BUGZ ETME

BUGZ ETME

Gazi Kaya kaleme aldı...

ABONE OL
3 Şubat 2025 01:35
BUGZ ETME
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Elinde iki bardak çayla geldi, selam verip karşıma oturdu.
“Al iç de içindeki buzlar erisin.”
“Çayım var ya gardaş,” deyip önümdeki bardağı işaret ettim.
“Sabahtan beri seni gözlüyorum, bardak sana bakıyor ama sen bardağı görmüyorsun.
Gemileri nerede batırdın, hayrola?”
“Gemiciklerim olmadı ki batıracak gemilerim olsun yav!” diye cevapladım gülümseyerek.
“Gemicikleri karıştırma, politika yapma.
Bugün Cuma, haksız kazananın gövdesinden veya rahmetlik Adil emminin dediği gibi ‘canı g*tünden’ çıksın.”
“Eyvallah gardaşım.”
“De hele, neyin var?”
“Yok bir şey yav, öylesine dalmışım dışarıyı seyrediyordum.”

Anlaşılan ya beni yine sinir etmek istiyordu ya da dalgın halimin sebebini öğrenmekti derdi.
Cuma namazı sonrası, arası yakın olan ikindiyi beklerken yanlış adama yakalandık bugün.

“Bir şey sorsam cevaplar mısın?” diye çalım atmaya teşebbüs ettim.
Muzipliği üstünde,
“Yolla gelsin, pilavdan dönen kaşığın sapı kırılsın.”
“Bugz nedir; bugz etmek nedir?
Bir insan bir başkasına neden bugz eder?
Hadi bakalım, bu üçünün cevabını ver,” diyerek, bir TV dizisinden duyduğum muzipçe cevapla lafı bitirdim.

“Keşke sormaz olsaydım,” diye ciddi bir tavır aldı, “suç bende, ne diye gidip arı kovanına çomak sokarsın, bırak kendi başına, bir zaman sonra durulur, dinginliğe erer, hayata döner.
Sana ne ulan kendi fırtınasında cedelleşen bir deliye yardım elini uzatmak.”

“Anlamadım?”
“Yok yav Gazi, kendi kendime konuşuyorum ya da sesli düşünüyordum.”
“Ha tamam; eee… bir soru sordum, cevap?”
Sessizlik.
Elindeki bardağı tepesine dikip,
“Bir bardak çay alıp geliyorum.”
Normalden uzunca sürse de, ocaktan dumanı tüten çayla gelip yerine oturdu.

“Bak gardaşlık,
Benim sözlerim ve ifade şeklim senin okuduğun kitaplarda yazmaz.
Zaten yazsa sormana gerek kalmazdı.”

“Eyvallah, seni dinliyorum.”

Başladı anlatmaya:
“Bir insan başkasının başarısını, bu ister iş hayatı olsun ister sosyal hayat veya yatırımlar olsun, kıskanırsa;
kendini ona karşı yetersiz hissederse, senin varlığın bile, hakkına ortak olduğun duygusuyla, onu rahatsız ederse bugz eder,” diye girizgâh yapıp uzunca bir izah ve konuşma yaptı.
O anlattı ben dinledim, ben dinledim o anlattı.
“Ama,” dedi, “ehl-i vicdan sahibi, imanı sağlam, Allah korkusu bâki, ahlakı yerinde olan hiç kimse bir başkasına karşı bugz etmez.
Bilirsin,
Ebu Cehilgiller de peygamberimize bugz etmişti.
İnsanız be Gazi, senin sık sık dediğin gibi,
‘Kötüler olmasa iyilerin kıymetini nasıl biliriz!’ değil mi?”
“Haklısın gardaş.
Son bir soru.”
“Aydın işi olsun!”
“Kardeşler arasını bozmaya kadar varan bugzu nasıl izah edersin çok bilmiş gardaşım?”
“Hoooppp Gandıralı, orada dur işte.
Öyle bir mayası bozuk olanı ifade ve izaha benim aklım da ermez.”
“Benim de ermedi de sana sordum.”

“Allah versin Gazi efendi,
De hadi, kalk gidelim, eli kulağındadır, hoca şimdi ‘Allahü Ekber’ der.”
Ayağa kalkarken;
“Battı fishing,
Yan going,” dedi.
“O ne yav?!”
“Battı balık yan gider sözünün Yozgat İngilizcesi cahil gardaşım.
Ben gidiyorum, ister gel istersen soğuk çaylarla aşk yaşamaya devam et,” deyip, sıvışıp gitti malamat herif.

Kitaplar güzeldir amma kitaplardan daha güzeli gönlü güzel yarenlerdir, değil mi?

Gazi KAYA (Kadiroğlu Gazi)

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP