesinde herşey maalesef kontrolden çıkmıştır…
Karamsar değiliz, ancak umştvar olmak için olumlu bir hamle de göremiyoruz.
Ortadoğu yaklaşık 15-20 yıldır adeta bir ateş topu, doğu batı kuzey, güney bütün küresel güç odakları bir şekilde ateşe müdahil, Katar, Yemen, hatta Lübnan etkili bir unsur ama Büyük Biritanya'nın esamesi bile okunmuyor.. Oysaki malüm bölge de Göçmen Küşlar bile MI6'in kontrolünde uçarlar.. Bu hayra alemet bir şey değil gibi!..
Kim ne hamaset yaprsa yapsın, Türkiye çok önemli bir sürecin final eşiğinde… Dolayısı ile muhalefet özellikle "diş politikada" sesiz kalamamalı, hukuk ve toplumsal barışı sekteye uğratmamak kaydı ile HÜKÜMETİ çiddi gözetim ve baskı altına almalıdır… Futbol deyimi ile "adam adama markaj" yapılmalıdır.. Aksi taktirde ülke, bir yüz yıl daha vesayete mahkum edilebilir!.. MAAZALLAH..
Zafer GÜLER