EĞİTİM SİSTEMİMİZİ SORGULUYOR MUYUZ?

EĞİTİM SİSTEMİMİZİ SORGULUYOR MUYUZ?

ABONE OL
6 Eylül 2024 02:23
EĞİTİM SİSTEMİMİZİ SORGULUYOR MUYUZ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cornell Üniversitesi’nde Milton Leitenberg’in 2006 yılında yapmış olduğu “20. Yüzyıldaki Çatışma ve Savaşlarda Ölüm” isimli çalışmada, iç savaşlarda, sivil savaşlarda ve devletler arası savaşlarda ölen kişilerin istatistikleri sunuluyor. Araştırmaya göre:

1945’ten 2000 yılına kadar olan çatışma ve savaşlarda yaklaşık 41 milyon kişinin öldüğü tespit edilmiş. 2000 yılından sonra ise kamuoyuna yansıyabilen diğer araştırmalardan bir kısmına göre, sadece son 10 yıldaki savaşlarda 2 milyon çocuk ölmüş, 6 milyon çocuk sakat kalmış, 12 milyon çocuk evsiz, 1 milyondan fazla çocuk öksüz veya yetim kalmış, 10 milyon çocuk psikolojik sarsıntı geçirmiş ve on binlerce çocuk tecavüz ve işkenceye uğramış.

Başka araştırmalarda ilgi çeken bir diğer nokta ise, 1955’ten sonra savaşla ilişkili yaşanan ölümlerin neredeyse tamamının Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu, Latin Amerika coğrafyalarında gerçekleşen savaşlar neticesinde ortaya çıkması. Bu savaşların, iç ayaklanma ve isyanların gerçekleştiği ülkeler şu şekilde sıralanıyor:

Güney Amerika’da: Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Küba, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Guatemala, Honduras, Jamaika, Nikaragua, Peru.

Orta Doğu’da: Kıbrıs, Mısır, İran, Irak, Filistin, Lübnan, Suriye, Türkiye, Yemen.

Güney Asya’da: Afganistan, Bangladeş, Hindistan, Nepal, Pakistan, Sri Lanka.

Uzak Doğu’da: Burma, Kamboçya, Endonezya, Kore (Güney ve Kuzey), Laos, Malezya, Filipinler, Tayvan, Vietnam.

Afrika’da: Angola, Burundi, Kamerun, Çad, Etiyopya, Gana, Gine Bissau, Madagaskar, Mozambik, Namibya, Nijerya, Ruanda, Somali, Güney Afrika, Sudan, Uganda, Batı Sahra, Zaire/Kongo, Zambiya, Zimbabve, Cezayir, Fas, Tunus.

Araştırmacıların yaptığı incelemelere göre, yukarıdaki ülkelerin hepsinde ortak bir nokta mevcut: “Düşük Eğitim Seviyesi”

Dünyadaki güçlü ülkelerle ilgili araştırmalarda bulunan aşağıdaki hususlar ise çok dikkat çekici:

1945 yılında 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra “dünya barışı ve huzurunu korumak amacıyla” Birleşmiş Milletler (BM) kurulmuştur. Birleşmiş Milletler, kuruluşunda kendi misyonunu “Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği, uluslar arasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluştur” şeklinde tanımlamaktadır.

Halbuki BM’nin kurulmasından sonra tek bir yıl savaşsız geçmemiş ve 20. yüzyılda ölen insan sayısının yaklaşık 3’te biri bu dönemde ölmüştür.

Dünyadaki savaşları bitirmek için kurulmuş BM Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup, bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’dır.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün 2011 yılı dünya silah ticareti tablosuna göre, son 200 yıllık dünya tarihi içinde dünyaya en çok silah satan ülkeler arasında Amerika, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ilk beş içinde yer alıyor.

Peki, bütün bu ülkelerin ortak özelliği ne? “Yüksek Eğitim Seviyesi”

Peki, dünyayı yöneten milletlerin en önemli özelliği nedir?

Bu özelliği bulmak için Pakistan – İslamabad’dan Dr. Faruk Saleem’in bütün internet sitelerinde açık erişime sunduğu “Dünyada Nüfus Bakımından Azınlıkta Olan Yahudiler Dünyayı Yönetiyor” adlı çalışmasında Yahudi/Museviler hakkında tespit ettikleri çok dikkate değerdir.

Dr. Faruk Saleem, yazısında; “Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi/Musevi var. Kuzey ve Güney Amerika’da 7 milyon, Asya’da 5 milyon, Avrupa’da 2 milyon ve Afrika’da 100 bin Musevi yaşıyor. Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert Einstein bir Yahudi’ydi. Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudi’ydi. Karl Marx bir Yahudi’ydi.” diyerek, yakın dünya tarihinde ün yapmış Yahudi isimlerini ve yaptıkları işleri saydıktan sonra, Dr. Faruk Saleem “Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?” diye sormuştur. Dr. Saleem’in kendi sorusuna verdiği cevap şu şekildedir: “Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler. Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir).”

Kısaca; Dr. Faruk Saleem’in işaret ettiği eğitim anlayışı, Yahudi milletinin asıl gücüdür.

Bugün dünyada, 2000 yılı verilerine göre, sadece bir dakikalık askeri harcamaya 1,9 milyon dolar ayrılıyor. Yani herhangi bir yerde 2 saatlik zamanda 230 milyon dolar silahlanmaya gidiyor.

Eğer tüm dünya sadece 8 gün askeri harcama yapmayı bırakırsa, dünyadaki tüm çocuklara 12 yıl boyunca eşit ve kaliteli eğitim sağlanabilir.

Acaba dünyada birbirini öldürmek için silahlanmaya harcanan paralar eğitime harcansa idi, insanlığın ve savaşların yaşandığı ülkelerin şu andaki durumu ne olurdu?

Acaba iç çekişmelerin yaşandığı ülkelerde gerçekte hangi ülkelerin mücadelesi yapılıyor?

Peki, savaşların yaşandığı ülkelerin ortak özelliği ne? “Düşük Eğitim Seviyesi… Kısaca Cehalet…”

Peki, dünyayı yönlendiren ülkelerin ve milletlerin ortak özelliği ne? “Yüksek Kaliteli Eğitim Seviyesi”

Peki, bu durumda biz Türk milleti ve Türkiye olarak güçlü olmak istiyorsak ve dünyayı yöneten devletler ile milletlerin bizler üzerindeki oyunlarını bozmak istiyorsak ne yapmalıyız?

Peygamberimiz Hz. Muhammed; Bedir Savaşı’nda alınan esirleri 15 kişiye okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakması, cehalet ile mücadelede bizlere ne güzel bir örnek oluşturmuştur.

Büyük Atamız Atatürk, “Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, müstakil, şanlı ve yüksek bir cemiyet halinde yaşatır, ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder.” diyerek eğitimin önemini belirtmiştir.

Evet, evet artık Türk milleti ve Türkiye olarak ileride iç, dış mücadele ve kardeş kavgaları ile kan dökmeye devam etmemek ve bizlere silahlar satarak bu mücadelelerden kar sağlayan ülkelere ve milletlere fırsat vermemek için kaliteli eğitim zamanı gelmiştir.

Haydi, hep beraber bu mücadelede Peygamberimiz Hz. Muhammed’i ve Atamız Mustafa Kemal Atatürk’ü baş rehber yaparak Türk milleti ve Türk devletinin baş düşmanı cehaleti yenelim ve iç, dış mücadelelerde akıtmakta olduğumuz kardeş ve şehit kanlarını artık durduralım. Kısaca:

Türk milleti ve Türkiye’nin gelecek için en kritik yatırımı eğitimdir. Ama Her çocuğumuza ve gencimize kaliteli yüksek eğitim vermeliyiz. Ama ama Bu eğitim sorgulayıcı, araştırıcı ve yaratıcı olmalıdır.

Dr. Tuğtigin ŞEN
Araştırmacı

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Tercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.